GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:6
Tarih:12.10.2022

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletin vergilerini çarçur edenlerin, aldatan ve sürekli "Aldatıldık." diye sızlananların, milleti soyanların, halkın aklıyla alay edip utanmadan yalanlar söyleyenlerin ifşa edilmesinden korkan bir rejimle karşı karşıyayız.

AKP medyanın yüzde 95'ini kontrol altına almış, talimatlı haberler yaptırıyor; yetinmiyor, sansür yasasıyla, sosyal medya dâhil iş bilmezliklerini, mafyavari yönetim anlayışını, yolsuzluklarını, işsizliği, yoksulluğu eleştirerek gerçeği dile getirenleri tümden susturmak istiyor. RTÜK, İletişim Başkanlığı ve Basın İlan Kurumu özgürlüklere darbe vururken sosyal medyada suç olmayan konularda dahi dava yoluna gidilirken basının haber alma ve haberi kamuoyuyla paylaşmasının önüne daha baskıcı mevzuatlar getiriliyor. İşsizliği, açlığı, halkın icra dosyalarını, ödenemeyen faturaları, alıp başını giden akaryakıt, doğal gaz, elektrik fiyatlarını, nefes alamayıp intihar edenleri, yüzde 186'ya dayanan enflasyonu, adaletin yok edilmesini, Türkiye'nin uyuşturucu ve mülteci bataklığı hâline getirildiğini gizleme derdine düşmüşler anlaşılan. (CHP sıralarından alkışlar) İsraflarıyla, yolsuzluklarıyla, ekonomiyi batırıp milleti aç bırakanlar, "Ekonomi kötü." demek suç olsun istiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Milletin aklıyla alay edercesine devlet eliyle TÜİK ve diğer kurumlara yalan söyletenler, yalanları ortaya çıkmasın istiyor. Ülke içindeki şiddet, gerilim ve saldırgan tutumunu sürdüren AKP, sorun yaşanmayan tek bir alan bırakmadı; adaletin, özgürlüğün kırıntısını bırakmadı ancak hiçbir şeyin üstünü örtemeyecekler.

Sayın milletvekilleri, geçtiğimiz nisan ayında AKP ve MHP ittifakı seçimleri kazanamama paniğiyle Seçim Kanunu'nda değişiklik yaparak yasayı alelacele geçirdi. Seçimleri güvence altına alma kaygısıyla yapılan düzenlemenin devamı olarak bugün sansür yasasıyla karşımızdalar. Getirdikleri seçim ve sansür yasası birbirini tamamlayan iki yasadır. Her ikisi de demokrasiye düşmandır ve Anayasa'ya aykırıdır. Seçimleri kazanmak için kurulan bir kumpastır. Seçime sekiz aydan az zaman kalmışken basını tek sesliliğe mahkûm eden ve halkın haber alma hakkını yok eden bu teklif, demokrasiyi yok etme girişimidir. Anlaşılan iyice acze düşmüşler; gideceklerini anladılar, korkuyorlar, bu sandık onlar için son sandık. Bugüne kadar ve bundan sonra yaptıkları tüm yalan haberlerin, algı yönetimlerinin bedelini ödeyecekler. Korkunun ecele faydası yok, gi-di-yor-lar. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, artık, sosyal medyada, yerel haber sitelerinde, internet gazetelerinde AKP'nin aleyhine bir şey yazıldı mı hemen "Suç oluştu." diyecekler, insanları cezaevine atacaklar, korku iklimi yaratacaklar. Bu düzenlemeyle yarattıkları halka yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu muğlaktır, subjektif değerlendirmelere açıktır. Zamana, kişilere ve koşullara bağlı olarak farklı yorumlanabilecek bu düzenlemeyle, yalnızca gazeteciler değil, tüm toplum ciddi bir cezai tehditle karşı karşıya kalacaktır. Ağır para cezaları, hapis cezaları, kapatma, basın kartı iptalleri, ekmeği, emeği ve düşünce özgürlüğünü yok etme ve halkın haber alma özgürlüğüne sopa sallama girişimidir.

AKP'nin propagandasını yapan, fiilî olarak Türkiye'deki basın özgürlüğünün önündeki en büyük engel olan İletişim Başkanlığının, Basın Kanunu'nda bir taraf hâline getirilerek medyaya daha fazla müdahale edebilmesine izin veriliyor. Biliyoruz ki yaklaşan seçim öncesi, Hitler'in İletişim Bakanı Goebbels'in taktikleriyle, AKP'ye hizmet eden İletişim Başkanlığı eliyle basını mengeneye alıp işine geldiğinde boğazını sıkmak, işine geldiğinde gevşetme niyetindeler. Yasayla birlikte, muhalefet yapan bütün yayınları, yalan haber yapmakla, yaymakla suçlayabilecek yetkinin AKP'ye bağlı ve bağımlı kurumlara verilmesi çok tehlikelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Bir bilginin yalan veya doğru olduğuna mahkemeler ya da basın otoriteleri, basın meslek örgütleri karar vermelidir; AKP'nin kukla bürokratlarının saray talimatıyla yönettiği kurumlar değil. Düzenlemeyle, yalan haberi yapanın yanı sıra "yayan" ifadesini getirerek demokrasi ve ifade özgürlüğünün çökertileceği çok açıktır. Sormak lazım, bu düzenlemeyle hangi akla hizmet yerel gazetelerin ana yaşam kaynağı olan resmî ilan gelirlerini yüzde 75 azaltmaya kalkıyorlar? Hangi akla hizmet yandaş dernek ve vakıf yöneticilerinin, pek çok kamu çalışanının basın kartı almasının önünü açıyorlar da özgür medyayı baypas etmek istiyorlar? Bu yasa geçerse hiçbir basın kuruluşunun, sosyal medya mecrasının Hükûmete ve yandaşlara yönelik haber yapma, onların gerçek yüzünü teşhir etme şansı kalmayacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Selamlamak için izin verir misiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Peki, selamlayın lütfen.

SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Bu, karanlığa giden yoldur. Dikta yönetimlerinin faşizminin demokrasimize, Anayasa'ya, hak ve hürriyetlere darbe vurmasına asla müsaade etmemeliyiz. Gerçekleri cezalandırmaktan başka amacı olmayan, bu dezenformasyonu derinleştiren zulüm ve sansür yasa teklifi derhâl çekilmelidir.

Saygılarımla. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)