GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bosna Hersek'in kurucu lideri merhum Aliya İzzetbegoviç'in vefat yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:9
Tarih:19.10.2022

REFİK ÖZEN (Bursa) - "Gözlerinden salıncaklar kuruludur gökyüzüne.

Ufka ayarlı bakışlarından yarınlara adanmış zaferler tüter.

Sessiz bir çığlıktır o.

Kuşatılmış duyguların, hapsedilmiş hayallerin özgürlüğe açılan kapısıdır.

Bir hayali binlerle bölüşen gönüllerin fatihi Aliya İzzetbegoviç'tir o."

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son yüzyılın en önemli fikir insanlarından, mücadele ve kararlılığın simgesi, Bosna Hersek'in kurucu lideri merhum Aliya İzzetbegoviç'in vefat yıl dönümü münasebetiyle söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Bartın'da meydana gelen maden kazasında şehadete yükselen madencilerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1925 yılında Bosna Hersek'in Bosanski Samac ilinde Üsküdarlı bir Türk kızının torunu olarak dünyaya gelen Aliya kendisini hep Osmanlı görmüştür. 2 yaşındayken ailesiyle birlikte hayatının en önemli kısmının geçeceği Saraybosna'ya yerleşmiş, hukuk eğitimi görerek uzunca bir süre avukat olarak çalışmıştır.

Kimileri komutan olur, kimileri cumhurbaşkanı olur, kimileri filozof, mütefekkir, kimileri savaşan biri; Aliya ise hem Devlet Başkanı hem halkının kurtuluş mücadelesine öncülük eden bir komutan hem filozof, mütefekkir, dava adamı ve devlet adamı özelliklerinin hepsini kendisinde toplayan birisiydi. Genç yaştan itibaren İslami çalışmalara ve Müslümanların sorunlarına ilgi gösteren Aliya, Genç Müslümanlar örgütüne üye olduğu gerekçesiyle 1946 yılında üç yıl hapse mahkûm edildi. 1983 yılında Yugoslav mahkemelerinde yargılanırken "Ben Müslüman'ım ve Müslüman kalmaya devam edeceğim." demiş ve on dört yıl hapse mahkûm olmuştu. Yugoslavya'nın dağılma sürecine girdiği dönemde Demokratik Eylem Partisini kurarak Genel Başkanlığa, komünist yönetimin çökmesiyle birlikte yapılan ilk serbest seçimlerde Bosna Hersek Devlet Başkanlığına seçilmiştir. Sırp ve Hırvat güçlere karşı yürütülen bağımsızlık savaşına liderlik yapmış, 1995 yılında savaşa son veren Dayton Anlaşması'nı imzalamıştır.

Aliya, fikirleri ve eserleriyle çağını kendisine hayran bırakan bir entelektüeldir. O, bir savaşın, bir soykırımın orta yerinde inandıklarını savunan, inandığı gibi, vicdanlı ve ahlaklı kalabilen bir liderdi. Aliya, ürettiği düşüncenin yaşayan bir örneğiydi. Kendisi birinci derecede vazgeçilmez olarak beş temel kavramı savunuyordu; bunlar, İslami bir bilincin inşası, hukuk, özgürlük, ahlak ve eleştiriydi. Genelde dünyanın, özelde de Müslümanların bu beş temel konuda yeniden düşünmelerini istiyordu. Onun zihninde, insanlar hangi inanç ve felsefe mensubu olursa olsun özgürce bir arada yaşayabilirlerdi. "Eğer böyle bir dünya yoksa bunu biz inşa etmeliyiz" anlayışı hâkimdi Aliya'da. Savaşın sonuna doğru barış anlaşmasına giderken "Bizler insan olmaya ve insan kalmaya çalıştık ve başarılı olduk. Ancak, bunu onlardan dolayı yapmadığımızın altını çizmeliyim; kendimizden dolayı insan kalmaya çalıştık. Onlara hiçbir şey borçlu değiliz. İnsan olmak ve insan kalmak, Allah'a ve kendimize karşı sorumluluğumuzdur." demiştir. "Ben Avrupa'ya giderken başımı önümde eğik gitmiyorum çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamımı yaptılar, hem de Batı'nın gözü önünde, Batı medeniyeti adına. Bugünkü dünya ve liderlerle adil bir barış yapmak mümkün değil." diyordu Aliya.

Aradan bunca yıl geçmesine rağmen, özellikle Türkiye olarak yaşadığımız bu süreçte, Batı dünyasıyla ilgili sözlerin ne kadar haklı ve geçerli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Bosna Hersek'te 90'lı yılların ilk yarısında yaşanan özellikle Srebrenitsa'daki o soykırımı hiçbir zaman unutmayacağız. Hollandalı askerlerin koruduğu bir alanda 8.700'ün üzerinde Boşnak kardeşimiz soykırıma uğradı. O zaman herkesin ortak şekilde dillendirdiği bir söz vardı, "Avrupa Bosna'da öldü." şeklinde ifade ediliyordu. Evet, Avrupa ve temsil ettiği medeniyet Bosna'da o soykırım nedeniyle gerçekten ölmüştü, onun devamında da birçok İslam ülkesinde yaşanan katliamlarla yerin altına gömülmüştü aslında.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

REFİK ÖZEN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aliya "Tabuta konulmuş olsa da toprağa gömülmediği sürece Türk, tek güvencemizdir." diyordu. Vefatından çok kısa bir süre önce hastanede kendisini ziyaret eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a vasiyet niteliğindeki "Bosna'mı koru, Bosna'ma sahip çık. Buralar hep evladıfatihandır, o size emanettir." sözünü hiç unutmadan, barış ve huzur içinde yaşayan daha güçlü bir Bosna Hersek için mücadelemizi veriyor ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz.

Bu vesileyle bilge lider merhum Aliya İzzetbegoviç'i bir kez daha rahmetle anıyor, Genel Kurulumuzu, kardeş Bosna halkını ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ, MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)