| Konu: | Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 20.10.2022 |
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.
Genel Kurul ve değerli halkımız; bir haftadır Bartın'daki faciayı konuşuyoruz, oradaki ihmalleri detaylıca ortaya koyduk, çıkan sonuç şu: Doğaya ve insan sağlığına rağmen bir kalkınmacılık savunulamaz. Çünkü maden sektöründe kazanan birileri var, onlar da maden şirketlerinin patronları; kaybedense hem doğa hem de insan. Aynı şey, aynı gerçek bugün gelen kanunda da geçerli. Burada bir sanayileşmeyi konuşmuyoruz, burada ülkenin yer altı ve yer üstü varlıklarının patronlara peşkeş çekilmesini konuşuyoruz. Bugün Türkiye'de açlık ve yoksulluk diz boyu; milyonlarca işçi ve emekçi yarınını düşünmek zorunda, ekmek alamaz durumda ama aynı Türkiye'de rekor üstüne rekor kıran kâr oranları var, şirketler ve bankalar rekor üstüne rekor kırıyor. Demek ki bugün tartıştığımız, işte AKP'nin söylediği "Siz kalkınmaya mı karşısınız?" cümlesine, evet, bu tür bir kalkınmaya esastan karşı çıktığımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Doğaya ve insan canına rağmen bir kalkınmacılık yoktur, bunu reddediyoruz ve şirketlerin kasalarını dolduran anlayışı da reddediyoruz
Şimdi, bu kanunda dikkat çekici bazı başlıklar var, bunların bir tanesi Cumhurbaşkanına yeni ek yetkiler vermek. Sanırsınız ki Cumhurbaşkanı yetkisiz. Zaten "başkanlık sistemi" denilen model de işleri hızlandırmak için gelmişti, sonucu ortada. Şimdi, zaten Cumhurbaşkanı acele kamulaştırma kararlarıyla parsel parsel dört bir yanda arazileri kamulaştırıyordu yani bunun önünde hiçbir engel yoktu. Yine, bir diğer başlık da bürokratik süreçleri kolaylaştırmak. Zaten başkanlık modeli bunu yapmak için gelmişti, yetmiyor yani para hırsı, rant hırsı maalesef öylesine bir boyuta gelmiş ki yetmiyor; bunları doyuramıyor bu millet, bu coğrafya bu insanları maalesef doyuramıyor.
Şimdi, zannedersiniz ki ortada bürokratik engeller var, hukuk var, bu doğa cinayetleri engellenebiliyor; tam tersine, hiçbir biçimde böyle bir tablo yok.
Bakın, Marmaris SİNPAŞ'ta hukuk dışı bir inşaat sürüyor, Muğla Menteşe Çimento Fabrikası Projesi'nde yine aynı şekilde. İkizköy'de yine aynı şekilde halk ormanları devletten, şirketlerden korumaya çalışıyor. İkizdere'de yine aynı şey geçerli. Şirket istemiş, iktidar, mahkemeler, kolluk güçleri emir telakki etmiş, yine orada da kamulaştırma gerçekleşmiş. Yani bütün doğa yıkımı bu kamulaştırmalar üzerine gerçekleşiyor.
Bakın, bir tane ÇED süreci kalmış elimizde, o ÇED sürecinin de sağından solundan dolanarak aşılıyor ya da yok sayarak yine projeler devam ediyor. Hâl böyleyken bunu daha da hızlandırmanın telaşına düşmüş AKP.
Şimdi, bakın, sadece bir örnek vermek istiyorum: Bunlardan bir tanesi Trabzon Yatırım Adası Projesi. Bakın, Karadeniz'in sahilinin ne hâle geldiğini sahil yolundan biliyoruz. Karadeniz'in sahili çok kıymetli, çok da sınırlı aynı zamanda, büyük bir basınç altında fakat yetmiyor, AKP'ye para lazım, Allah bilir, bu projelerde açığa çıkacak olanakları çoktan satmışlardır bile, çoktan satmışlardır bile.
Şimdi, bakın, yaklaşık 278 hektar yani yaklaşık 390 futbol sahası büyüklüğünde, tamamı, bakın, tamamı denizin doldurulmasıyla oluşan bir arazi; işte, burada yatırım adası kurmuşlar, kurmaya çalışıyorlar. Şimdi, düşünün böylesine bir rant projesiyle karşı karşıyayız.
Yine, Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi var, orada da aynı yıkımla karşı karşıyayız. Seyhan ve Ceyhan deltalarının devamında kumul ekosistemi tehdit ediliyor. Yine, burada da 298 hektar yani yaklaşık 400 futbol sahası büyüklüğünde deniz dolgusu yapılıyor. Deniz dolgusu zaten başlı başına bir katliam, deniz ekosistemini de katlediyor, kıyı ekosistemini de katlediyor. Şimdi, bu projeyle bize kalkınmacılık ve sanayileşmecilik anlatılmaya çalışılıyor, bu tümden yalan ve yanlıştır. Burada yapılmaya çalışılan tek şey var: O da para lazım, AKP'ye para lazım, saltanat ekonomisine para lazım, şirketlere para lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Bitiriyorum.
Dolayısıyla ne var ne yok satacağız, birilerini daha çok zengin edeceğiz, ekosistem katledilecek, insan sağlığı yok edilecek; buna hep birlikte karşı çıkmak zorundayız, bunun için hep birlikte mücadele etmek zorundayız diyorum.
Teşekkür ediyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)