| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2022 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, biz bu soruna baktığımızda, 9'uncu maddede getirilen, tıp fakültesi son sınıfı öğrencilerine -intern denilen- ve diş hekimliği son sınıf öğrencilerine bir destek. Temmuz ayında Cumhurbaşkanı açıklamıştı "Asgari ücret düzeyinde bir ödeme yapacağız." diye. Şu anda biz ekim ayının sonundayız ve eğitimin belli bir aşaması da geçmiş oldu. Aslında bugün probleme şöyle bakmak lazım: Bir taraftan da bu mezun olan öğrenciler Türkiye'de kalmak istemiyor; hekim olduktan sonra gidiyorlar, diş hekimi olduktan sonra gidiyorlar. O zaman bizim asıl, meselenin köküne inmemiz lazım, nedenlerini öğrenmemiz lazım. Nedenleri öğrenmediğimiz sürece, gelecekle ilgili, şu anda sağlıktaki çöküş daha büyük bir kaosa, buhrana dönüşecektir. Hikâye bitti. Neydi hikâye? "Sağlıkta ciddi bir reform yaptık." deniliyordu. Şu anda, sağlıkta, insanlar ameliyat olamıyor, insanlar randevu bulamıyor ve insanlar ceplerinden korkunç bir ücret ödüyor yani gidip kredi çekmek zorunda kalıyorlar ve buna herkes seyirci kalıyor.
Şimdi, burada ne denildi en başta? Bir, hayat pahalılığı var. Öğrencilerle ilgili Kredi ve Yurtlar Kurumunda bir düzenleme yapıldı; evet, faizler silindi ama biz öteden beri, HDP olarak şunu söylüyoruz: Burs verelim; kredi vermeyelim, burs verelim. Bir taraftan da öğrenim süreleri boyunca destekleyelim ama şu anda tıp fakültesindeki son sınıf öğrencileri, diş hekimliğindeki öğrenciler klinikte, poliklinikte, ameliyatta ve birçok aşamada yer alıyorlar ve giderek mobbing sistemine dönüşüyor; "Nöbet tut, sabaha kadar çalış, pansuman yap, ameliyata gir, şunu taşı, laboratuvara git, gel." Herhangi bir ücret alınmadığı gibi cebinden de para harcamak zorunda kalıyor. Evet, veriyorsunuz. Peki, bu niye herkesi kapsamıyor? Veteriner hekimler var mı? Yok. Eczacılar var mı? Yok. Sağlıkla ilgili diğer birimler var mı? Yok. Eşitlik ilkesi yok.
Bir diğeri, siz eğitimi ücretli bir şekle dönüştürdünüz. Eğitimin her aşamasını; kreşinden tutun, üniversitelere kadar ücretli bir sürece dönüştürdünüz. Şu anda getirdiğiniz sistemde de özel üniversitelerle ilgili şu düzenlemeyi yaptınız: "Memur katsayısı ile 4702 gösterge rakamının çarpılması." demişsiniz ve 1.500 liranın 4702 gösterge rakamıyla çarpımı 1.568 lira. 1.568 lira para vereceksiniz, mütevelli heyeti de gerekirse yükseltecek. Mütevelli heyeti kim? Vakıf üniversiteleri. Şimdi, arkadaşlar, vakıf denilince geçmişten beri "vakfetmek" anlaşılır, parayla ilişkisi olmayan kurumlar anlaşılır, "vakfetmek" demek, tümüyle insanların yararına, kamu yararına olması lazım demek ama Türkiye'de "vakıf üniversiteleri" dediğiniz an "Para nereden gelecek? "Nasıl kazanacağım?" diye düşünürler ve siz bu mütevelli heyetine diyorsunuz ki: "Öğrencilere gerekirse parayı yükseltin." Onların yükselttikleri öğrencilerin eğitim ücretleri ve YÖK bile bunu saptamış ve şu anda özel üniversiteler asistanları sömürüyor, hocaları sömürüyor, öğrencileri sömürüyor, velileri sömürüyor; sadece eğitim aşamasında değil, içeri girdiğinizde kantininden, ulaşımından yurduna kadar birçok alanda ve YÖK buna seyirci kalıyor, YÖK sadece yazı yazıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ne diyor? "Siz özel üniversiteleri rekabet edebilecek düzeye getiremiyorsunuz." Rekabet nerededir? Paranın olduğu yerdedir. Bilimin olduğu yerde rekabet keşke olsa. Para için rekabeti söylüyorlar. Siz eğitimi bu hâle getirdiniz ve şu anda Türkiye'deki tıp fakültelerinden 79'u devlet, 32 tanesi özel; diş hekimliği fakültelerinden 70 tanesi devlet, 29 tanesi özel; siz, bu özellerle beraber kamu hizmeti olması gereken sağlığı giderek özele devrediyorsunuz. Kamuyu bitirdiniz ve -tırnak içinde- var olan kamu da, "kamu-özel iş birliği" tekrar özel. Şu anda kamuya gitseniz, oradaki laboratuvar hizmetleri özel, görüntü hizmetleri özel, sterilizasyon hizmetleri özel, daha önce güvenliği özel yapmıştınız, yemeği özel yapmıştınız. E, "kamu" dediğiniz ne kalmış oraya? "Kamu" dediğiniz, oradaki personeli tutmuşsunuz ve personeli de giderek taşeronlaştıran bir sisteme dönüştürmüşsünüz. Bu gidişle sağlığı bitirdiğiniz gibi, eğitimi bitirdiğiniz gibi tümüyle özel sektöre teslim ediyorsunuz. Özel sektöre teslim etmek nedir? Yoksul yurttaş tedavi olamayacak, yoksul yurttaş sağlıktan yararlanamayacak, yoksul yurttaş gidip kredi çekmek zorunda kalacak; sağlığı çökerteceksiniz. Sorun, bu öğrencileri sadece internlük aşamasında değil, her aşamada desteklemektir.
Sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)