| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 15.11.2022 |
CHP GRUBU ADINA TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de arkadaşlarım gibi, İstanbul'daki terör saldırısını lanetliyor, yaralılara acil şifalar dileyerek Türkiye'nin başı sağ olsun diyorum.
Sayın milletvekilleri, az önce İYİ Parti grup önerisi üzerine AK PARTİ'li milletvekili arkadaşımız konuşmasının sonunda, AK PARTİ belediyesi döneminde öğrencilere yemek yardımı yapıldığını ama belediye el değiştirip CHP'li belediye statüsüne kavuştuğunda bu yemek yardımının kesildiğini ifade etti, maalesef. Bunun gerçeği yansıtmadığını çok açık bir dille ifade etmek istiyorum. Bakın, sosyal yardım konusunda, seçimler öncesinde, AK PARTİ hatiplerinin dile getirdiği "Aman ha, CHP iktidara gelirse sosyal yardımları keser." söyleminin nasıl çürüyüp, çürütülüp çöpe atıldığını bu pandemi döneminde çok net bir şekilde gördük. Kaliteli ürünlere herkesin ulaşabileceği şekilde o sosyal yardımlar ayrımsız yapıldı, yapılmaya devam ediliyor; onun için sosyal yardımlarda siz, Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin yaptıklarının önünden dahi geçemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Gelelim bu konuya. Elimde bununla ilgili yazı var; ben, Ankara Büyükşehir Belediyesiyle süratle temasa geçtim; zinhar böyle bir şey yok. Bir defa, Ankara Büyükşehir Belediyesi, önceki dönemde kesinlikle böyle bir yemek yardımı yapmamış, sadece engelli öğrencilere, 3 bine yakın engelli öğrenciye yemek yardımı yapmış, bunu resmiyete kavuşturmak ve bir miktarını finanse etmek adına Büyükşehir Belediyesi yazı yazıyor "Ben, Meclis kararıyla bu işi yapacağım." diyor, resmiyete dönüştürüp usulüne uygun yapmak istiyor ama buna gerekli cevap yazılmıyor.
İkincisi ve çok önemlisi; bakın, Ankara'da Çankaya Belediyesi her gün 18 mahallede 3.500 öğrenciye öğlen yemek servisi yapıyor ve bu kadar ailenin çocuklarını yemek taşımaktan kurtardığı gibi o kaygıdan uzaklaştırıyor. Bunu çoğaltacak başka bir şey daha yapıyor, her akşam iki noktada 4 bine yakın üniversite öğrencisine sıcak yemek dağıtıyor; ayrım yapmıyor, "Sen hangi partiye mensupsun?" demiyor, kim olursa olsun herkese aynı şekilde o yardımı ulaştırıyor. Yenimahalle Belediyesi tüm gün belli noktalarda sıcak çorba dağıtıyor, aynı şeyi Büyükşehir Belediye Başkanlığı da yapıyor. Yani siz "Bizim yaptıklarımızı hayal dahi edemezsiniz." diyorsunuz ya, hayal dahi edemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Gelelim bugünkü konuya. Dün 14 Kasımdı, Dünya Diyabet Günü. Bu hastalık "şeker hastalığı" olarak bilinir ve size uzun uzun şeker hastalığını anlatmak istemiyorum çünkü toplumun her kesimi bu hastalıktan bir şekilde muzdarip olduğu için genel hatlarıyla biliniyor. Şimdi, bu hastalığın 2 tipi var; bir, Tip 1 diyabet, iki, Tip 2 diyabet. Bildiğiniz gibi, Tip 1 diyabet bir çocukluk hastalığı, 0-18 yaş diye nitelendirdiğimiz o çocuklarımızın, gençlerimizin gerçekten hayatını zehreden bir hastalık. Tip 2'ye daha ileri yaşlarda yakalanılıyor ama bugün Türkiye'de 12 milyonun üzerinde şeker hastası vatandaşımız var bu dertten muzdarip. Bu hastalık kronik bir hastalık yani ömür boyu sürüyor. Düşünün, o çocuklarımız, o masum çocuklarımız her gün birkaç kez ciltlerine batırılan iğnelerle yaşamak zorunda bırakılıyor. Şimdi teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni birtakım uygulamalar çıkıyor ve bu uygulamalar dünyada gerçekten birçok şeker hastasının derdine bir nebze olsun derman oluyor. Nedir bu? Glikoz ölçüm cihazı yani sensör. Bu, cilde monte ediliyor ve muhtelif dönemlerde pompalanarak çok rutin bir şekilde, düzenli bir şekilde kandaki şekeri ölçüyor ve o çocuklarımız o iğne batırılma zulmünden kurtuluyor. Bunu Türkiye yapıyor mu? Maalesef yapmıyor, SGK bunu ödemiyor. Değerli milletvekilleri, tespit edilen 40 bin çocuğumuz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bingöl.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) - 40 bin, bu devlet 40 bin çocuğunun derdine derman olacak bu sensörü alamayacaksa, alamayacak durumdaysa vay hâlinize, vay bu ülkeyi yönetenlere! 40 bin çocuk ya, hepsi hepsi 40 bin çocuk! SGK ödemiyor, niye ödemiyor? Belki birazdan buraya gelecek olan Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü şunu diyebilir: Bakanlık bununla ilgili bir çalışma başlattı, yerli versiyonunu üretecek. Çok güzel, biz bunun yerli üretime kavuşturulmasını ve çocuklarımızı rahatlatmasını yürekten destekleriz ama gelin görün ki henüz ne olduğu belli değil, test aşamasında; süresi, ne zaman olacağı belli değil. Ya, Allah aşkına, hiç olmazsa şu dönemde, o yerli üretim devreye girinceye kadar bu sensör yani glikoz ölçüm cihazları bu çocuklarımıza verilse, SGK bunu karşılasa kötü mü olur ya?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Şu ana kadar vermedik efendim.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Son bir cümle, bu önemli bir konu, insani bir konu.
BAŞKAN - Peki, buyurun.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Evet, ben devam edeyim.
Bu insani ve vicdani bir mesele, bunun siyasi yönü yok. Ben burada bulunan milletvekillerinin bu önemli konuya hassasiyet göstereceğini düşünüyorum. Ya, bu çocuklar bizim çocuklarımız, bu sensör cihazını bu süre içerisinde verdiğimizde çok büyük bir ekonomik yük getirmeyecek ama çocuklar rahat edecekler, mutlu olacaklar, yüzleri gülecek; aile bu kaygıları taşımaktan uzaklaşacak, doktorlar her gün önlerine gelen bu çocukları gördüklerinde içleri acımayacak. En azından bunu birlikte becerelim, en azından birlikte bunu yapalım. Bu çok uzak, uzun ve çok pahalı bir şey değil. Gelin buna destek verin, şu sensör cihazını bu çocuklarımıza ulaştırmayı kolaylaştıralım. Hepimiz en azından bunlara bir şey yapmanın birlikte mutluluğunu yaşayalım diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)