| Konu: | Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 20.10.2022 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Endüstri Bölgeleri Kanunu'nu incelediğimizde, kanunun amacının yatırımları teşvik etmek, yurt dışında çalışan Türk işçilerin tasarruflarını Türkiye'ye yönlendirmek ve yabancı sermaye girişinin artırılmasını sağlamak üzere, endüstri bölgelerinin kurulması yönetim ve işletilmesine ilişkin esasların düzenlenmesi olduğunu görmekteyiz. Çok güzel, İYİ Parti olarak bizde isteriz; yabancılar ülkemize gelsinler, fabrikalar yapsınlar, yatırımlar yapsınlar, kalkınalım, zenginleşelim, refaha, huzura, feraha kavuşalım. Endüstri bölgelerinin yaygınlaşması tabii ki Türk milletinin lehine, biz buna karşı değiliz ancak bir yandan sanayi ve endüstrinin artırılması için hukuki düzenlemeler yaparken diğer yandan da Türkiye'nin sanayi kuruluşlarının "özelleştirme" adı altında yok pahasına satılmasına bir anlam vermek mümkün değil. Maalesef, bugünkü siyasi irade "Devlet fabrika mı çalıştırır?" diyerek devletin bütün fabrikaları sattı, özelleştirdi ama "Devlet fabrika mı çalıştırır?" diyen zihniyetten devletin bakkal çalıştırmak zorunda olduğu bir ortama geldik yani fabrikalarını kapatan devlet bugün mahalle bakkalı çalıştıracak duruma geldi.
Bir vatandaş AK PARTİ döneminde satılan fabrikaları sorduğunda CİMER'den gelen cevabın özeti aynen şöyle: "8 termik santral, 8 hidroelektrik santrali, 10 tane şeker fabrikası, SEKA kâğıt fabrikaları, traktör fabrikaları, demir çelik, gübre..." Daha onlarcası bedelinin altına satılmış. Vatandaş gübre bulamıyor çünkü gübre fabrikası yok. Vatandaş çocuğuna defter, fotokopi kâğıdı alamıyor çünkü kâğıt fabrikaları yok. Vatandaş hayvanına yem bulamıyor çünkü yem fabrikaları tekelleşmiş, erişemiyor. "Özelleştirme" adı altında devletin elinden çıkardığı bu fabrikalar, taşınmazları alanlara büyük rant sağlamış.
Değerli milletvekilleri, tekrar ediyoruz: Biz İYİ Parti olarak kesinlikle sanayiye karşı değiliz ancak Türkiye'nin en verimli topraklarının, tarım alanlarının, taş eksek taş bitecek topraklarının tarım yerine sanayi sahasına çevrilmesine karşıyız. İlerleyen zamanlarda gelecek nesiller fabrika yapacak alanlar bulabilirler ama bu gidişle tarım alanlarını evlerinin çatı ve balkonlarına sığdırmak zorunda kalacaklar. Toprakları neredeyse Konya kadar olan Hollanda'nın 116 milyar dolarlık ihracat yaptığını dikkate alırsak tarımda ülke kalkınmasının öneminin ne kadar büyük olduğunu göreceğiz. Kaldı ki Türkiye'nin iklim ve toprak yapısı çok çeşitli tarım ürünlerini yetiştirebilecek durumdadır. Ülkemiz de tarıma elverişli olmayan fakat endüstri bölgesi olabilecek ve endüstri noktasında tüm ihtiyaçları karşılayabilecek toprağa sahiptir. Mesela, bunlardan bir tanesi bizim güzel Aksaray'ımız bu özelliklere sahiptir.
AK PARTİ yirmi yıldır, Aksaraylı hemşehrilerimize demir yolunu yaparak, Aksaray'ı İskenderun ve Mersin Limanı'na bağlama sözü verdiği hâlde maalesef bugüne kadar gerçekleştirmedi. Siz, endüstri bölgeleri yapmadan önce endüstri bölgesini denize kavuşturacak, limana kavuşturacak altyapıyı hazırlayın.
Bu arada, Aksaray demişken, Hükûmete de bir konuda teşekkür etmek gerekiyor. Eskil, Sultanhanı ve Ortaköy'e yaptığınız organize sanayi bölgelerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Ancak, Aksaraylı hemşehrilerimiz bu organize sanayi bölgelerinin altyapısının bir an önce tamamlanmasını ve hizmete açılmasını beklemektedirler.
Yine, Sultanhanı'nda kurulacak olan organize sanayi bölgesinin güneş enerjisi endüstri bölgesi olması yönünde taleplerini de Sayın Bakan Yardımcısına iletiyorum. Sayın Bakan Yardımcım, Sultanhanı ilçesinde kurulacak organize sanayi bölgesinin güneş enerjisi endüstri sanayi bölgesi olması yönünde talepleri var. Notlarınızın arasına alırsanız Aksaraylı hemşehrilerim adına sevineceğim diyorum.
Hukuk olmadan, adalet olmadan ne kadar yatırımı çağırırsanız çağırın kimse gelmez. Ülkede önce hukukun üstünlüğünü, adaleti sağlayacağız; ondan sonra yatırımlar gelecek diyor, tüm Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.