| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 02.11.2022 |
NURAN İMİR (Şırnak) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve halkımızı saygıyla selamlıyorum.
İktidar her ekonomik krizde vergi düzenlemesine gidiyor fakat her defasında borçlanmalar artarak devam ediyor. Hiçbir vergi düzenlemesi, ülkeyi içinde bulunduğu krizden ve darboğazdan çıkaramayacaktır. Adaletsiz, gerçeklikten uzak, vergiyi belli bir kesimin üzerine yıkan bu vergi sistemini iyice yapboza dönüştürdünüz. Vergi sistemindeki adaletsizlik arttıkça işçinin, emekçinin, memurun, kadının payına yoksulluk; sermayedarların payına da zenginlik düşmeye devam edecektir; her yurttaş bunu çok iyi biliyor. Sizin politikalarınızın sonucu bu insanlar borçlandı, şimdi onlara bir lütufmuş gibi yasal düzenleme yaparak iktidarınızı kurtaramayacaksınız çünkü borçlanmanın sebebi iktidarınızdır ama bilin ki sonucu yasal düzenlemeler değildir.
Yarattığınız ekonomik krizde insanlar intiharın eşiğindedir. Çoğunluğu yoksulluktan ve ekonomik krizden kaynaklı Şırnak'ta son iki yılda intihar girişiminde bulunan 32 kişiden 27'si ne yazık ki yaşamını yitirmiştir.
Değerli halkımız, iktidar gerçeklerin üstünü örterek, algı yaratarak sürekli gündemi değiştirmek istiyor. Gelin, görün ki cezaevindeki tecrit, işkence ve hak ihlalleri her geçen gün artmaktadır; cezaevlerinden cenazeler çıkmaya devam ediyor. İki yıl önce cezaevi idare ve gözlem kurullarının yetkileri genişletildi; insan haklarına ve Anayasa'da belirlenen eşitlik ilkesine aykırı olan bu düzenlemeyle onlarca mahpus iyi hâl hakkından mahrum bırakıldı. Cezaevi idare ve gözlem kurulları keyfî kararlarla hukuki dayanaktan yoksun âdeta bir mahkeme gibi hareket etmektedir; "halay çektin" "türkü söyledin" "kitap okudun" "zılgıt çektin" gibi bahanelerle mahpusların altı aydan bir yıla kadar tahliyeleri erteleniyor. İster içeride ister dışarıda bu ülkede artık halay çekmek de yasaklandı. Sincan Cezaevinde tutuklu bulunan Jiyan Ateş'in tahliyesi 3'üncü kezdir erteleniyor. Aynı gerekçeyle Sabite Ekinci, Rojdan Erez, Sedef Demir, Dilan Oynaş, Berin Sarı, Hanım Yıldırım, Zeynep Bingöl, Mukaddes Kubilay'ın infazları keyfî bir şekilde yakılmıştır. Yine Bolu Cezaevindeki mahpuslardan Erdal Tuncel, Seyfettin Bahar, Samet Özbek, Osman Aslan, Fuat Güler, Adnan Karakaş'ın infazları bitmiş olmasına rağmen tahliye edilmiyorlar. Bu dayatılan hak ihlallerine karşı da 52 mahpus açlık grevine girmiş bulunmaktalar Bolu Cezaevinde.
Hukuksuzluklar tabii bunlarla bitmiyor yani sadece cezaevleriyle sınırlı değil ne yazık ki ülkede kanunsuzluk, vicdansızlık, hukuksuzluk almış başını gidiyor. Bir basın açıklaması yapmak istiyoruz, binlerce polisle karşı karşıya kalıyoruz. En son ayın 29'unda -Değerli Milletvekilim Hasan Özgüneş arkadaşım da ifade etti- Cizre'de yapmak istediğimiz bir basın açıklamamızda milletvekili arkadaşımız Hasan Özgüneş'in üzerine mermi çekirdeği fırlatıldı. Bu kürsüden soruyorum: Bunun anlamı nedir? Bunu yapan kimdir? Yaptıran kimlerdir? Meclis Başkanı Mustafa Şentop'a sesleniyorum: Failini bulmak zorundasınız. Bizim cevabımız bellidir, duruşumuz bellidir, biz boyun eğmeyiz.
Sokaktaki hak ihlalleri sadece HDP'lilerle sınırlı kalmıyor tabii ki iktidarın yandaşları dışında kente giren herkes potansiyel olarak suçlu muamelesi görüyor ve takibe alınıyor. Örneğin İstanbul'dan gelen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyeleri, kadın ve çocukların hak ihlallerine ilişkin araştırmalar yapmak istediler Şırnak'ta geçen hafta. Bu çalışmalardan bile rahatsız olunmuş ki Şırnak'ta attıkları her adımları takibe alınmış. Bakın sadece yakın zamanlarda Şırnak'ta 16 kadın erkekler tarafından katledildi fakat bu sizin verilerinize bile yansımadı, ya intihar süsü verildi ya da şüpheli ölüm diye kayıtlara geçirildi. Tabii sizin de kayıtlarımıza değil sadece özgür basının kayıtlarına geçmiş oldu. Katledilen kadınlara, kadın cinayetlerine ilişkin de bir araştırma yapmadığınız gibi yapmak isteyen kadınları da engelliyorsunuz, kadın katillerini cezasızlıkla ödüllendiriyorsunuz.
Değerli halkımız, Şırnak'ta altyapı sorunu, su ve yol gibi sorunlar hâlâ devam ederken valilik ve kayyumlar milyonlarca TL harcayarak halkın kültüründen uzak, şatafatlı festivaller düzenliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
NURAN İMİR (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Sadece Cizre Kaymakamının birkaç saatlik müzik festivali için harcadığı para 3,5 milyon TL'dir. 2015'i hiç kimse unutmamış, siz de unutmamışsınızdır. Cizre bodrumlarını biz unutmadık, o bodrumlarda insanlar diri diri yakıldı, o bodrumların molozları Dicle Nehri'ne döküldü ve dökülürken insan kemikleri çıktı; bunu herkes biliyor, kamuoyu bunun farkında. Peki, siz ne yaptınız bunun üzerine? Kemiklerin üzerine park yaptınız, o da yetmedi Cizre halkının mezarlık olarak ifadelendirdiği, gördüğü o parkta festival yaptınız, halay çektirdiniz, hakaret ettiniz; kültürel bir soykırım pozisyonunda bir politikayla şu an yürüyorsunuz. Cizre halkı bunu asla unutmayacak. Ölüye saygınız da yok, değerlere saygınız da yok. Cizre halkını bir kez daha yaralamış oldunuz.
Son olarak da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın İmir, süreniz tamamlandı.
NURAN İMİR (Devamla) - Cizre halkının değerlerini, iradelerini yok sayanlar asla Cizre halkını yönetemezler.
BAŞKAN - Süreniz tamamlandı.
NURAN İMİR (Devamla) - Tek söz...
BAŞKAN - İlave süre verdim size.
NURAN İMİR (Devamla) - Sözlerimi sonlarken tutanaklara bir "x" ben de kaydettirmek istiyorum. "..." (*) (HDP sıralarından alkışlar)