| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 13.10.2022 |
ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Cumhurbaşkanı 2011'de Facebook'tan rahatsız olduğunu belirtmişti, 2014 yılında ise Twitter'la ilgili "Twitter miviter, hepsinin kökünü kazıyacağız." Nasıl buraya geldi, nasıl bu noktaya geldi, biraz bunu açmakta fayda var. Sosyal medyayı susturmak için önce bu ekip bir trol ordusu oluşturdu. Bu trol ordusu kimisi paralı kimisi şebeke hâlinde çalışan kimisi İstanbul Belediyesinde -dönemin belediye yönetiminde- kimisi Ankara Belediyesinde kimisi de Cumhurbaşkanlığının kimi birimlerinde algı yaratmak, siyaseti yönlendirme, toplumu dizayn etme yöntemiyle sosyal medyaya el attılar ama orada başarılı olamadılar. Beceriksiz bir şekilde binlerce trol ordusuyla sosyal medyada hâkimiyet kuramadılar. Bu sefer ne oldu? Bu sefer Cumhurbaşkanı hakkında hakaret iddiasıyla, on binlerce dava açıldı, 150 binin üzerinde insan ifadeye çağırıldı, binlerce insan tutuklandı. Baktılar bu iş böyle de olmuyor, ondan sonra geçen sene Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bununla ilgili düzenleme yapacağını söyledi. Sebep? Doğan Haber Ajansını -alan değiştirdiler- bir tüpçüye -şirketi- geçirdiler, orada "amiral gemisi" diye tabir edilen merkez medyayı böyle kontrol altına aldılar, televizyonların yüzde 90'ında hâkimiyet oluşturdular ama sosyal medyada bu hakimiyeti oluşturamadılar. Çünkü iletişim teknolojileri gelişiyor, bilim gelişiyor, teknolojinin üzerinde hegemonya kuramazsınız. Ne dediler? "Biz kanun çıkaralım, bizim karşımızda duranlar hakkında da 29'uncu maddede olduğu gibi bir yıldan üç yıla kadar, olmadı bunu yarı oranında artıran dört buçuk yıla kadar ceza oluşturalım." Aslında, bu maddenin uygulanma durumu mümkün değil; mesele burada algı oluşturma, mesele burada korkutma, toplum üzerinde psikolojik harp sistemini yürüterek meseleyi böyle dizayn etmek.
Diğer bir Bakan ne diyor? Bekir Bozdağ, kendisi Adalet Bakanıdır, adaletin olmadığı bir ülkede Adalet Bakanıdır, her gün binlerce insan mağdur edilmektedir. "Herkes 'tweet' atabilir ama içi boşsa sorun yoktur kardeşim." diyor. İçinin boş olması neye bağlıdır, neye göredir? İşte, mesele biraz böyledir, sıkıntılı bir durumdasınız, zorlanıyorsunuz, hâkimiyet kuramazsınız. Bakınız, iletişim teknolojileri gelişiyor; bilim gelişiyor; bunu kanunla, yasayla kontrol altına alamayacağınızı biliyorsunuz. Bu yöntemleri 20'nci yüzyılda da denediler. "1984"te George Orwell açık bir şekilde anlatıyor, Büyük Birader'i anlatıyor ama şu an bu ülkeye de bir tane uzun birader ayarlamışsınız. İnsanlar konuşmasın, insanlar duymasın, insanlar düşünmesin, biat etsinler; liyakatli insanları ondan dolayı yanınızda konumlandırmıyorsunuz. İlk ilkeniz, sadakatle bağlı olacak; "Öl." derse öl, "Kal." derse kal. "Şu maddede elini kaldıracaksın, şu maddede elini indireceksin." "Düşünmeyeceksin, sorgulamayacaksın, eleştirmeyeceksin ama düşüneni de eleştireni de sorgulayanı da cezaevine atacaksın, şiddet uygulayacaksın." Bu ülke bunlardan çok çekti. Şu an iletişim teknolojileri... 20'nci yüzyılda Kürt gazeteciliği içerisinde sembol bir isim Ape Musa'yı Amed'de katlettiler, 80 yaşındaki bir insanı farklı bir düşünceyi temsil ettiği için mermilerle vurdular. Ermeni halkının önde gelen gazetecisi -sizin döneminizde- Hrant Dink'i öldürdüler ama katilini cezaevinde tosun gibi de beslediler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Şimdi "Müesses nizam." diyorsunuz, "Müesses nizam içerisinde gazetecilik yapabilirsiniz. Türklük sözleşmesine tabi olacaksınız." diyorsunuz, "Bu sözleşme içerisinde ufaktan eleştiri de yapabilirsiniz, düşüncenizi de ifade edebilirsiniz ama müesses nizam dışına çıkarsanız size yaşamın her alanını dar ederiz." diyorsunuz ama artık globalleşen dünyada bunun pek bir anlamı yoktur, pek bir önemi yoktur. Halka şiddet uygulayarak, insanları tutuklayarak bunun önüne geçemezsiniz.
Halkımıza çağrımızdır: Bu yasayı hep birlikte aşacağız, düşüncemizi ifade edeceğiz, her yerde savunacağız; mitinglerde, alanlarda ancak bu yöntemle aşarız. Sosyal medyayı da etkin bir şekilde kullanmaya çağırıyoruz halkımızı, en aykırı düşünceyi de savunun, durduğunuz pozisyonu koruyun.
Halkımızı selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)