| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 10.11.2022 |
HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, 2001 krizi sonrasında sermaye bir tercihte bulundu; o tercih, inşaata dayalı ekonomik büyüme politikası, bu politikayı da en iyi siz uygulayacağınız için iktidara geldiniz ve gerçekten de çok iyi uyguladınız. İnşaata dayalı o ekonomik büyüme politikasının bir sonucu var, bugün biz bu sonucu yaşıyoruz. Ne oldu bu tercihle? Gayrimenkul yatırımları cazip hâle getirildi ve sadece özel alanlar değil kamusal alanlar da sermayenin talanına açıldı. Konut, artık bir barınma değil tamamen bir yatırım aracı hâline getirildi. Kamu arazileri, kamu-özel iş birliğiyle o rant yaratan projelere tahsis edildi ve kamuya ait ne kadar bina, arazi, arsa, park, orman varsa bunların hepsi şirketlerin hizmetine sunuldu. Bu konuda da TOKİ, çok iyi bir aracı şirket hâline getirildi, aracı kurum hâline getirildi. Yani halktan alıp sermayeye transfer konusunda, kârın transferi konusunda TOKİ'yi siz işlevlendirdiniz. Bakın, TÜİK verilerine göre 2002-2020 yılları arasında ülke genelinde 12,5 milyon yeni konut üretildi. Aynı dönemde toplam haneye yaklaşık 4 milyon yeni hane eklendi. Yani her yeni hane için ne olmuş oluyor? En az 3 yeni konut üretilmiş oluyor. Ama hâlâ bu ülkede barınma sorunu var, hâlâ bu ülkede kiralar ciddi olarak artmış durumda, bu halkın kira sorunu var. Yani bu politikaların sonucunda konut, barınma yerine yatırım aracı olunca lüks konut üretimine geçildi ve lüks konut üretildikçe kira fiyatları da yükseldi, diğer konutların fiyatlarını da etkiledi, yukarı çekti; işte, ortadaki krizin gerçek nedeni bu. Sonra, siz, halkın bu barınma sorununa, bu krize sözde "Çözüm buluyoruz." diye "cumhuriyet tarihinin o en büyük sosyal konut projesi" adı altında hem umut tacirliği yapıyorsunuz hem de halkı borçlandırıyorsunuz. Neyle? Memur maaş katsayısı oranında yılda 2 defa artan faizle konut satıyorsunuz.
Ortaya çıkan sonuç; bakın, tamamen kamu arazilerinin, kamuya ait, halka ait ne varsa o alanların TOKİ aracılığıyla sermayeye iletilmesi, aynı zamanda da halkın borçlandırılması yani hem yağma hem sömürü politikaları. Üstüne üstlük, bakın, aynı zamanda bu TOKİ'ye devirlerde -özellikle TOKİ'ye devirlerde- bir denetim mekanizması söz konusu değil. Dün Çevre Bakanlığının bütçesinde de aynı şeyi söyledik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
OYA ERSOY (Devamla) - Bu yıl da Sayıştay raporlarında, 2021 yılı raporlarında deniliyor ki: "Kentsel dönüşüm projeleri için, TOKİ'ye aktarılan kaynakların takibi için bir kontrol mekanizması kurulmamıştır." Sadece TOKİ'ye değil, belediyelere ve İLBANK'a aktarılan kaynakların hiçbirinin takibi de yapılmıyor. Üstelik Sayıştay bunu sadece bu yıl söylemiyor, dört yıldır söylüyor; 2018, 2019 ve 2020 yıllarında da söylemiş ama hâlâ herhangi bir hareket yok. Çevre Bakanlığı kulağının üstüne yatıyor çünkü burada ciddi bir rant var, rantın olduğu yerde de soygun var.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)