| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN İLE ORMAN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ'NİN; ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ VE TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU RAPORU |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 28.02.2013 |
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
428 sayılı, kısa ismiyle 2/B yasası üzerinde söz almış bulunmaktayım. Gerçekten, bu yasanın ilk başlangıcından bugüne kadar emeği geçen, teklifte imzası olan ve o yasayı burada kabul eden değerli milletvekili arkadaşlarımızı, Genel Kurulumuzu tebrik ediyorum.
Çok önemli bir yasa, yıllardan beri kangren hâline gelmiş ve devlet tarafından mağdur edilen vatandaşın haklarının korunması yönünde çıkarılan bir yasa. Maalesef, geçmişte devlette, devletin kurumları arasında bir koordinasyon olmayınca, çalışmada birliktelik olmayınca bu problemler ortaya çıkmış.
Bildiğiniz gibi, normal kadastroyu Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapar, orman kadastrosunu da orman kadastro müdürlüğü yapar. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bir bölgeye gidip kadastro çalışmalarını yaparken tüm ilgili kurumlara bilgi verir, yazı gönderir, der ki: "Şu bölgede, şu alanda, şu köyde kadastro çalışması yapıyorum. Bu konuyla ilgili, bu bölgeyle ilgili projeleriniz, yatırımlarınız, kurumunuzu ilgilendiren konular varsa bunları, gelin, birlikte değerlendirelim." Tabii ki aynı yazı orman müdürlüklerine de yazılıyor. Ama maalesef, AK PARTİ iktidarına kadar bu konuda orman kadastro müdürlükleriyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bir paralel çalışması olmadı. Tapu ve kadastro müdürlükleri gidip arazide çalışmalarını yaptılar, kendi mevzuatlarına göre tapu verilmesi gereken yerlerde tapu kayıtları varsa tapu kayıtlarına göre, tapu kayıtları yoksa zilyetliğe göre, bilirkişilerin beyanı doğrultusunda, oralarda tapular çıkarıldı. Sonra, aradan yıllar geçti, yirmi yıl geçti, otuz yıl geçti, orman kadastro müdürlükleri gidip o bölgede orman kadastrosu çalışması yapmaya başladılar ve o geçmişteki norm, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün vermiş olduğu tapuların olduğu yerler, araziler, tarlalar, arsalar bu sefer orman kadastro müdürlükleri tarafından ya 2/B statüsüne ayrıldı veya da orman statüsüne ayrıldı. Düşünün, devlet size bir tapu vermiş, aradan yirmi yıl, otuz yıl geçmiş, siz devlete güvenmişsiniz, bu tapunuz el değiştirmiş, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci kişilere geçmiş. Hadi ilk tesis kadastrosunda gelmişse bir noktaya kadar belki sineye çekilebilir ama eğer el değiştirmişse, para ödenerek burası satın alınmışsa o insanların mağduriyetini sizler düşünün. Devlete olan güvende ciddi bir sıkıntı ortaya çıktı. İşte, bu yasa, bu problemleri, geçmişteki bu güvensizlikleri ortadan kaldırıyor.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Kaldırmıyor, kaldırmıyor.
İLYAS ŞEKER (Devamla) - Geçmişte devletin yapmış olduğu bu eksiklikler, bu noksanlıklardan dolayı vatandaşın mağduriyeti gideriliyor. Yani, bu yasanın kısaca şöyle bir anlamı var: Devlet, bu yasadan dolayı mağdur olan vatandaşından bu yasayla birlikte artık özür diliyor ve "Benim geçmişte böyle eksiğim vardı, noksanım vardı, hatam vardı, kurumlar arasında koordinasyon yoktu, bu hatalardan dolayı seni mağdur ettim, özür diliyorum. Buyur, sana bu yeri bugünkü kurallar çerçevesi dâhilinde, bugünkü yasal çerçevesi dâhilinde veriyorum." diyor.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Mağduriyeti kaldırmıyor ki.
İLYAS ŞEKER (Devamla) - Bu, gerçekten çok önemli bir yasa. Tekrar ediyorum, bu yasaya imza atan ve bu yasayı onaylayan bu Genel Kurulu canıgönülden tebrik ediyorum.
Tabii, bunun ikinci bir ayağı daha var: 2/B belirli oranda çözüldü ama bir de 2/B olmayıp yine devletin vermiş olduğu tapulara daha sonra orman kadastrosu tarafından orman şerhinin konulması. Bu gerçekten çok kötü bir durum. Yani, düşünün, buna hepiniz bölgelerinizde rastlamışsınızdır, benim kendi bölgemde de var, Kocaeli'de de var. Devlet tapu vermiş, belediye gitmiş oraya, imar planı yapmış, imar verilerini, imar şartlarını koymuş, vatandaş gitmiş belediyeden ruhsat almış, inşaatını yapmış, iskân aşamasına geliyor, orman kadastrosu gelip orada bir çalışma yapıyor, "Burası orman, hiçbir şey yapamazsın, çivi bile çakamazsın." diyor. "Çivi bile çakamazsın." dediği yerin üzerinde onlarca, binlerce bina var ama bunların hepsi resmî olarak yapılmış. Bu da işte ciddi bir problem. Aslında bunun da mutlaka tekrar bu Genel Kurul çatısı altında değerlendirilmesi lazım, buradan da mağdur olan vatandaşlarımızın bu mağduriyetlerinin giderilmesi lazım.
2/B yasasıyla ilgili Kocaeli özeline geldiğimiz zaman: Kocaeli'de de yaklaşık 4 bin hektar 2/B alanı var, bunun 2 bin hektarının kadastro çalışması yapıldı, tamamlandı, yasaya göre ilgililere devri yapılacak, geriye kalanların da henüz kadastro çalışmaları yapılıyor, inşallah onlar da en kısa zamanda tamamlanacak.
Yine, burada, tarım alanlarının uygun bedellerle kullanıcılara verilmesi gerçekten tarımın gelişmesi açısından çok önemli. Tarım alanlarını kontrol etmek zorundayız. Bunu her ortamda söylüyoruz. Karnımız acıktığı zaman yemek zorundayız, gıda almak zorundayız. Eğer yemek yemezsek, gıda almazsak buraya gelip çalışma yapma şansımız yok. Araba olmasa da geliriz, yürüyerek de geliriz ama eğer karnımız açsa, enerjimiz yoksa buraya gelme şansımız yok. Bu açıdan da ben tekrar tebrik ediyorum tarım alanlarının korunmasıyla ilgili.
Tabii, gelmişken burada diğer bir konuya da değinmek istiyorum: Maalesef üzülüyorum, yaklaşık bir haftadan beri Kocaeli milletvekili arkadaşımızın Kocaeli'yle ilgili yapmış olduğu olumsuz söylemler? Tabii, ona cevap olarak biz de burada bir şeyler söyledik ama ben burada iki yanlışı düzeltmek istiyorum, bir de Kocaeli'de yapılan güzel çalışmaları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu yanlışlardan bir tanesi -doğru, kabul ediyorum, arkadaşımın söylediği doğru- Kocaeli Belediyesi, arkadaşlar, Türkiye'nin değil dünyanın en borçlu belediyesi. Şu ana kadar AK PARTİ döneminde 2004'ten itibaren 1 katrilyon borç ödendi, eski parayla, hâlâ 5,8 katrilyon borç var.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hazineye.
İLYAS ŞEKER (Devamla) - Ama çok samimi olarak söylüyorum, inanmayan arkadaşlarım internete girsinler www.hazine.gov.tr adresinden açıp baksınlar. Bu borçların tamamı CHP döneminden kalan borçlar arkadaşlar. Bu dönemde borç yapma şansımız yok.
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Yirmi yıldır kenti idare ediyorsunuz, hâlâ CHP'ye gerekçe buluyorsunuz.
İLYAS ŞEKER (Devamla) - Yasal olarak yetkimiz de yok zaten. Biliyorsunuz, Mecliste çıkarılan bir yasayla belirli oranda borcunuz varsa tekrar borç yapamıyorsunuz. Sadece SSK ve vergi borçları var, tamam, eyvallah. Ama onun dışında kesinlikle borç yok, bu 5 katrilyonun tamamı geçmiş döneme ait.
İkinci bir konuyu düzeltmek istiyorum Yuvacık'taki Namazgâh Barajı'yla ilgili. Arkadaşımız dedi ki: "Belediyede ödeme yetersizliği nedeniyle, ekonomik sıkıntı nedeniyle durduruldu." Arkadaşlar, böyle değil. Gazeteleri açın, bakın; bu işi, bu barajı yapan firma ekonomik sıkıntıya giriyor ve mahkemeden iflasını istiyor. İflası nedeniyle, işleri de yürütemediği için başka işlerinden dolayı bu, şu anda sürüncemede. Bununla ilgili İSO Yönetim Kurulunda da zaten işin tasfiyesiyle ilgili karar alındı.
Evet, arkadaşlar, Kocaeli'de ne oldu, onu paylaşmak istiyorum. Kocaeli'de bu AK PARTİ'yle birlikte, 2004'ten sonra 31 adet tünel geçişi ve kavşak yapıldı. 18 adet kültür merkezi yapıldı. 60 adet, yüzme havuzları ve kapalı spor salonu dâhil olmak üzere, spor tesisi yapıldı. 1.600 kilometre asfalt yapıldı. 1.600 kilometre ne demek biliyor musunuz arkadaşlar? Edirne'den Kars'a kadar asfalt yapıldı demektir. Sathi kaplama 1.210 kilometre yapıldı, 72 kilometre yeni imar yolu, ham imar yolu açıldı ve asfaltlandı. 350 kilometre köy yolları yapıldı. 21 adet, 32 kilometre sahil düzenlemesi yapıldı. 5,5 milyon ağaç dikildi, 15 milyon yeşil alan oluşturuldu. Köylerimize 132 adet fırın yapıldı ki bunların hepsi orman köyleri. Yine, köylerimize 128 tane çelik minare yapıldı. 14,5 kilometre kapalı sulama kanalları yapıldı, 41 kilometre açık sulama kanalları yapıldı. Yürüyüş yolları yapıldı, 65 kilometre. Bisiklet yolları yapıldı, 20 kilometre. 4 tane büyük arıtma tesisi yapıldı arkadaşlar. Köylere 5 tane arıtma tesisi yapıldı. Şu anda, bizim köylerimizdeki atık sular bile arıtılmadan deşarj edilmiyor. Şu anda, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 16 tane arıtma tesisi işletiyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? Eğer bu tesisler olmasaydı, yani 2004 öncesini söylüyorum, her gün İzmit Körfezi'ne 180 ton çamur akacaktı. Artık, bu çamurlar İzmit Körfezi'ne akmıyor. İşte, bunun sonucudur ki İzmit Körfezi'nde balık çeşitleri arttı ve İzmit'te bütün bunların sonucunda, arkadaşlar -eskiden İzmit'ten geçenler burnunu tutarak geçiyordu- şimdi millet İzmit'e tatil yapmaya geliyor. Karamürsel sahillerimizde mavi bayrak aldık ve bunun sonucu yine, Kocaeli'de eskiden 1 tane beş yıldızlı otel varken şu anda 5 tane beş yıldızlı otel yapıldı.
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Kişiye özel otellerinizi de söyleyin.
İLYAS ŞEKER (Devamla) - Ben, bütün arkadaşlarımı Kocaeli'ye davet ediyorum. Gelsinler, Kocaeli'yi görsünler. Artık, Kocaeli eski Kocaeli değil, kokan Kocaeli değil. Kocaeli gerçekten gezilip, görülüp yaşanacak bir kent diyorum, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)