GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:6
Tarih:12.10.2022

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 22'nci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, teklifin bu maddesiyle Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun'un 49'uncu maddesi kapsamına müeyyideler açısından gazete ve dergilerin yanı sıra internet haber siteleri de alınmaktadır. Konuyla ilgili yargı mercisi de asliye hukuk hâkimliği olarak belirtilmiş ve basit yargılama usulü öngörülmüştür.

Değerli milletvekilleri, iktidarın kişisel hak ve hürriyetler açısından iyi bir karnesinin olmadığını biliyoruz ve bugün de burada iktidarın sosyal medya üzerinde kurmaya çalıştığı baskıcı tavır yasallaştırılmaya çalışılıyor. Medeni Kanun'un ve mevcut dünya düzeninin hiçbir kurum ya da kuralıyla izah edilemeyecek bir hürriyet kısıtlama teklifiyle karşı karşıyayız. Uzun zamandır, sosyal medya kullanıcıları ve özellikle geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimiz kendi aralarında konuşurken "Aman Silivri soğuktur, paylaşımlarımıza dikkat edelim ha!" diyerek esprileriyle de olsa bu baskıya dikkat çekiyorlar.

İnsanların düşüncelerini açıkça ifade ettiği sosyal medyaya kısıtlama getirmeye çalışmak zaten yazılı ve görsel basından yeterince ve doğru haber alamayan vatandaşlarımızın kişisel hak ve hürriyetlerine de bir darbe vurmak demektir. Aslında bu kanun teklifiyle deniliyor ki: "Ekonomi ve enflasyon bilgilerini yazmak suçtur. Türk lirasının döviz karşısında değer kaybettiğini ifade etmek suçtur. Adaletsizlikleri ve yolsuzlukları paylaşmak suçtur." Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Bunun adı "baskı rejimi" değildir de nedir? Bu teklif "Enflasyondan, döviz kurundan, mutfaktaki yangından bahsetme, sus!" teklifidir. Bu teklif "İşsizlikten, pahalılıktan, kuşa dönmüş maaşlardan söz etme, sus!" teklifidir. Bu teklif "Milleti soyup soğana çeviren garantili ihalelerle zengin ettiği müteahhitlere sesini çıkarma, sus!" teklifidir. Bu teklif "KPSS'deki hırsızlıkları konuşma, geleceği çalınan gençlerimizin feryadını görmezden gel, sus, ağzını açma!" teklifidir.

Değerli arkadaşlar, burada soruyorum şimdi: Bu yasayı kim denetleyecektir? Haberin doğru ya da yanlış olduğuna kim karar verecektir? Cumhurbaşkanlığı basın birimi mi yapacaktır bu işi? Bakın, 1994-2014 arasında Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla hakkında dava açılan kişi sayısı 1.138 iken 2014-2020 yılları arasında bu sayı âdeta zirve yaparak 38.581'e ulaşmıştır. Buna dikkatlerinizi çekmek isterim arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, malum olduğu üzere, demokratik toplumlarda insanlar düşüncelerini özgürce ifade edebilmektedir. Kamuoyunda sayısız sakıncası ortaya konulan bu yasayı bugün burada, Parlamentoda onayladığımız takdirde demokratik bir toplum olduğumuzdan nasıl söz edebiliriz? Yasama organı olarak bizler, hak ve özgürlükleri korumayı amaçlıyorsak toplumun geneline fayda sağlayacak kanunlar çıkarmaya özen göstermeliyiz. Ama görüyoruz ki, çıkarılmaya çalışılan bu yasa, milletin genelinin sorunlarını çözmek için değil iktidarın sosyal medyayla olan sorunlarını çözmek için düzenlenmiş bir yasadır. Şimdi, zamanım oldukça azaldı. Son söz olarak diyorum ki İYİ Parti iktidarında tüm bu baskılar ortadan kalkacak ve Türkiye, özlemini çektiğimiz, demokratik, güneşli günlere kavuşacaktır.

Az kaldı diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)