GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İzmir'in yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:14
Tarih:01.11.2022

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın vekiller; denir ki: "Bir kent, insanların kendilerini fiziksel, sosyal, kültürel ve siyasal olarak yeniden üretebildiği bir yer olursa ancak bir kenttir." Bu anlamda, İzmir, çoğulculuğun; birlikte yaşamın; kadın dostu kent olmanın; doğasına, parkına, tarihine, kültürüne, yaşam alanına sahip çıkma bilincinin kendini en çok dışa vurduğu bir kenttir.

İzmir kentinin sorunları çoktur ve bu sorunlar genel hastalıklarımızdan azade değildir. Geçen yıl kentimizdeki çok renklilik, çok kimliklilik hedef alınmış; kardeşliğe, barışa ve demokrasiye kurşun sıkılmıştır. Kolluğun her gün gözetlediği parti binamızda Deniz Poyraz yoldaşımız katledilmiştir ve bu siyasi cinayetin üstü şu anda örtülmeye çalışılmaktadır. Buna İzmirliler olarak izin vermeyecek, barış ve ortak yaşama sahip çıkacağız; Deniz'e sözümüz "barış" olacak.

Sayın vekiller, heyelan bölgesinde kurulu olan Harmandalı evsel atık döküm alanı, en ciddi sorunlarımızın başında geliyor. Burası 1,5 milyon nüfus için on beş yıl kullanılmak üzere planlanmış ancak İzmir 4,5 milyon olmuştur ve otuz yıldır bu alana çöp atılmaktadır, birikmektedir. Çevreye yayılan kötü koku ve kirliliğin yanı sıra burada ciddi bir yakın tehlike olarak yağışlar sonucu gelebilecek heyelan tehlikesi vardır, heyelan riski vardır. Harmandalı'ndaki yanlış yerleşim nedeniyle onlarca, belki yüzlerce insanın yaşamı risk altındadır.

Harmandalı'nda bir heyelan felaketi olması durumunda hiçbirimizin üzüntü belirtmesi, gözyaşı samimi olmayacaktır. Bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesinin Bergama ve Ödemiş'te büyük oranda tamamlamış olduğu katı atık depolama alanları devreye sokulmalı, buralardaki halk yaşam kalitelerinin düşmeyeceğine ikna edilmeli ve yeni depolama alanları tayin edilmelidir.

Yine, Efemçukuru Altın Madeni ibretlik bir projedir. Bir Kanadalı şirket kendi ülkesinde kazma bile vuramayacağı bir yerde on bir yıldır altın çıkarmaktadır. Kentin su ihtiyacının yüzde 40'ının sağlandığı Tahtalı Barajı havzası burada zehirlenmektedir. Acele kamulaştırma kararıyla halkın toprağı burada maden şirketine, altın şirketine verilmiştir. Aynı durum Çeşme için de geçerlidir. Nöbet eylemi yapan halkın söylediği gibi: "İzmir'de simide 'gevrek' Çeşme Projesi'ne 'talan projesi' derler." Çeşme Yarımadası'nın ranta ve betonlaşmaya açılmasını asla kabul etmiyoruz.

Öte yandan, Aliağa'da 22 gemi söküm tesisinin yanı sıra kömürlü termik santralleri, petrokimya tesisleri dâhil küçüklü büyüklü yaklaşık 3 bin sanayi tesisi ölümcül ekolojik çevresel sorunlar yaratmaktadır. Aliağa Çevre Platformu, Aliağa'daki kanser oranlarının Türkiye ortalamasının 4 katı büyüklüğünde olduğunu açıklamıştır. Ağır sanayi ve termik santral baca gazı emisyonlarından direkt etkilenen konumda olan Aliağa'ya bağlı Horozgediği köylüleri içerisinde ise kanser salgın bir hastalık olmuştur.

Sayın vekiller, şirket suçlarının üzerine gitmeliyiz. Doğallaştırılan, sıradanlaştırılan bu cinayetlere ve ekolojik yıkıma "Dur!" demeliyiz. Bu nedenle bir an önce gemi söküm tesislerinin TTB'nin, TMMOB'un, TBB'nin, ekoloji örgütlerinin, sendikaların, üniversitelerin denetimine açılması sağlanmalıdır. Ayrıca, Türkiye, dünyanın çöplüğü değildir. Batı ülkelerinin zehirli, asbestli, kirli gemileri Aliağa'da sökülmemelidir.

Bir de tabii bizim Gaziemir problemimiz var. Tonlarca radyoaktif bulaşıcılı çöpler Gaziemir'e atılmıştır. Türkiye'de nükleer santral yok ama nükleer bulaşılı çöpler Gaziemir'de halkın yaşamını tehdit ediyor. Türkiye Enerji Kurumu, belediyenin sorusu üzerine, bölgede 260 ton radyoaktif atığın temizlenerek depolanmak üzere İstanbul'a gönderildiğini söylemiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ama bu bilgi kamuoyuyla paylaşılmadığı gibi, hâlâ Gaziemir'de kanser tehlikesi yaratan ciddi bir radyoaktif bulaşı vardır.

Ve çok ciddi bir sorun olarak, bundan tam iki yıl önce İzmir'de 6,6 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. 30 Ekim 2020'deki depremde yaşamını yitirenleri rahmetle ve saygıyla anıyorum.

Doğru yapılaşmayla bir kişinin dahi burnu kanamayacakken 117 kişinin yaşamını yitirdiği bu ibretlik deprem felaketinin sonuçları hâlâ sürmektedir. Çok sayıda depremzede hâlâ evlerine kavuşmamıştır, iş yerlerine kavuşmamıştır. Bu konuda, 200'e yakın hane, yaşamını Bayraklı'daki konteynerlerde geçirmektedir. Bu sorunlara derhâl çözüm üretilmesini talep ediyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)