GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:16
Tarih:03.11.2022

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2023 yılı bütçe görüşmelerinin devam ettiği bugünlerde Cumhurbaşkanlığı Türkiye Büyük Millet Meclisine merkezî yönetim bütçesini sunmuş bulunmaktadır. Bütçe içerik olarak yorgun, bezgin, lakayıt, isteksiz bir siyasi iktidarın yüzünü yansıtmaktadır. Bu enerji yoksunluğu eminim ki ülkemizin geleceğine güvenle bakmamız için en büyük handikabı oluşturmaktadır. "Çare nedir?" diye düşündüğümüzde, çare seçimdir ve sandıktır arkadaşlar. Yeni bir kadronun yönetime gelmesi hâlinde başlar başlamaz ülkemizin sorunlarının çözümünde ilk adımların atılması büyük bir moral sağlayacaktır, bu da milletimizi ve devletimizi muhkem kılacaktır.

Değerli arkadaşlar, Türk ekonomisinde, bundan yüz elli yıl önceki ekonominin görünümü âdeta günümüze taşınmış gibidir. Batmış bir Osmanlı iktisadi sistemi, karşılığında milletin tüm servetlerini ve imtiyazlarını bir bir emperyalistlere peşkeş çeken bir yönetim; bu da yetmiyor, topraklarını parça parça ya kaybediyor ya da kiralıyor; yaşamını sürdürebilmek için Batı'ya daha fazla borçlanıyor; borçlarla bir taraftan devasa saraylar yapılırken, diğer taraftan yoksullaşan, savaşlar ve hastalıklar nedeniyle kırılan bir halk.

Bakınız, Sayın Topçuoğlu'dan bir bölüm aktaracağım: "Osmanlı'da büyük pahalılık ve yüksek enflasyon 1596-1607 arasındaki Celâli fetreti ve büyük kaçgunluk döneminde görülmüştür. Uzun savaşlar sırasında patlak veren Celâli isyanları sebebiyle köylünün üçte 2'si köyünü terk ederek şehirlere akın etmişlerdir; büyük şehirler, kahveler ve bekâr odalarıyla dolmuştur. Fuhuş, içki, eşkıyalık, cinayet şehirleri sarsarken köylerin terk edilmesiyle tarımsal üretim azalmıştır. Ülke, tam bir batağa sürüklenmiş ve ihyası artık mümkün olamamıştır."

Evet, Osmanlı 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'na girerken toplam dış borcu 153,7 milyon Osmanlı lirası iken, artan savaş masraflarını karşılamak için Almanya'dan ilave 150 milyon lira borç almak zorunda kalmış ve böylece dış borç 303,7 milyon liraya kadar yükselmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı'da her alandaki üretim neredeyse yarı yarıya azalmıştır. 1914-1922 yılları arasındaki savaş yıllarında gerçekleşen toplam enflasyon yüzde 1.200 ila 1.700 civarında gerçekleşmiştir. Osmanlı 1876 yılında borçlarını ödeyemediği için iflas edince 1881'de Muharrem Kararnamesi'yle alacaklı Avrupa ülkeleri Düyun-Umumiye'yi kurup Osmanlı'nın temel gelirlerine el koymuşlardı. İşte, Büyük Önder Atatürk Birinci Dünya Savaşı'nın yıkımı sonrasında gırtlağına kadar borçlu, yoksulluk içinde, orduları dağıtılmış, toprakları işgal edilmiş savaş yorgunu bir ülkede emperyalizme karşı bağımsızlık savaşını kazandığı için büyük bir liderdir. Lozan'da kapitülasyonlar kaldırılarak Osmanlı borçları ödenmeye başlanmıştır; köylüyü ezen vergiler kaldırılmıştır; tarlalar ekilmeye başlanmış, ülkenin dört bir yanında fabrikalar kurulmuş, Türkiye üretmeye başlamıştır; Türkiye, en çok ihtiyaç duyulan bez, şeker ve unda kendi kendine yeterli hâle gelmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - 1929 dünya ekonomik krizine rağmen 1924-1938 yılları arasında Türkiye'nin büyüme hızı ortalama yüzde 8'in altına düşmemiştir. Atatürk döneminin Türkiye'si enflasyonsuz, dış borçsuz kalkınmasını sürdürmüştür. 1938 yılında Merkez Bankasında 36 milyon dolar döviz, 26 ton altın biriktirilmiş, Türk parasının değeri korunmuştur.

Değerli arkadaşlar, cumhuriyetimizin ve Atatürk'ümüzün değerini bilelim diyorum.

Teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)