| Konu: | Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 20.10.2022 |
BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Endüstri Bölgesi Kanunu'nun 5'inci maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
"Endüstri Bölgesi" dediğimiz zaman, halka sorduğumuzda, böyle teknolojik, bilim, endüstri, ileri teknolojiyle kurulmuş yerler olarak düşünüyor halk -ve bizler- çünkü sanayi bölgelerimiz var, sanayi sitelerimiz var, organize sanayi bölgelerimiz var. Bu endüstri bölgelerinin de farklı bir yapıyla gelişmesi çok önemli fakat uzun bir dönemdir bir türlü, Hükûmet, sanayicinin cebinden elini çekmedi. Covid döneminde salma vergiler çıktı, ondan sonra genel sekreterlerin organize sanayi bölgelerinde Hükûmet tarafından tayinleri ortaya çıktı, şimdi de organize sanayi bölgelerindeki... Sanayici olan arkadaşlarımız çok iyi bilir, bir işletmede maaş ödemek, sigorta ödemek, elektrik parası ödemek sanayicinin her zaman belini bükmekte. Bunu tahmin ediyorum, Bakan Yardımcımız da sanayiden geldiği için onun da çok iyi bilmesi gerekiyor ondan dolayı sanayici kendi ayakları üstünde uçmakta ve kendi ayakları üstünde, Hükûmet ayaklarından çektikçe o bir yerlere gitmeye çalışmakta ama maalesef ki hele bu son dönemde gelişen olaylarla artık sanayicinin de son noktasına, son raddesine geldi.
Bu organize sanayi bölgeleri ve endüstriyel bölgelerde de verilen kararlar... Yine, son verilen kararda Cumhurbaşkanlığı sisteminde bütün her taraf, tek adama bağlanmakta, diyor ki: "Burası endüstri bölgesi olacak, burayı kapatın, bu bölgeyi de A firmasına veriyorum." Bu kadar lüksü biz neden teslim ediyoruz arkadaşlar Cumhurbaşkanına? Bizlerin aklıselim bir çalışma sistemimiz yok mu? Buradaki bütün sanayici arkadaşlara da soruyorum, Bakana da soruyorum: Neden biz bunu değerlendiremiyoruz ki, tek insan mı var bu işlerin hepsine karar verecek Türkiye'de? Yetti arttı artık. Sanayici ayakta -dediğim gibi- zor duruyor, borcunu harcını zor ödemekte. Bir de "Ben buraları kapattım. ÇED de tanımam, KED de tanımam ama ben burada bu işi yapacağım, A firmasına vereceğim..." Aynen, İzmir'de bir endüstriyel bölge var, tek firmaya verildi, o da Cumhurbaşkanına çok yakın bir firmaya verildi; endüstri diye yapılacak şey de 1 santimlik, 2 santimlik sac yapılacak, sac. Böyle bir hayat yok ya, böyle bir sistem de yok.
Bir dönemler sanayinin biliyorsunuz ki aslanları vardı, kaplanları vardı Türkiye'de ta Özal döneminden, 80'den sonra gelen ama şimdi, son süreçte sanayicimizi kediye çevirdik -kedi oldu sanayiciler- bir de kuyruğunu saraya bağladık -ondan sonrası Allah kerim- sanayiciler ne yapacağını şaşırmış vaziyette.
En yakın iktidarımızda iş gücü alanlarını artırarak sanayimizin gelişmesini sağlamak mecburiyetindeyiz. Yirmi yıldır sanayimizin geldiği noktayı şimdi size tarif edeceğim: İtalya'da 650 bin hektar sanayi alanı varken, Fransa'da 955 bin hektar sanayi alanı varken, Almanya'da 1,5 milyon hektar sanayi alanı varken Türkiye'de maalesef ki 280 bin hektar sanayi alanı var ve yirmi yıl sonra geldiğimiz sonuç bu. Şimdi de "endüstri bölgeleri" diye bir tabir kullanarak, ÇED raporlarını kaldırarak ayrıca bir organize sanayi bölgesi ve sanayi alanı yaratmaya çalışıyoruz. Yarın öbür gün... Aklıma başka şeyler gelmekte. Ne gelmekte biliyor musunuz? Hani şimdi millet parkları filan yapıyorsunuz ya, millet bahçeleri, millet parkları bunların da alanları tutarsa -nasıl olsa ÇED imkânı da kalktı- şehirlerin orta göbeğinde acaba 297 tane endüstri bölgesi tayin edecek misin Cumhurbaşkanı diye düşünmekten kendimi alamamaktayım. Yirmi yıldır Sanayi Bakanlığı yapan tüm bakanlara sesleniyorum: Yirmi yıldır ne yaptınız? İstihdamın en önemli kaynağı olan sanayicinin ve sanayinin ipini her daim boynunda tutmaya çalıştınız. Bırakın, bırakın ki sanayici ilerlesin, büyüsün. Bizim iktidarımızda inşallah sanayicimizle el ele, kol kola, en yüksek sanayi teknolojilerini kullanarak onların bütün imkânlarını önlerine sunacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BEDRİ SERTER (Devamla) - Kesinlikle ket olmayacağız, kesinlikle sanayicimizin önüne bir engel koymayacağız, kesinlikle duvar olmayacağız. Çünkü Türkiye'nin gelişiminde, Türkiye'nin büyümesinde, Türkiye'nin istihdam kaynaklarının oluşmasında ve gençlerimizin işsiz kalmaması için mücadele etmemizde fabrikalarımız çok önemli unsurlardır. Hepinizin bildiği gibi, cumhuriyet kurulduğu tarihte Atatürk, tren fabrikasını kurmuştur, ray fabrikasını kurmuştur, uçak fabrikasını kurmuştur, Sümerbank kurulmuştur; hepsini yerle bir ettiniz ya, hepsini yerle bir ettiniz. "Devlet sanayiden çekilecek." dediniz, devlet marketçilik yapıyor. Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinin Cumhurbaşkanı reklamını yapıyor. Nasıl bir iş bu? Ben buna bir anlam veremedim.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)