| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 27.10.2022 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Evet, ben de kanun teklifinin 13'üncü maddesi üzerine söz aldım. Tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, değerli milletvekilleri, bu torba kanun teklifi de önceki tekliflerde şahit olduğumuz üzere, var olan temel ekonomik ve yapısal sorunlara çözüm üretmekten çok uzaktır. Ekonomik ve sosyal sorunların temelden çözümüne yönelik herhangi bir vizyon ve öneri sunulmamaktadır. Teklif içinde, ödeme güçlüğü yaşayan vatandaşlarımız için kısmi bir vergi terkini, bir vergiden vazgeçme var ve elbette bizler bunlara olumlu bakıyoruz. Fakat esnaf, üretici, emekli, genç, çiftçi, engelliler; bunlarla ilgili gerçekten vatandaşlarımızın bizden beklediği, vergi affından ziyade, değerli milletvekilleri, onların ödeme güçlüklerini giderecek ciddi düzenlemeler ya da önlemler olmalıydı ancak bu kanun teklifinde bunlar yok. Yüksek genç işsizliği, enflasyon, yüksek cari açık, kur riski, artan faiz harcamaları, para birimimizdeki değer kaybı -bütçede işte birlikte takip ediyoruz milletvekillerimizle- artan bir vergi yükü, çiftçi borçları, girdi maliyetlerindeki artış ve en önemlisi, hepimizin, bütün vatandaşlarımızın gerçekten çok büyük mağduriyet yaşadığı fiyat dalgalanmalarının nasıl giderileceğine dair herhangi bir öngörü ve çözüm bu kanun teklifinde yer almamaktadır. Peki ne içeriyor bu kanun teklifi değerli milletvekilleri? Siyasi iktidarın uygulamaya koyduğu yanlış ekonomik politikalar sonucu ortaya çıkan yoksullaşmayı, borçluluğu ve ekonomik dengesizlikleri bir ölçüde ötelemeyi içermektedir. Yoksullaşmayı önleyecek ve vatandaşlarımızın gerçekten sorunlarını çözecek tedbirler biz göremiyoruz bu kanun teklifinde.
Değerli milletvekilleri, ben bu kanun teklifinin 13'üncü maddesi üzerine söz aldım, dün konuştuğumuz 8'inci maddeyle ilişkili bir madde bu. Bu maddeyle -değerli hatibimiz Sayın Örs'ün de ifade ettiği gibi- Sosyal Hizmetler Kanunu'na bir ek madde ekleniyor. Fazla ve yersiz ödenen ve geri alınması gereken evde bakım yardımı ödemeleri ile bunlardan doğan faizlerden terkin yani vazgeçilmeyle ilgili bir madde düzenleniyor. Gerekçe olarak da yapılan bu yersiz ödemelerin kişilerin kusurundan değil, mevzuatta ve sağlık kurulu raporlarında yer alan engel oranlarının değişmesi ve önceden öngörülemeyen ve süreklilik arz etmeyen gelir elde edilmesinden kaynaklandığı yani gelir durumları ve sağlık durumlarındaki değişmeyle ilgili... Tabii ki yardım alan kişilerin sosyoekonomik durumu nedeniyle hakkaniyete uygun olmadığı söyleniyor gerekçede. Hakkaniyet bir kenara, zaten bu vatandaşlarımız bunları ödeyecek güçte değiller. Bu yersiz ödemeler...
Peki, değerli milletvekilleri, ben sormak istiyorum: Kamuyu zarara uğratan işlemlerin sorumluları kim? Kamu zararı doğuran işlemler Sayıştay raporlarıyla da tespit edilmişken -ki Kütahya Milletvekilimiz Ali Fazıl Kasap tarafından geçen yıl da çok gündeme getirildi, verileriyle geçen bütçede sorulan sorular vardı- bu tespitler varken ilgililer -kim bu ilgililer, o da muallak- hakkında neden bir yasal süreç başlatılmadı? (CHP sıralarından alkışlar) Bakan başta olmak üzere, tüm sorumluların hesap vermesi gerekmez mi değerli milletvekilleri? Biz Meclis olarak bu denetim görevimizi yerine getirmek durumundayız. İşte, bütçeyi görüşüyoruz. İşte, bütçede en çok öne sürdüğünüz "Hesap verebilir bir bütçe yapıyoruz." Peki, bu tablo ortadayken sizin "Hesap verebilir bütçe yapıyoruz." demenizin ne inandırıcılığı ne de gerçekliği var.
Evet, dezavantajlı, engelli, özel gereksinimli, yoksul ailelere yönelik sosyal yardım desteklerinin kapsamı yeterli miktarda olmalı ve sürekli olmalıdır. Ancak sosyal yardımlarda yaşanan hatalı ödemeler, başvurularda, başvuru sonrasında yaşanan birçok sorun kurumsal karmaşadan kaynaklanmakta. Sürekli güncellenen sağlık raporları, kesilen yardımlar, maalesef tanıdık aracılığıyla yardımlara ulaşma, yardımlardan haberdar olamama gibi sorunlar artarak devam ediyor. Ama en ciddi olanı, değerli milletvekilleri, bu yardımlara mahkûm ve muhtaç aile sayısının hızla artmasıdır. Yardım miktarları ve yardım çeşitleri ise ağırlaşan ekonomik koşullarda zaten çok yetersiz kalıyor. Peki, bu sorunu nasıl çözeceğiz? Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütüncül bir çözüm önerisi sunduk, dedik ki: Birçok Avrupa devletinde uygulanan ancak ülkemizde uygulanmayan, siyasi bir tercih olan, Uluslararası Çalışma Örgütünün 9 sigorta dalından biri olan aile destekleri sigortasını uygulamaya geçireceğiz. Bizim amacımız insani, sosyal devletin gereği olarak ancak bir siyasi partinin lütfu değil, hak temelli olarak yoksulluğu, muhtaçlığı azaltarak bu yoksulluğu ve muhtaçlığı ortadan kaldırmaktır. Her mahallede sosyal hizmet destekleri, sosyal hizmet uzmanları olacak, ailelerin çocukları kamuda işe alımlarda öncelikli olacak ve en önemlisi bakım üstlenen kadınların sigorta primleri devlet tarafından ödenecek. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, yoksulluğu yönetmeyi değil, yoksulluğu sonlandırmayı vadediyoruz biz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)