GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:10
Tarih:20.10.2022

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 341 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, kanun teklifi Komisyonda görüşülürken Bakan Yardımcısının veciz bir sözü vardı, diyor ki Sayın Bakan Yardımcısı: Tarımdan gelirimiz yılda, hepsinin, topu topu 50 milyar dolar ama biz ötekilerden şu kadar milyar dolar alıyoruz. Sayın Bakan, yani çiftçilik yapmayın, biz çiftçiliği bırakalım diyorsunuz.

Şimdi size ben bir örnek vereceğim: Değerli arkadaşlar, bilişim teknolojisinin tepe noktasındaki Bill Gates. Bill Gates'i biliyorsunuz, Microsoft'un kurucusu. Bill Gates, Sayın Bakan Yardımcım, Amerika Birleşik Devletleri'nde 200 bin dönüm araziyle tarım yapıyor, öğrenmiş olursunuz. Şimdi, bunlar bir şeyden anlamıyorlar da siz mi anlıyorsunuz? Bunların aklı yok da sizin mi aklınız var? Aynı şekilde, değerli arkadaşlar, sevgili AKP'li arkadaşlarım; Hollanda Türkiye'den yaklaşık 28 kat küçük coğrafi yapıya sahip bir ülke. Hollanda'nın tarımsal geliri Türkiye'nin tarımsal gelirinin 10 katı değerli arkadaşlar. Biz de 50 milyar dolar dedi Bakan yardımcımız, bunun 10 katı 500 milyar dolar yapıyor. Ya, sizin bütün toplamınızın hepsinden fazla.

Şimdi, değerli arkadaşlar, buraya getirmemin sebebi, tarımı hafife almaktır. Tarımı hafife almakla zaten bugüne kadar tarımı çökerttiniz. Şimdi şunu söyleyeyim: Tarımda bir arazinin 1 dekarının kira bedeli ile gübre bedeli 2 bin lira değerli arkadaşlar, 1 dekarın ha, 2 bin lira. Bunun içinde mazot yok, bunun içinde ilaç yok, bunun içinde tohum yok, bunun içinde biçer ücreti yok, bunun içinde amortisman ücreti yok, işçilik yok bir de. Değerli arkadaşlar, bunları topladığınız zaman 3 bin liraya yaklaşıyor; 2.700-2.800 lira gibi bir rakam çıkıyor. 300 kilogram bizim dekar başı ortalama üretimimiz. 7 lirayı 300'le çarpığınız zaman 2.100 lira yapar değerli arkadaşlar; külliyen zarardır bu. Şimdi, bu zararı yapan sizler, bu zararı çiftçiye yaptıran sizler çiftçiden ne bekliyorsunuz? Üretim mi bekliyorsunuz üretimi artırmak mı bekliyorsunuz? Artırmak için üreticiyi desteklemeniz gerekiyor.

Şimdi, burada nasıl desteklemeye uğraşıyorsanız sanayiciyi, nasıl desteklemeye uğraşıyorsanız yandaşınızı... Aslında "sanayiciyi" de demek doğru değil. Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin ürettiği artı değer, Türkiye'nin ürettiği sermaye sanayiye falan gitmiyor, sanayi üretimine, sanayi teşvikine gitmiyor, yandaşa gidiyor, hiçbir şey bilmeyen insana gidiyor. Dün nasıl bu şeylerde, deniz kenarındaki limanlarda yaptığınız oyunu gördük: Kırk dokuz yıllığına ilave kira yaptırıyorsunuz ama ihaleye çıkarmıyorsunuz. Bunun gibi hangilerini söyleyeyim size, daha bir sürü. Şimdi, aynı şekilde, gelmişsiniz, burada endüstri kuruluşlarında yönetici şirket kuruyorsunuz. Bu yönetici şirketin üzerine verdiğiniz görevlere bakın: Kendisi yönetici atayabilecek, kendisi burada istediği gibi parseli büyütebilecek. Bu parseli büyüttüğü zaman, devletten aldığı parseli, devletten aldığı gayrimenkulü -ki bunlar hibe olarak alınıyor- vatandaşa satabilecek "Bedava satacak veyahut da belli bir ücretle." diyor. Kimlere bedava satacağınızı, kimlere ücretle satacağınızı biz çok iyi biliyoruz Sayın Bakan Yardımcısı, bunları çok iyi gördük biz.

Aynı şekilde, değerli arkadaşlar, şimdi, bir başka örnek vereceğim size: Şirket, Bakanlığın talebi üzerine her türlü belge ve bilgiyi hazırlayacak, hazırlamadığı zaman cezası var diyor. Şimdi, bunu kabul ettik. Peki, değerli arkadaşlar, bu şirket bu emlak işini neye göre ayarlayacak, kime göre ayarlayacak? Bunu hiç düşündünüz mü? Değerli arkadaşlar, burada muazzam bir yandaş koruması vardır, burada muazzam bir yandaşa peşkeş çekme vardır. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Bakan, geldiğiniz günden beri, yirmi yıldan bu yana peşkeş çeke çeke bütün yandaşlarınızı abat ettiniz, hâlâ doymadınız mı, yetmedi mi hâlâ?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Bu ne aymazlıktır, bu ne doymazlıktır? Şeker şirketinin Lüleburgaz'ın göbeğinde 6.500 metrekare bir arazisi var, bu araziyi satmaya kalkıyorsunuz. Şimdi, orada büyük, yüksek binalar yaptırmak istiyorlar değerli arkadaşlar, bunun adı peşkeş değildir de nedir? Bunun adı düpedüz peşkeştir Sayın Bakan Yardımcım. (CHP sıralarından alkışlar)

Aynı şekilde, sattığınız 10 tane şeker fabrikasında bugün şeker üretilmiyor ama dışarıdan, Amerika'dan 400 bin ton şeker alıyorsunuz; 4,5 lira olan şekeri 25 liraya sattırıyorsunuz. Bu, vatandaşı kazıklamak değil mi, siz bunu mu yapmak istiyorsunuz? Bunun için mi "Türkiye'yi yirmi yıldan beri çok iyi idare ediyoruz." diyorsunuz?

Bir de arkadaşınız çok enteresan bir laf söyledi: "Helal oylarla." diyor. Size vermeyenlerin oyu haram oy mu? Bu ne biçim rezalettir ya! Nereden çıkarıyorsunuz bunu? (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Hayır, ne alakası var? Ya ne saçma bir bağlam ya? Bu kadar saçma bir bağlam olur mu ya?

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Bu haram helalle vatandaşı böldüğünüz yetmedi mi getiriyorsunuz bir de bunun içine katıyorsunuz bunu? Sizler bu ülkeyi bölmek için dışarıdan çok güzel getirilmişsiniz, ihraç edilmişsiniz. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TÜRABİ KAYAN (Devamla) - O laf üzerinden bu ülkeyi böldürmeyeceğiz, o laf üzerinden bu ülkeyi... Ekonomik buhrandan Türkiye'yi kurtaracağız, izin vermeyeceğiz ve kurtaracağız. Ekonomi bilmiyor, Genel Başkanınız ekonomi bilmiyor, bunu ona söylemek sizin için en büyük görevdir.

Hepinize saygılar. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)