GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:20
Tarih:15.11.2022

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 17'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Öncelikle, pazar günü İstiklal Caddesi'ni kana bulayan hain terör örgütünü nefretle kınıyorum. Saldırıda yaşamlarını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, teklifin üzerinde konuştuğum 17'nci maddesiyle cemevlerinin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının indirimli veya ücretsiz olarak karşılanabilmesi amaçlanmaktadır. Bu maddenin lafzını uygun bulduğumuzu ve desteklediğimizi ifade ediyorum.

Değerli milletvekilleri, cemevlerinin imar sorunlarının giderilmesi ve bakım ve onarımlarının yapılması konusundaki diğer düzenlemelerin de uygun olduğunu düşünüyoruz. Ancak cemevleri konusunun detaylı olarak görüşülmesi gerekirken konunun elektrik, su, paralarının ödenmesi gibi basite indirgenmesinin toplumsal açıdan bir yararı olmamıştır. Milyonlarca Alevi-Bektaşi vatandaşımızın temsilcileriyle yaptığımız görüşmede, Sayın Cumhurbaşkanının Alevi dergâh ve cemevlerine ziyaretleri öncesinde camiada oluşan beklentilere böyle bir torba kanunla yanıt verilmiş olmasının onları şaşırttığını belirtmişlerdir.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, uğultudan hatibi dinleyemiyoruz efendim, lütfen uyarır mısınız.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Cemevleri konusunun 23 maddelik bir kanun teklifi içerisinde 6 madde hâlinde sıkıştırılmış olmasını içlerine sindiremediklerini ve üzüntü duyduklarını da ifade etmişlerdir. Eğer cemevleriyle ilgili bir düzenleme yapılacaksa bir torba kanun içinde değil de Alevi-Bektaşi inancı ve cemevleri konusunda daha kapsamlı ve camianın düşünceleri ve görüşlerini de dikkate alan bir kanun çıkarılması talepleri vardır. Bizim de bu düşüncelere katıldığımızı ifade etmeliyim.

Yapılan genel değerlendirmelerde ise bu aceleciliğin yaklaşan seçimler dolayısıyla Alevi-Bektaşi camiasını maddi olarak memnun etmeye yönelik ve iktidarın yanlış ekonomi politikaları sonucu ortaya çıkan tepkileri önlemek adına tedbirler almaktan başka bir şey olmadığı ileri sürülmektedir.

Değerli milletvekilleri, Anayasa'mızın 24'üncü maddesindeki "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir." ifadesinden hareketle Aleviliği, Bektaşiliği Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kültür, sanat kurumu gibi bir tanımlama yapmak yerine Alevi-Bektaşi canlarımızın kendilerini nasıl tanımladıklarına bakmak gerektiğine inanıyoruz. Eğer bir insan ya da bir grup "Benim inancım şudur, ben böyle inanıyorum, ibadet yerim şurasıdır." diyorsa Anayasa gereğince ona saygı duymalıyız. Haksızlıkların, adaletsizliklerin karşısında, eşit vatandaşlık ilkesi gereğince, milyonlarca Alevi'yi temsil eden Alevi-Bektaşi önderlerini ve bu konularda ehil olan bütün grupları dinleyerek, taleplerin bütün detaylarıyla ortaya konularak siyasi mülahazaların dışında çözülmesi gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, vatanın bağımsızlığının tehlikeye düştüğü günlerde biz, Alevi'si, Sünni'si, hepimiz birdik, birlikte öldük, birlikte kovduk işgalcileri, cumhuriyeti de beraber kurduk; Allah'ın izniyle de sonsuza dek bir ve beraber olacağız. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bizi böyle yapan ortak değerlerimizdir. İster Alevi ister Sünni olsun, inancımız bir, peygamberimiz bir, kutsal kitabımız birdir. Allah'ın Arslanı, ilmin kapısı Hazreti Ali de bizim, oğlu Hasan da, Yezid'in zulmüne biat etmeyen, hakkın ve adaletin savunucusu, Kerbela'da şehit edilen İmam Hüseyin de bizim; acımız ortak, tepkimiz aynı, ehlibeyt bizimdir, 12 İmam da bizim. Geriye dönüp baktığımızda, manevi dünyamızın mimarları var. Pir-i Türkistan Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Ahi Evran, Mevlâna, Pir Sultan Abdal ve daha niceleri; hepsi bizim ortak değerlerimiz. Geçmişte de birdik, geleceğimizde de bir ve beraberiz. Biz birlikte olursak demiyorum, birlikteyiz diyorum, buna bütün kalbimle inanıyorum. Yeter ki Hacı Bektaş Veli'nin "Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme. Her ne arar isen kendinde ara, insanın kemali ahlak güzelliğidir." sözlerini kendimize düstur edinelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, asıl yapmamız gereken şey taşıdığımızı söylediğimiz sıfatlar yerine davranışlarımızı sorgulamaktır. Alevi dedesi ve büyük halk ozanı rahmetli Âşık Daimi'nin dizelerinde ifadesini bulan değerlerimize ne kadar uygun hareket ediyoruz, ona bakmalıyız. Şöyle diyor Âşık Daimi:

"Eğer göremiyorsam gerçek varlığı

Alevi olsam ne çıkar, Sünni olsam ne çıkar

Sanat edindiysem sahtekârlığı

Dede olsam ne çıkar, hoca olsam ne çıkar."(İYİ Parti sıralarından alkışlar)

"İnsanlık giderken daima ileriye

Bizler inadına kaldık geriye

Gelmedikçe cahillikten beriye

Alevi olsam ne çıkar, Sünni olsam ne çıkar.

Kemâletin hidayetin olmazsa

Marifet suyundan kabın dolmazsa

Benden insanlığa eser kalmazsa

Dede olsam ne çıkar, hoca olsam ne çıkar?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Başkanım, iki kıta kaldı.

"Gayet inatçı isem, gayet zorbacı

Gündüz tespihli isem, gece kavgacı

Olmadıkça insanlığa faydacı

Alevi olsam ne çıkar, Sünni olsam ne çıkar?

Daimi'yim nefse galip olmazsam

İlme fazilete talip olmazsam

Ele, dile, bele sahip olmazsam

Alevi olsam ne çıkar, Sünni olsam ne çıkar?"

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)