GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:15
Tarih:02.11.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.

Gündemimizdeki kanun teklifinin ikinci bölüm görüşmelerine başlıyoruz.

İkinci bölümdeki madde tekliflerinin arasında yine küçük borçların terkini veya affı söz konusu. Örneğin 28'inci maddede, il özel idareleri tarafından Sağlık Bakanlığına yaptırılan içme suyu tahlillerinin bedelleri terkin ediliyor. Bu tutarları ödemesi için bütçe mevcutken anlaşılan il özel idarelerinin bütçeleri başka yerlere harcanmış. 32 ve 33'üncü madde teklifleriyle hizmet sağlayıcılarının üçer aylık dönemler itibarıyla ödedikleri evrensel posta hizmeti gelirlerinin tek seferde ödenmesi sağlanıyor. Ayrıca, posta hizmet sağlayıcılarının evrensel posta hizmet geliri ödemelerini yerine getirmemeleri durumunda lisanslarının iptal edileceğine dair düzenleme yapılıyor. Lisans sahibi şirketler, posta veya kargo taşımacılığından elde ettikleri gelirden yüzde 2,35'ini Evrensel Hizmet Fonu'na ödemek zorundalar. Evrensel hizmet fonları, telekomünikasyon özelleştirmelerinden sonra bütün dünyada yaygın olarak kuruldu. Amaç, şirketlerin kârlı görmeyip yatırım yapmayacakları yerlerdeki insanların da iletişim hizmetlerinden eksiksiz olarak yararlanmalarını sağlamaktı. Bu fon, telekomünikasyon şirketlerinin gelirlerinden yapılan kesintilerle oluşturuldu.

"Evrensel Hizmet Fonu" denince akla hemen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu geliyor. BTK, 2000 yılında Telekomünikasyon Kurumu adıyla kuruldu. Görevi, özelleştirilmiş ve serbestleştirilmiş bir telekom ortamında tüketiciye daha iyi iletişim olanakları sağlamak. Bu amaçla, sektördeki firmaların hareket ortamını tüketici lehine düzenliyor.

BTK'nin düzenleme yaparken iktidardan etkilenmemesi gerekiyor. Tüm dünyadaki benzerleri gibi merkezî bütçeden pay almıyor, telekom firmalarının gelirlerinden kesilen bir yüzdeyle kendini finanse ediyor. BTK üye atamaları, sektör firmaları ve tüketiciler tarafından seçilerek yapılmalı fakat ülkemizde BTK kurulduğundan bu yana geçen yirmi iki yılda 5'i başkan olmak üzere 30 kurul üyesi atandı ve çoğu siyasi. Bunların bazılarının telekom sektörüyle alakası yok. Kuruma tüketici temsilcisi bile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından atandı. Bu atamaların ve hareketlerin sonuçlarını pahalı fiyatlı ve kalitesiz iletişim ortamıyla ağır bir şekilde hep birlikte ödüyoruz.

Dünyada internet erişim hızında 100'üncü sıralarda bulunuyoruz, ülkemizde 3G hızı yüzde 40-50 düzeyinde. Buna rağmen 5G ihalesinin yapılması ifade edilebiliyor çünkü milyarlarca dolarlık lisans parasında gözü olanlar var maalesef.

Diğer yandan, 2010-2022 yılları arasında fiber kablo uzunluğu yaklaşık olarak 3 kat artmış fakat kullanım ihtiyacı 42,5 kat fazlalaşmış. Yüzde 92 vergiyle satın aldığımız dünyanın en pahalı mobil telefonlarını kullanıyoruz. İşte, böylesine kötü bir performans gösteren BTK, önümüzdeki üç yılda toplam 25 milyar lira daha almayı planlıyor. Bir an önce BTK, aldığı payla interneti ucuzlatmalı ve operatörlerin yatırım yapması için tahsis etmeli, kaynaklarını fiber şebekelerin önünü açmada kullanmalı.

36'ncı maddeyle, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının Yönetim Kurulu ve İcra Kurulunun yapısı sivil toplum örgütlerinin katılımının sağlanması ve demokratik temsilin artırılması amacıyla değiştiriliyor. Bu çerçevede, Komisyon görüşmelerinde TÜRSAB, TUREB ve TTYD'nin Yönetim Kuruluna katılmasını İYİ Parti olarak önerdik. Ajansın yapısında sektörden gelen meslek kuruluşlarının söz sahibi olmasını ve sivil toplum kuruluşlarının da temsil edilmesini amaçlayan önergemiz AK PARTİ ve MHP Gruplarının oylarıyla reddedildi. Doğu Anadolu Bölgesi'nin 1 kişiyle temsil edilmesi de kabul edilebilir bir durum değil. Örnek vermem gerekirse Erzurum bir kış sporları merkezi, Erzurum gibi başka şehirlerimiz de son derece güzel gelişmeler kaydediyor; bu 2 örnek bile bu kurulda Doğu Anadolu'dan tek bir temsilcinin olmasının ne kadar garip olduğunu kanıtlıyor. Sanırım Doğu Anadolu Bölgesi'nin tek kişiyle temsil edilmesi Sayın Bakanın kışlık tesisinin olmamasıyla alakalı. Bakan Bey'in tesisleri yazlık tesisler ve turizmi yazdan ibaret zannediyor, en son yaptığı gaf da bunun bir tezahürü. "Yazın tatil yapamıyorsanız kışın yapın." diyor, kış turizmini aşağılıyor, kışa "Ucuz." diyor; "Kış ile turizmin alakası yok." diyerek aslında bilinçaltını ortaya koyuyor.

40 ve 41'inci madde teklifleriyle piyango düzenlemek isteyenlere yönelik düzenlemeler yapılıyor. Piyango düzenlemek isteyen başvuru sahiplerinden alınan izin bedellerine yönelik itirazlar oldukça fazla. Bu çerçevede, Millî Piyango İdaresi aleyhine hukuki süreç başlatılması nedeniyle ilgili hükümlerin güçlendirilmesi amaçlanıyor. Madde teklifinde "Kanunun verdiği yetkiye dayalı olmaksızın" diye bir tabir bulunuyor. Bu ifade neden kullanılıyor, açıklanmalı. Hukuk devletinde böyle bir madde teklifi olabilir mi? Maddede ifade edilen eylemlere karşı verilen cezalar kendi aralarında karşılaştırıldığında orantılı bir ilişki görülmüyor.

Değerli milletvekilleri, Millî Piyango İdaresi işletmesinin devredilmesinden önce, 2019 yılında 6.612 adet, 2020 yılında ise 9.024 adet internet sitesine erişimin engellenmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna bildirimde bulunulmuş. Aslında, bir bu kadar daha yeniden kurulan siteler var. Çocuklarımızı küçük yaşta kumara teşvik ederek zehirliyorlar bunlar. Bu alan da yeniden aklıselimle ele alınıp düzeltilmeli. 2017 yılında çıkan 680 sayılı KHK'yle Millî Piyango İdaresi Türkiye Varlık Fonuna devredildi. Türkiye Varlık Fonuna devredilen Millî Piyango İdaresi Ağustos 2019'da yapılan ihaleyle tek teklif veren Demirören-Sisal ortaklığına 2020'den itibaren on yıllığına kiralandı. İhalesi şansa bırakılmamış anlaşılan, adrese teslim edilmiş bir ihale.

Şans oyunlarında denetimin çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Geçtiğimiz yılın Sayıştay raporlarından okuyorum: "Lisans kapsamındaki şans oyunlarının düzenlenmesine Ağustos 2020 tarihi itibarıyla son verilmiştir. 1/8/2020-31/12/2020 dönemine ait yüklenici firmaların lisans kapsamındaki iş ve işlemlerinin denetimi de Teftiş Kurulu Başkanlığının 2021 yılı programına alınmıştır. Ancak izleme için gerekli teknik altyapısının oluşturulmaması ve ayrıca denetimin nasıl ve ne şekilde gerçekleştirileceğine dair ikincil bir mevzuatın yani usul ve esasların belirlenmesine yönelik çalışmaların henüz tamamlanmamış olması nedenleriyle, denetim şu ana kadar yapılamamıştır." Şansa bakın, denetim de yapılamıyor. Denetim yapılamaması şans oyunlarının üzerine çok büyük bir gölge düşürüyor, özellikle adrese teslim Milli Piyango İdaresinin. Devletimizin yıllarca şeffaflıkla yönettiği bir idarenin yeni yönetimi altında denetlenmesi hem kamu vicdanı hem de devlet düzeni adına önem arz eder.

Teklifteki geçici madde 1'le, çalışanların elektrik, doğal gaz ve ısınma giderlerine karşı yapılan ödemeler 30 Haziran 2021 tarihine kadar gelir vergisinden ve sigorta priminden istisna tutuluyor. Zorunlu ve temel ihtiyaç niteliğinde olan bu harcamalar için ödenen bedellerin süresiz olarak vergi ve primden muaf tutulması düşünülmeli. Ayrıca, düzenlemede damga vergisine ilişkin bir istisnaya yer verilmemesi bir eksiklik.

Geçici madde 2'yle, icra takibi başlatılmış olan küçük alacaklar tasfiye ediliyor. Temel ihtiyaç olan telefon, elektrik, doğal gaz ve su aboneliklerinde, 15 Ağustos 2022'den önce icra takibi başlatılan, 2 bin lira ve altında olan borçların tasfiyesi yapılacak. Bunun için 2 bin liranın altındaki bu alacaklar "değersiz alacak" kategorisine alınıyor. Fakat değersiz alacak hesabına bu tutarların kaydedilebilmesi için borcun icra safhasına gelmesi ve takip edilmesi gerekiyor. Ayrıca, borcun bilançolarda üç yıl boyunca karşılık hesaplarında tutulması zorunlu. Gerekçede, bu düzenlemenin hem vatandaşa katkı hem de şirketlere kolaylık sağlamak için yapıldığı kaydediliyor. Yaklaşık 2,2 milyar liralık bir gelir vergisi istisnası olacağı öngörülüyor. İcra takibine başlanma sınırını 15 Ağustos 2022 ve öncesi olarak öngören madde teklifinin herhangi bir haksızlığa neden olmaması için maddenin yürürlüğe girdiği tarih ve öncesi geçerli olmalıdır.

Geçici madde 3'le, varlık yönetim şirketlerinde bulunan 2.500 liranın altındaki borçlar da siliniyor. Maliye Bakanlığı bu değeri 5 bin liraya kadar çıkarabilecek. Silinen borçlar, alacaklı şirketlerin kamuya olan yükümlülüklerine mahsup edilecek. İcra takibine başlanma sınırını 15 Ağustos 2022 ve öncesi olarak öngören madde teklifinin herhangi bir haksızlığa neden olmaması için yine maddenin yürürlüğe girdiği tarih ve öncesi geçerli olmalı.

Geçici madde 4'le, maske yasağını ihlal edenlere yönelik verilen 2 milyar 700 milyon liralık para cezası da iptal ediliyor. Yasağa uyup toplum yaşamına saygı gösteren vatandaşlarımız yine mağdur ediliyor. Toplumsal uzlaşı, karşılıklı saygı yaşamın içindeki pratikle öğrenilmeli. Konulmuş kurallara uymayanları kayırarak bu değerlerimizi ancak kitaplardan öğreniriz. Diğer insanların yaşam alanlarına ve haklarına saygı kitaplarda geçen başlıklar olmamalı, bu kadar ciddiyetsiz bir karar olmaz. Toplumsal uzlaşı için vatandaşlarımıza ödülde de cezada da eşit yaklaşmalıyız.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)