GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:16
Tarih:03.11.2022

MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kürt'ün çocuk sayısını bile kendine tehdit olarak gören bir anlayışla karşı karşıyayız. Yani, eskiden, bunlar MGK'de, gizli yerlerde görüşülüyordu ama artık iktidar partisi bunları her yerde açık açık -Kürt düşmanlığını- ifade etmekte hiçbir beis görmüyor. Tabii, şunu belirteyim, Kürt halkı da dostları da bunun çok iyi farkında.

Sayın milletvekilleri, zindanlarda hukuksuzluk, sokakta zulüm, siyasette pervasızlık, Kürtçeye olan düşmanlık ve tecritteki ısrar Türkiye'yi günden güne geriye götürüyor, bütün Türkiye'yi etkiliyor. Özellikle iktidar partisinin çözüme dönük, demokrasiye dönük, hep ülkeyi geriye götüren siyaseti bugün ülkeyi içinden çıkılmaz bir hâle getirmiş durumda. Niye bütün Türkiye'yi ilgilendiriyor bu Kürt düşmanlığı, size bir örnekle, küçük bir örnekle ifade edeyim: Muğla'da, 5 Nisanda Muğla Çevre Platformu Valilik hakkında suç duyurusunda bulundu. Ama daha öncesinden, sırf Kürtler kendi yerellerinde söz sahibi olmasınlar diye, kendi yerellerinde kendilerini yönetemesinler diye, biliyorsunuz, valilere süper yetkiler verilmişti. Bu süper yetkiye dayanan Muğla Valisi önce kendisi hakkındaki suç duyurusuna kendisi baktı, sonra da "Soruşturmaya yer yoktur." diyerek bunu bertaraf etti. Evet, her zaman dile getiriyoruz, Kürt sorunu demokratik ve barışçıl yollarla çözülmediği müddetçe bunun zararı sadece Kürtlere dokunmuyor, işte, Muğla'da olduğu gibi bütün Türkiye halkları bundan etkileniyorlar.

Sayın milletvekilleri, AKP'nin yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklardan başka bu ülke halklarına verebileceği hiçbir şeyi yoktur. Özellikle söz konusu Kürtlerse, Kürtlere karşı ontolojik bir karşıtlık ve düşmanlık söz konusu. Kürtçe ana dilinde eğitime hiç yanaşmaz, kurumlarına baskı yapar, kurumlarını kapatır; Kürtlerin demokratik siyasetteki ısrarını görmez, partisini kapatmaya çalışır, yine siyasetçilerini cezaevine atar; belediyelerinde kendilerini yönetmesini istemez, belediyelerini hırsıza, kayyuma peşkeş çeker. Ukrayna'da barış ve müzakereyi tercih eder ama söz konusu Kürt sorunu olunca aklına ilk kimyasal silahlar ve savaş gelir.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Bu bir iftira! Bu bir iftira!

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Yine, Kürt medyasını basından saymaz, haberlerine hemen soruşturma açar, gazetecilerini tutuklar.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Terörist ile Kürt'ü karıştırmayın.

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Biliyorsunuz, Mezopotamya ve JINNEWS muhabirlerini, daha bu haberler neredeyse paylaşılmadan hemen önce, hepsini gözaltına aldılar ve bu kimyasal atılmasıyla ilgili ehlivicdan insanlar, işin uzmanları bu konunun araştırılmasını istedi ama AKP yine, suçüstü yakalanma telaşıyla hemen önce gazetecileri sonra da bu işin uzmanlarını tutukladı. Şimdi, gazetecilerle ilgili, bugün sadece Kürt medyasından 200 kişi hakkında dava açılmış; 38'i şu an tutuklu, 2'si de yine adli kontrol ve yurt dışına çıkış gibi gerekçelerle bir şekilde yargılanıyor.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Kürt medyası diye bir şey yok Türkiye'de!

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Bitireyim, size birkaç örnek vereceğim. Mesela, bu gazetecilerin suçları ne; hemen size birkaçını örnek vereyim, bu 200'den sadece birkaçını.

Berivan Altan, son haberlerinde Aysel Tuğluk'un cezaevi koşullarını yazdı, kimyasal silah kullanımıyla ilgili siyasetçilere mikrofon uzattı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesinde kadının güçlendirilmesi için ayrılan bütçenin komikliğini teşhir etti. Özgür basından, gazeteciden korkunuzun sebebi işte buydu.

Yine, Emrullah Acar, Urfa Suruç'ta AKP'li vekilin akrabaları ve korumaları tarafından katledilen Şenyaşar ailesiyle ilgili haberlere imza attı, Emine Şenyaşar'ın adalet arayışını gazete sütunlarına taşıdı; bu yüzden tutuklandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Tamamlayın, buyurun.

MURAT SARISAÇ (Devamla) - JINNEWS'ten Habibe Eren, son haberinde cezaevlerindeki hukuksuzluğu, İmralı'da sürdürülen mutlak tecridi haber yaptı, barıştan korkanların sığındığı tecrit politikalarına yer verdi; bundan tutuklandı.

JINNEWS'ten Öznur Değer, son haberinde yirmi dokuz yıl önce Muş'un Vartinis köyünde ateşe verilen evde katledilen 9 kişilik bir aileyi haber konusu yaptı çünkü cezasızlık politikası sonucunda zaman aşımına uğramasına izin vermedi; bu yüzden tutuklandı.

Ceylan Şahinli, son haberinde IŞİD'in yaktığı Kobani'ye kardeşliği taşıyan umut yolcularının Suruç'ta katledilmesi talimatını veren IŞİD üyesi Mahir el-Agal'ın Türkiye denetimindeki bölgede öldürülmesine yer verdi. Bundan rahatsızlık duyuldu, evet ama sonra ne oldu? 1 Kasım dünya Kobani günü olarak kutlandı. "..." (*)

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Başkan, bunu bir gelenek hâline getirdiler. Her gün Kürtçe kelime söylüyorlar, olmaz ama canım!

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Derse çalışıyor!

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Yine, Diren Yurtsever...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ya, niye bağırıyorsunuz ya!

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Ya, ne yaparsanız yapın, ne yaparsanız yapın ne özgür basın size karşı boyun eğiyor ne biz Kürtler eğiliyoruz.

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Gelenek hâline getirdiler, her çıkan konuşmacınız bir şeyler söylüyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Neyi söylüyor?

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Kürt ile teröristi karıştırma. Sadece teröristi de...

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Mücadelemiz de devam edecek. Özgür basınla da gurur duyuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)