GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:21
Tarih:16.11.2022

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kıymetli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçen hafta bu kürsüde konuşmak için gelen bazı milletvekili arkadaşlarım ailesinde Ali, Hasan, Hüseyin, Fatma isimlerinin olduğunu, çevresinde komşularından Alevi arkadaşlarının olduğunu, hatta iyi Alevi arkadaşlarının olduğunu beyan ettiler. Üzülerek belirtmek istiyorum ki Alevilerle arkadaşlıktan öteye gidememişsiniz ve maalesef, bugün burada oturmuş Alevilere dair hüküm kurup kanun yapıyorsunuz. Öncelikle şunu belirtmek isterim: İnançlar siyasetin konusu yapılmamalı. Çatı kanunda yani Anayasa'mızda din ve inanç hürriyeti tesis edildikten sonra gerisini zaten inançlar kendileri halleder, bu konuda bir tarife ihtiyaç kalmaz.

Değerli arkadaşlar, maalesef, siz Alevilere hiç sormadınız, "Temel talepleriniz ne, öncelikleriniz ne?" diye hiç sormadınız. Aslında Alevilerin taleplerini sağır sultan bile duydu ama yirmi yıllık AKP iktidarı maalesef duymadı. Bu 364 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde -torba kanunda- Alevilik hakkında hüküm kuruyorsunuz. Para ile imanı aynı torbaya koymuşsunuz maalesef. Aslında bu başlı başına çok incitici ve utanç verici; maalesef, bunun bile farkında değilsiniz. Siz Alevileri hiç tanımamışsınız ve hâlâ da yok saymaya devam ediyorsunuz. "Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam." diyen Alevileri bir torbaya sığdırmaya çalışıyorsunuz. Aleviler bu torbaya sığmaz değerli arkadaşlar, Alevileri bu torbaya sığdıramazsınız, Aleviler de bu torbayı kendisine gerçekten yakıştırmaz.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Aleviler öncelikle eşit yurttaşlık istiyor, inanç ve vicdan hürriyetini savunuyor; din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapılmaksızın yetmiş iki millete bir nazarda bakılmasını istiyor. Anlıyoruz ki sizin Alevi arkadaşlarınız var, anlıyoruz ki sizin Alevi komşularınız var; anlıyoruz ki sizin ailenizde Ali var, Hasan var, Hüseyin var, Fatma var ama maalesef, bir Alevi valiniz yok.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sen de arkadaşımızsın, sen de arkadaşımızsın.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Evet, biz de arkadaşız ama bir Alevi valiniz yok, ben bunu sorguluyorum; ya, bir Alevi milletvekiliniz yok, ben bunu sorguluyorum.

HALİL ÖZŞAVLI (Şanlıurfa) - Nasıl yok yahu?

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Nasıl yok, ben bilmiyorum. Bence yok; olsa bulurdu, olsa şimdiye bulurdu beni.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kalpleri mi okuyorsun? Haydarcığım, kalpleri mi okuyorsun?

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Biz birbirimizi biliyoruz. Elbette bunun üzerinden tarif etmiyorum kimseyi ama yok, yok arkadaşlar.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kalplerimizi okuyorsun, kalpleri.

Hazreti Ali Efendimiz ne der? "Kalpleri sadece Allah bilir." Hazreti Ali Efendimiz der ki: "Kalpleri sadece Allah bilir."

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Neye inandığımızı, nasıl ibadet ettiğimizi, temel taleplerimizi bizden daha iyi kim bilebilir?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hazreti Ali Efendimiz der ki: "Kalpleri sadece Allah bilir."

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Biz bildiğimizin âlimi, bilmediğimizin de talibiyiz ama siz bunu bilmiyorsunuz. Bizler parsel istemiyoruz, bizler demir, çimento istemiyoruz. Biz bu ülkeye vergi veriyoruz, biz bu ülkede askerlik yapıyoruz; biz sadece eşit yurttaşlık istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, başka bir inanç üzerinden Alevilerin inancını şekillendirmeye çalışmayın; Alevileri tarif etmeyin, sadece tanıyın; bu yeterli. Cemevleri Alevilerin ibadethanesidir, nokta. Bunu böyle kabul etmek, buna saygı duymak camiye halel getirir mi?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Konumuz bu değil ki.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Aksine, saygı ve hoşgörü bizi bir arada tutan şeydir. Biz yüzyıllardır bir arada yaşıyoruz; barış içinde, huzur içinde bu topraklarda yaşamak istiyoruz. Aleviler vatanseverdir, Aleviler bu ülkenin kurucu unsurlarındandır; bizi ayırmayın, bizim aramıza nifak sokmayın, inkârcı politikalarınızdan da lütfen vazgeçin.

"Zerrece tamahımız yoktur şu dünyanın varına/Rızkımızı veren Hüda'dır, kula minnet eylemeyiz." diyoruz; siz bizi torbaya parayla beraber koyup rüşvet olarak da demir, çimento veriyorsunuz. Gerçekten siz Alevileri hiç tanımamışsınız.

"Cümlenin rızkını veren ol gani settardır/Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem." diyenleri Kültür Bakanlığına bağlıyorsunuz. Gerçekten, Kültür Bakanlığına bağlamak ne demek arkadaşlar ya? Olacak iş mi? Ya, şöyle söyleyeyim: Cemevleri tiyatro mu, dedeler oyuncu mu sizce, zâkirler şarkıcı mı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Tekrar ediyorum: Cemevleri tiyatro mu, dedeler oyuncu mu, zâkirler şarkıcı mı, talipler seyirci mi, semahlar halk oyunu mu sizce? Siz Aleviliği gerçekten Kültür Bakanlığına nasıl bağlarsınız arkadaşlar? Varlığı ve yokluğu paylaşan ve musahipliği yaşatanlara, inancını yaşamak isteyenlere siyasilerin, özellikle de bu Parlamentonun saygı duymasını istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, Alevilerin hafızası güçlü, iradeleri sağlam, ehlibeyte bağlılıkları da tamdır. "Cemevi, cümbüşevi." diyenler, Sayın Genel Başkanımızı inancı üzerinden miting meydanlarında yuhalatanlar, cemevindeki Hazreti Ali, Hacı Bektaş Veli ve Atatürk fotoğraflarına tahammül edemeyip kaldırtanlar, eşit yurttaşlık hakkını duymayanlar, daha geçen hafta şu kapının önünde tartaklayanlar; bugün seçim öncesi telaşla bütün tuşlara basıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - On saniye.

BAŞKAN - Buyurunuz.

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Bugün seçim öncesi telaşla bütün tuşlara basıyorlar. Ben şunu söylüyorum: Yüzyıllardır eline, beline, diline sahip çıkanlar, yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı sonunda seçime beş kala verdiğiniz rüşveti asla ama asla kabul etmezler.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)