GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜİK'in açıklamış olduğu istihdam rakamlarına, Sefalet Endeksi'ne, asgari ücrete, enflasyon rakamlarına, OECD'nin Bir Bakışta Eğitim 2022 Raporu'na, Bursa'nın Yıldırım ilçesinde sobadan çıkan yangına ve Amasya'nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü köyünde kurulan OSB'ye ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:6
Birleşim:18
Tarih:09.11.2022

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Türkiye İstatistik Kurumu bazı rakamlar açıklıyor normal olarak; rakamlara bakıyorsunuz, son zamanlarda istihdamın arttığı, işsizlik oranlarının düştüğü ifade ediliyor, Sayın Cumhurbaşkanı ve bu konuyla ilgili Bakanlar da bununla övünmeye başladılar. Fakat TÜİK başka detay veriler de açıklıyor, oralara bakıyorsunuz, istihdamda bu söyledikleri... Tabii "İşsizlik oranı düştü." derken, düştüyse de en son açıklanan rakam yüzde 9,8; geniş tanımlısı da yüzde 20 yani düşen çok da fazla bir şey yok, aldığına göre daha yüksek, 2002'ye göre daha yüksek bir işsizlik oranı var. Ama tabii, yüzde 14-15'leri gördüğümüz için dar tanımlı işsizlikte bunların şu anda düştüğü ifade ediliyor. Fakat az önce ifade ettiğim gibi, detay verilere baktığımızda bunu doğrulayamıyoruz. Hani, enflasyonla ilgili rakamlara müdahale edildiğini biliyoruz ama çok açık bir şekilde bu, işsizlik rakamlarına, istihdam verilerine de müdahale edildiğini gösteriyor. Eğer bir ülkede istihdam artıyorsa ve işsizlik düşüyorsa bunun, aynı zamanda, çalışılan toplam saate yansıması lazım. Bakıyorsunuz, mesela, 2017'nin Eylül ayında haftada 1 milyon 341 bin saat çalışma varken en son "Arttı." denilen dönemdeki toplam çalışma saati 1 milyon 267 bin yani onun daha altında. Dolayısıyla, veriler tutarsız ve bu verilere müdahale ediliyor, işsizliğin düştüğü filan da yok. Zaten en son açıklanan Sefalet Endeksi'ne -dünya genelinde açıklanan bir endeks, biliyorsunuz- baktığımızda bunu çok net bir şekilde görüyoruz. Sefalet Endeksi nedir? Hayat pahalılığı ve işsizlikten oluşan bir endekstir yani insanların alım gücünü ve işsizlik durumunu ölçer. Maalesef, Türkiye 93,3 puan aldı ve burada 1'inci sırada. Yani bu iktidarın rekor kırdığı bir şey varsa, dünyada Türkiye'yi ilk sıraya getirdiği bir şey varsa işte o, Sefalet Endeksi'dir. Arjantin'in durumunu herkes biliyor, Arjantin ekonomisinin ne kadar kötü olduğunu. Bizden sonra Arjantin var, Arjantin'den de açık ara öndeyiz yani Arjantin'e fark atmış durumdayız. Yani bu anlamda, hakikaten Sefalet Endeksi'nde, millete yaşatılan sefalet de rekordan rekora koşuluyor.

Yine, bunu destekler mahiyette OECD'nin son günlerde açıkladığı bir rapor var. O rapora bakıyorsunuz, OECD ülkeleri içerisinde çalışma saati açısından Türkiye, bireysel çalışma saati açısından insanların çalıştığı en fazla ülke yani işçinin çok fazla çalıştığı bir ülke fakat kazanç açısından son sıradayız OECD ülkeleri açısından. Şimdi, burada da enteresan durum var, çok çalışıyorsunuz fakat az kazanıyorsunuz. Yine, 27 Avrupa ülkesi arasında Arnavutluk'tan sonra en düşük asgari ücretin olduğu ülke Türkiye yani AK PARTİ politikalarının oluşturduğu Türkiye ekonomisi böyle bir şey; alım gücünün olmadığı, alım gücünün düştüğü bir ülke. Tabii, bunun sorumlusu kim? Yanlış politikaları yürüten AK PARTİ hükûmetleri, AK PARTİ Grubudur. Bu eserle ne kadar övünülebilir bilmiyorum yani bunu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Zaman zaman Cumhurbaşkanı "Her şey iyi gidiyor." diyor; eser ortada. Yine, enflasyon rakamları ortada, bunu anlatmaya bile gerek yok; artık bu, insanların iliğine kadar işliyor ama şunu söylemek lazım: İç çatışmanın olduğu Suriye'den daha yüksek enflasyon var bu ülkede. "Rusya-Ukrayna savaşı çıktı, buradan enerji maliyetlerimiz arttı." filan şeklinde bahaneler uyduruluyor. Bugün en son rakam itibarıyla Rusya'da 13,7 enflasyon, Türkiye'de inanırsanız yüzde 85,5; ENAG yüzde 185 diyor; bu nasıl olabilir? Yani böyle, mazereti, bahaneyi dışarılarda arayarak ülke yönetilmez. Bu kadar büyük bir ülkeyi, bu kadar beceriksiz ellerin yürütmesi artık mümkün değildir. İnsanlar sıkıntıdadır, ucuz ekmek kuyrukları Türkiye'de her geçen gün artıyor. Geçen sosyal medyada vardı, bir anne diyor ki: "Bir yumurta alıyorum, o yumurtayı ikiye bölerek çocuklarıma yediriyorum." Ya, Türkiye'ye siz bunu yaşattınız, ondan sonra hâlâ doğru ekonomi politikalarına maalesef dönülmüyor; bu da işin acı diğer bir tarafı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Şimdi, tabii, bunların sebeplerinden bir tanesi yine... Son günlerde OECD tarafından yayımlanan bir rapor daha var, Bir Bakışta Eğitim 2022 Raporu yayımlandı. Bu rapora baktığınızda da öğrenci başına en düşük harcamayı yapan OECD ülkesiyiz, öğrenci başına en düşük harcama yapılıyor. Şimdi, Hükûmet ara ara "2002 yılında eğitime şu kadar pay ayrılıyordu, biz bunu artırdık." filan şeklinde bir şey söylüyor ya; bunlar mazeret değil, bunlar bir gösterge filan da değil. Yani yirmi yıllık bir iktidardan sonra hâlâ 2002'yle mukayese ama... "2002 kötüydü." diyelim. E, kardeşim, siz iyi olsaydınız. Yani, Türkiye, niye OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük kamu harcaması yapan ülke hâline gelsin? Tabii, eğitime pay ayırmazsanız, atama bekleyen öğretmenler var, öğretmen açıkları var, oralarda bir yol almazsanız, gerekli atamaları yapmazsanız, sözleşmeli öğretmenlere asgari ücret verirseniz, ücretli öğretmenleri asgari ücretin altında çalıştırmaya kalkarsanız, buralara bütçe ayırmazsanız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Toparlayacağım Başkanım.

Eğitimin geldiği nokta da ortada, PISA sonuçları da ortada. Eğitimin kalitesi açısından Türkiye sadece birkaç ülkeyi geçiyor OECD'de, en altlarda. Dolayısıyla hem kalitesi düşük hem harcama yapılmıyor. Tabii, harcamaların nereye yapıldığını milletimiz artık görüyor; harcamalar yandaşlara gidiyor, harcamalar faize gidiyor, harcamalar yanlış ekonomi politikalarına, israfa, saltanata, şatafata gidiyor ve bunun getirdiği sonuçta da Türkiye artık her yönüyle daralmış, bunalmış durumda.

Biliyorsunuz, dün gece Bursa'nın Yıldırım ilçesinde bir evde, sobadan kaynaklı bir yangın çıktı ve yaşları 1 ile 11 arasında değişen Suriye uyruklu 8'i çocuk 9 kişi vefat etti; hepsine Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Bir de son konu olarak Sayın Başkan... Tabii, artık Hükûmet vatandaştan koptu, vatandaş feryat ediyor. Bir feryat da nereden yükseliyor? Amasya'nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü köyünde yaşayan vatandaşlar... Orada bir OSB kuruluyor, OSB nereye kuruluyor? Hayvanların otlatılacağı meraya kuruluyor. Hayvancılıkta bu kadar problem var, tarımda problem var, insanlar geçim sıkıntısı çekiyor. OSB'ye hiç kimsenin karşı olması mümkün mü? Değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim efendim.

Oradaki vatandaşlar da, insanlar da "OSB'ye karşı değiliz." diyor ama böyle bir yer seçimi olabilir mi? İnsanların hayvanlarını otlatacağı bir meraya OSB kurulabilir mi? Böyle bir yanlış olabilir mi? Bu nasıl bir akıldır? İnsanlar feryat ediyor, o insanlar orada eylem yapıyor, devlete kendilerini anlatmak istiyorlar, bir tane muhatap bulamıyorlar. Buna karşı çıkan, imza vermekten kaçınan oradaki muhtar görevden alınıyor, yerine kayyum atanıyor. Bunları kabul etmek mümkün değil. Buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden Hükûmete, ilgili bakanlıklara sesleniyorum: Bu tür rant peşinde koşmayı bırakın, vatandaşın ekmeğiyle oynamayın. Bu ülkede hayvancılığı zaten öldürdünüz, daha fazla öldürmeyin. OSB elbette yapılsın ancak uygun yer seçimi yapılarak OSB yapılmalı ve Çambükü halkının da sesine kulak verilmeli diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.