GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:6
Tarih:12.10.2022

DERSİM DAĞ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

"Dezenformasyon yasası" adı altında basına sansür getirilmesine yönelik kanun teklifini gündemimize almış bulunuyoruz. Halkın bilgi alma hakkını engelleyecek, gazetecilerin haber yaparken sansür ve otosansüre maruz kalmasına neden olacak bir yasayı konuşuyoruz. Dili doğru olmayanların eğri yollardan bize dayattığı bu yasa hakikati söyleme cesaretini kırma çabasından başka bir şey değildir. Kitapsız kütüphaneler, çocuksuz kreşler, eğitimsiz üniversiteler açan, ayakkabı kutularından bir rejim, adaleti olmayan yargı ve tek ses etmeyen bir medya yaratanlar şimdi "yasak" demenin bile yasak olduğu sansürü yaratmanın peşine düşmüş.

Değerli arkadaşlar, sansür aklın kendisini yok etme girişimidir. Dün zulümlere, baskılara ve binbir çeşit sansüre uğrayanlar bugün ellerine fırsat geçer geçmez aynı şeylerin mislini yapıyorlar. Bu yasa içinde yer alan düzenlemeler La Fontaine, Ezop ya da Keloğlan masalı değil, önümüzde duran özbeöz AKP masalıdır. Sansür yasası bir masal anlatısıdır çünkü "İstediğinizi söyleyin ama hapse girersiniz, istediğinizi giyinin ama linç edilirsiniz, istediğiniz gibi yaşayın ama nefret ederiz sizden." diyor. Sansür tüm bunları örtbas etmek için olmasın mı?

"Sansür yasası nedir?" diye soranlar 9 Ekimde uluslararası komployu kınadığımız eylem alanlarına baksın. Milletvekillerinin dahi görüntü alması engellenmiş, hatta şiddet eyleminde bulunulmuştur. Sansür yasası daha yasalaşmadan sansür her yerde kendini göstermeye başlamıştır.

Diyarbakır'da 16 gazeteci gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek üç aydır haklarında iddianame olmadan cezaevinde tutuluyor. Bağımsız, tarafsız ve özgür yargımız dört yana haber salmış, gazetecileri fişlemek için kendine zaman ayırıyor. Adalet sarayları suç üretme merkezi mi, iktidardan olmayanın çarmıha gerildiği yer mi belli değil. Hakikatin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Bugün ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizi de tartar. Gerçek şudur ki dezenformasyonun ana kaynağı bu iktidardır. Filozof Diyojen'in İskender'e söylediği "Kral olarak beni susturma gücünün olduğunu biliyorum ama benden gerçeği duymaya yetecek cesaretin var mı, yoksa doğruları duymayacak kadar korkak mısın?" dediği yerdeyiz. Evet, gerçekleri duyacak kadar cesaretiniz yok. Bu yasanın sebebi budur. Öyle ki Roma'da Senatoyu aşağılamak için atını senatör olarak atamaya karar veren Caligula yolunda hızla gidiyoruz. Yani ülkeyi ataşe atarak etrafında ısınan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu zihniyet en çok gençlere, kadınlara saldırıyor. Her 2 gençten 1'inin üniversite mezunu işsiz olması, her 5 kadından 4'ünün işsiz olması, gençlerin artan enflasyon karşısında geçinememesi, barınamaması, gençlerin yüzde 75'inin yurt dışını umut kapısı olarak görmesi; gençlerin, toplumun gerçeği budur. Sunulmak istenen güllük gülistanlık tablo saray sofraları, emeksiz zengin ettikleri yandaşlarıdır.

Sansür yasası, bu sorunları derinleştirmek istiyor ve sorunlara karşı ses çıkaran kitleleri de hedef alıyor. Bu sansür yasası, muhalif herkesi hapisle korkutma yasasıdır, kendinden olmayan herkesi vatan haini ilan etme girişimidir.

Roma Cumhuriyeti döneminde vatanseverliğin tanımı şuydu: Kendi devletini eleştirebilmekti, en açık ve sert şekilde devletin hata ve suiistimallerini söyleyebilmekti. Asırlar sonra devleti eleştirmenin "vatan hainliği" olduğunu söylüyorsunuz. Tamam, o zaman açık bir şekilde ebedî diktatör ilan edilen Jül Sezar gibi yapın da bitsin bu demokrasicilik oyunu. Bu kadar yalan sizi de yormuyor mu? Ülke krizde, müsebbibi de AKP, MHP'dir. Bunu kabul etmek için sizi Roma'ya ışınlamak mı gerekiyor? Zorbalıkla nereye kadar sürer bu hükümdarlık? Yalan dünyanız hakikat karşısında zifirî karanlık. Ektiğiniz korku tohumlarını en çok siz içinizde hissediyorsunuz. Korktukça çırpınıyor, çırpındıkça batıyorsunuz. Bizi neyle suçluyorsanız ta kendisisiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

DERSİM DAĞ (Devamla) - İmparatorluğunuz karşısında el pençe durmamızı beklemeyin. Açın demokrasi barometrelerini ve bekleyin. Hakikatin ışığında gerçekler susmayacak. Her zaman hakikati haykıran, yazan ve halka duyuran özgür basın çalışanları olacaktır. Sesini kısmaya çalıştığınız, hakikati yazan basıncılar karşısında yenileceksiniz. Hakikat karşısında er ya da geç yenileceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar)