GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:20
Tarih:15.11.2022

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Şimdi yine Alevilik yasasını konuşuyoruz ve aslında Alevilerden bağımsız konuşuyoruz. Ama ben bir kez daha buradan -sözlerime başlamadan önce- öncelikle, Taksim'de yaşamını yitiren bütün canları anarak başlamak istiyorum; Allah rahmet eylesin, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Bu katliama yol verenleri, bu katliamı yapanları da lanetleyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Yine, bugün 15 Kasım, bundan seksen beş yıl önce Pir Seyit Rıza'yı ve onun yol arkadaşlarını idam ettiler. Bu vesileyle de pirimiz Şeyh Seyit Rıza'yı, onun yol arkadaşlarını ve Dersim 38'de kefensiz yatan bütün canlarımızı da saygıyla anarak başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti tarihi homojen bir toplum yaratma tarihi. Bir ulus devlet yaratmak için bütün etnik kimlikleri, bütün inançsal kimlikleri yok ederek yol almaya çalışan ve Türklük, Sünnilik, Sünniliğin de Hanefi mezhebi ve erkeklik üzerine kurulu militarist, dinci bir anlayışla bir ulus devlet rejimi inşa edilmeye çalışıldı. Bu ulus devletin içerisinde en fazla dışlananlar, eşit yurttaşlık hakkından en fazla mahrum bırakılan kesimlerden biri de tabii ki Aleviler. Aleviler kâh Koçgiri'de, Dersim'de, Maraş'ta, Sivas'ta, Çorum'da olduğu gibi katledildiler; kâh, gün geldi, zorunlu din derslerinde asimile edildiler; kâh, gün geldi, sözlü sınavlarda bulundukları yere, doğum yerlerine göre elendiler ama her zaman bu devletin bir Alevi politikası oldu, Alevileri dışlama ve ötekileştirme politikası oldu.

Bunu nereden mi biliyoruz? Yakın tarihe bakalım. Örneğin, bu ülkede Maraş katliamı olmadan önce Maraş'ta ne kadar Alevi nüfusu vardı, şimdi ne kadar var? Maraş'taki Alevilerin evlerine, topraklarına, dükkânlarına kim el koydu? Maraş'ın faili olan Ökkeş Kenger -sonra soyadını değiştirdi Şendiller olarak- kimin vekili oldu? Kim onu baş tacı yaptı? Kim onu o yargılamalardan kendi itirafları olmasına rağmen kurtardı? Ya da Sivas'a bakalım. Sivas'ın en önünde yürüyen ve Sivas katliamının bire bir faili olan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan sizin Ahmet amcanızı yani Ahmet Turan Kılıç'ı kim affetti? Kim Sivas faillerini kaçırdı? Kim Sivas faillerinin sırtını sıvazladı? Kim Sivas faillerine yol verdi? Ankara'nın yanı başında kim Sivas'a yardım göndermedi? 33 canın, 33 aydının, 33 üretken insanın diri diri yanmasına kim göz yumdu? Bunlarla yüzleştiniz mi de şimdi gelmişsiniz Alevilik üzerine söz söylüyorsunuz? Önce bunlarla yüzleşeceğiz, önce bunların hesabını vereceksiniz. Bunların hesabını vermeden, bunlara söz söylemeden, bunları kınamadan, bunların faillerini açığa çıkarmadan, mahkûm etmeden kalkıp nasıl Alevilikle ilgili düzenleme yapıyorsunuz? Aleviler sizin uyduruk bir elektrik paranıza, su paranıza mı muhtaçlar? Bütün varlığını inkâr ediyorsunuz, ibadetini inkâr ediyorsunuz, ibadethanesini inkâr ediyorsunuz, inanç önderini inkâr ediyorsunuz ama sonra diyorsunuz ki: "Ya, biz sizi seviyoruz, bakın, size su parası veriyoruz." Ya, gölge etmeyin, gölge etmeyin başka ihsan istemez. Alevilikten, Alevilerden, Alevi inancından elinizi çekin; Alevilerin sizden bir talebi yok. Aleviler bugün ne kazandılarsa, Aleviler bugün kamusal hayatta "Aleviyim." diyebiliyorlarsa yandıkları için, yana yana, bedel ödeye ödeye, ne olursa olsun bu yolda yol yürümeye devam ettikleri için. Siz sanıyor musunuz ki siz ihsan ettiniz Alevilere? Aleviler Sivas'ta, Çorum'da, Maraş'ta katledile katledile bugünlere geldiler ama bakın, yollarından, ikrarlarından dönmediler, dönmezler de. Niye dönsünler? Siz kendi yolunuzdan dönüyor musunuz? Buradaki herhangi biri kendi inancından dönüyor mu? Dönmüyor, dönmemeli de. Kimseye inancından dönmesini, başka bir inancı dayatamazsınız; bu, insan haklarına aykırıdır, bu insanlık dışıdır, insanlığa karşı suçtur. Bunu görmeden, buna söz söylemeden, bütün bu katliamlar tarihi ortada dururken nasıl gelip burada Alevilere sormadan bir yasal düzenleme yapıyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Şimdi, söylenecek çok şey var ama burada, temel meselenin zihniyet meselesi olduğu açık ve net. Siz bir toplum mühendisliği yapıyorsunuz, yukarıdan aşağıya bir toplum inşa etmeye çalışıyorsunuz, tek bir etnik gruba dayalı, tek bir inanca dayalı, tek bir mezhebe dayalı bir sistem dayatıyorsunuz. Bu sistem böyle çoğulcu, böyle mozaik, böyle cennet bir ülkede tutmaz, tutmuyor da. Rejim niye krizde, sistem niye krizde? İşte, bu yüzden, siz bu tekçi yapıyı dayattığınız için. Oysaki çoğulculuğu kabul etseniz, oysaki her rengi, her dili, her ırkı, her inancı gerçek bir zenginlik olarak görseniz, eşit yurttaşlığı verseniz böyle bir sorun olmayacak ama siz böyle bakmıyorsunuz. Onun için son olarak, Sayın Başkan, bir dörtlük söyleyip hemen bitiriyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Şimdi, pirimiz Pir Sultan şöyle sesleniyor:

"Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan

Koyun beni hak aşkına yanayım

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Kadılar, müftüler fetva yazarsa

İşte kement, işte boynum asarsa

İşte hançer, işte kellem keserse

Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan"

Dönen dönsün biz dönmeyiz bu yoldan.

Saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)