| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 10.11.2022 |
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 364 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime Türk'ün hürriyet mücadelesinin lideri, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet, minnet ve dualarla anarak başlamak istiyorum. Büyük Atatürk, fikirleri, mücadelesi ve hayatıyla bizlere ebedî bir rehber olmaya devam edecektir, ruhu şad olsun.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu maddeyle, motorlu araç ticareti yapan mükelleflerden doğacak özel tüketim vergisinin tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla 30 milyon TL'ye kadar teminat alınması düzenlenmektedir. Bu yöntem kabul edilebilir değildir, bu durum vergisini zamanında ödemiş olan mükellefler ile ödemeyen mükellefleri aynı kefeye koymaktan başka bir şey değildir. Namusuyla para kazanan ve vergisini zamanında ödeyen mükelleflere vergi kaçakçısı muamelesi yapılmaktadır. Ayrıca, bu uygulamayla toplanacak olan paraların hangi amaçla kullanılacağı kanun metninde yazılmamıştır. Teklifin seçim öncesine denk getirilmesiyle de şiddetli şüphe uyandıran bir kanun metni olarak kamuoyunda algılanmaktadır; bu, açıkça bir seçim ekonomisi yaratma hamlesidir.
Kıymetli milletvekilleri, madde metninde yer alan "motorlu araç ticareti yapan" ifadesi de son derece geniş bir kesimi kapsamaktadır. Bu ifadeyle galerilerden fabrikalara kadar tüm mükellefler getirilmesi planlanan teminat miktarını ödemeye mecbur edilecektir. Motorlu araç ticareti yapan bazı firmalar için 30 milyon Türk lirası fazlayken bazı firmalar için de bu miktar son derece düşük kalacaktır yani vergi adaleti tesis edilemeyecektir. Bütün bunların yanı sıra otomobil üzerindeki ÖTV oranları da çok yüksektir. Yüksek ÖTV oranları otomobil fiyatlarını ikiye katlamaktadır. Otomobiller için ÖTV oranları yüzde 40 ila yüzde 220 arasında değişmektedir. Böylece vatandaşlarımız bir araba parası kadar da ÖTV ödemek zorunda kalmaktadır. Başta, otomobilde uygulanan ÖTV oranları makul seviyeye çekilmelidir, ayrıca birçok üründen alınan ÖTV tamamen kaldırılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, vergi, harç ve cezalarda artış belirleyen yeniden değerleme oranı yüzde 129,93 olmuştur. Yılbaşından itibaren ehliyet ve pasaport harcı ile trafik cezaları oranları yüzde 129,93 oranında artacaktır. Vergi, harç ve cezalarda enflasyonun üzerinde bir artış yapılmıştır. Her şeyden önce vergide adalet sağlanmalıdır.
Dolaylı vergi yükü de hızla artmaktadır. Türkiye'de gelir ve kazançlardan alınan vergilerin millî gelire oranı yüzde 5,6 iken OECD ülkelerinde bu oran yüzde 11,4'tür. Tam tersi şekilde Türkiye'de ÖTV olarak toplanan miktarın millî gelire oranı yüzde 3,6 iken OECD ülkelerinde bu oran yüzde 2,4'tür. Bu durum OECD ülkelerinden daha yüksek oranda dolaylı vergi topladığımızı ortaya koymaktadır. TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve TİSK çalışanların gelir vergisi yükünün hafifletilmesini istemektedirler. Hükûmet asgari ücret üzerindeki vergilerden artık vazgeçmelidir. Örneğin, ücreti brüt 13.043 Türk lirası olan bir çalışanın eline ocak ayında net 10 bin Türk lirası geçmekteyken aralık ayında bu rakam 9.143 TL'ye düşmektedir yani kesilen vergi oranı ocak ayında yüzde 15 iken ağustos ayında yüzde 27'ye yükselmekte ve bu nedenle de eline geçen net rakam azalmaktadır. Kısacası, Türkiye'de her alanda olduğu gibi vergi tahsilatı noktasında da adalet ayaklar altına alınmıştır. Vergi, devlet yatırımlarının aracı olmaktan çıkarılıp iktidarın seçim bağışı hâline dönüştürülmüştür; yatırımlar ise yandaş müteahhitlere "kamu-özel iş birliği" adı altında peşkeş çekilerek fahiş fiyatlarla yapılır hâle gelmiştir. "Adalet ve kalkınma" yalnız iktidar partisinin adı olmuş ama ülkemizin gerçek hayatını terk etmiştir.
Bu düşüncelerle teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)