| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; İYİ Parti olarak ülkemizde artan yolsuzlukların araştırılarak önüne geçilmesi amacıyla vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yolsuzluğun tanımına baktığımızda "kamu gücünün özel çıkarlar amacıyla kötüye kullanılması" anlamına gelmektedir. Toplumun kültürünü, politikasını, ekonomik çatısını yok eden en büyük problem olarak karşımıza çıkan yolsuzluk, ülkemizin geleceğini de tehdit eden en önemli unsurlardan biridir ve maalesef, hem yapılan araştırmalarda hem de gözle görülür bir şekilde ülkemizde yolsuzluk başını almış gitmektedir. Artan yolsuzluklar ülkemizde ekonomiyi ve hazineyi de büyük zarara uğratmaktadır.
Sayın milletvekilleri, AK PARTİ 2001 yılında kurulurken 3Y formülünü kamuoyuna açıklamış ve 3Y'yle mücadele ederek bunları ortadan kaldıracağını; AK PARTİ iktidarında yoksulluğun, yolsuzluğun, yasakların olmayacağı çok güzel bir ülke vadetmişti ama gelinen noktada vatandaş diyor ki "Bu 3Y formülü 'ye, yolunu bul ve yut' gibi algılanmaya başlandı." Ve yasakları kaldıracağını iddia eden AK PARTİ'nin daha geçtiğimiz günlerde sosyal medyayı kontrol altına almak için çıkardığı kanun gençlerimizin hayallerine, düşlerine, düşüncelerine pranga vurmaya yetmiştir. Yolsuzluğu ortadan kaldıracağını iddia eden siyasi irade, yaptığı konuşmalarda yoksulların sayısının arttığını beyan ederek bu yoksullara yaptığı sosyal yardım miktarını artırmakla övünmektedir. Yani bir hükûmet ülkesinde artan fakir ve yoksul sayısından gurur duymaktadır, onur duymaktadır.
Kıymetli milletvekilleri, yoksulluğa giden her kuruşta yatağa aç giren çocuğun ve çocuğuna mama, ekmek bulamayan, çorba bulamayan ananın ahı vardır; çocuğuna istediğini alamadığı için çocuğu uyuduktan sonra eve gitmek zorunda kalan babaların sitemi vardır; tarlasına gübre, hayvanına yem alamayan köylümüzün, çiftçimizin kahrı vardır; okulunu dereceyle bitirdiği hâlde bir türlü iş bulamayan gencimizin umutsuzluğunun en koyu karanlığı vardır; köyüne su götüremediği için -diğer köyde az önce şahit olduk- suyu -affedersiniz- hayvan sırtında taşımak zorunda kalan analarımızın, bacılarımızın, ninelerimizin teri vardır; emekliye üç yılda bir sadece 50 TL'lik gözlük layık görüldüğünden bu vatandaşlarımızın göz karartısı vardır; hastanelerde tedavi olamayan, ameliyatını yaptıramayan, aylardır sıra alamayan ve bu arada sığınmacılara imrenerek bakan, şifa kapısı görüp gittiği hastaneden dert küpü olarak çıkan vatandaşlarımızın sancısı vardır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, İstanbul'da yirmi beş yıldır Türkiye'den ve dünyadan kopuk bir hayat yaşayan bir vatandaşımız, kalabalığı ve bu kalabalıkta vatandaşlara hitap eden bir kişiyi görüyor ve dinlemeye başlıyor. Vatandaş, hatibin kürsüdeki "Yolsuzlukların, rüşvetin, yoksulluğun olmayacağı ülkeyi biz hallederiz." şeklindeki nutkunu dinliyor, kendi kendine "Acaba bu adam kim?" diye soruyor, "Herhâlde seçimlere hazırlanan ve iktidar olma çaba ve sevdasında bulunan bir siyasi partinin lideridir." diye düşünüyor ve demek ki "Bu ülkede yoksulluk var, yolsuzluk var, rüşvet kıskacında kıvranıyor; yolsuzluk, rüşvet almış başını gidiyor, yapılan suç duyuruları da sonuçsuz kalıyor, bu lider de bunları ortadan kaldırmaya ve çözmeye talip." diye düşünüyor. Dayanamıyor, yanındaki adama soruyor "Hemşehrim, bu konuşan kim?" "Aa, çok ayıp tanımıyor musun? Bu vatandaş veya bu insan Cumhurbaşkanımız, AK PARTİ'nin Genel Başkanı, yirmi yıldır bu ülkeyi yönetiyor." (İYİ Parti sıralarından alkışlar)