GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Yüksek Öğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:21
Tarih:16.11.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 366 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde İYİ Parti Grubumuzun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; terör bir insanlık suçudur, hepimiz teröre karşı ortak tavır takınmak zorundayız ve ben ülkemizi yöneten AK PARTİ iktidarına buradan seslenmek istiyorum: İçişleri Bakanı Sayın Soylu "29 Ekim 2023 tarihine kadar ülkemiz sınırlarında 1 terörist bile kalmayacak, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz." dediğinden beri, son yedi ayda ülkemizde gerçekleşen 3 bombalı saldırı oldu. Türkiye'nin en kalabalık şehrinin en gözde caddelerinden olan İstiklal Caddesi'ne 1.150 kilometre uzaktan, elindeki bomba paketiyle bir terörist geliyor, bombalı terör eylemi gerçekleştiriyor, 6 masum sivil insanımızı katlediyor ve birçok masum vatandaşımızın da kanına girerek ağır yaralanmalarına sebep oluyor, sonra da iktidar cenahınca "Terörist yakalandı." açıklamaları yapılıyor.

Saldırıda hayatlarını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifa dileklerimi iletiyor, terör örgütlerini şiddetle lanetliyorum.

Değerli arkadaşlarım, basına yayın yasağı konulmasına rağmen, yıllarını bu işlere vermiş, yandaş olmayan basın emekçileri bu olayın peşine düşüyor ve ortaya şu bilgiler çıkıyor: Bu terörist yaklaşık bir sene önce PKK-YPG terör örgütü içerisinde istihbarat üyesi olarak eğitim almaya başlamış, dört ay önce de yanında bir teröristle birlikte kaçak yollarla Afrin üzerinden Türkiye'ye girmiş, Esenler'de yaşayan Suriye uyruklu başka bir teröristin yanına gelmiş, kim oldukları belli olmasın diye karı koca rolü yapmaya başlamışlar, hatta bir tekstil atölyesinde de işe başlamış. Burada şu soruyu sormamız gerekiyor: Dört aydır ülkemizde faaliyet gösteren, masum insanlarımızın hayatlarını kaybetmelerine sebep olanlar neden olay olmadan önce yakalanamıyor? İş işten geçtikten sonra yapılan açıklamalar ne işe yarıyor? Hep söyledik, yine söylüyoruz, yanlış biliyorsak düzeltin lütfen, hudut namus değil miydi? Elini kolunu sallaya sallaya ülkemize gelenlerin içlerinde terörist olabileceği, bunlara dikkat edilmesi ve gelen hepsinin kayda geçmesi, varsa terör örgütü mensubu olanların anında derdest edilmesi gerekmiyor muydu? Bunun da hamasi söylemler dışında açıklanması gerekmez mi?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelelim kanun teklifinin üzerindeki görüşlerimize. 16 maddelik torba kanun teklifinin Komisyonda görüşüldüğü, 26 Ekim 2022 tarihli toplantıda, Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik personeli ve korucularla ilgili -çok önemli- disiplin cezaları uygulanacak fiil ve hâller görüşüldü fakat her zamanki gibi muhalefetin görüş ve önerileri Cumhur İttifakı'nca dikkate alınmadı.

Değerli arkadaşlarım, İçişleri Bakanlığı 85 milyonun yani hepimizin emniyet ve asayişinin güvencesidir fakat 24 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle birlikte birçok kamu kurumunda olduğu gibi bu güzide kurumumuzda da ciddi ölçüde aşınmalar yaşanmış, güvensizlik ortamı oluşmuştur. Üst yönetim elitlerinin aldığı keyfî kararlar, kurum kültürünü yıpratarak zayıflatmış, ast üst hiyerarşisi bozulmuş, devlet geleneği bozularak ciddiyet ve denetim yok edilmiştir. Âdeta partizanlık liyakat hâline getirilip tercih edilir bir hâl aldığından güç ve prestij kaybına yol açmıştır. Bu kadar şehit veren göz bebeğimiz bir kurumun bu hâle gelmesi bizleri derinden üzmektedir. Haftası, ayı geçmiyor ki polis intiharı olmasın. Her intihar sonrası bir açıklama yapılıyor ve "ailevi sebepler" deniliyor. Allah'tan kalemini satmamış, doğruları yazan araştırmacı gazetecilerimiz var da olayın aslını, intihar mektuplarını, ailelerin açıklamalarını gün yüzüne çıkarıyorlar, biz de gerçeği öğrenebiliyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğü yapmış olduğu resmî açıklamada 2022 yılının ilk dokuz ayında 44 polis memurunun intihar ettiğini açıkladı. İçişleri Bakanlığı intiharların sebeplerini araştırmak yerine "kişisel sorunlar" diyerek geçiştirmekte. Ortada kişisel ya da psikolojik bir sorun varsa sorulması gereken soru da şu değil midir değerli arkadaşlar: Bu evlatlarımız Emniyet teşkilatına girerken psikolojik sorunları yokken sonradan bu duruma nasıl geldiler?

Değerli milletvekilleri, Enes Seyhan intihar etmeden önce yazdığı notta "Mobbinglerle, sürgünlerle, suçsuz olmama rağmen haksız soruşturmalarla beni intihara sürüklediler. Adalete inancım kalmadı, başka çıkış yolu bırakmadılar. Mesleğimi sevmekten ve çok çalışmaktan başka bir suçum yok. Delilsiz, suç isnatsız bir dosya uydurarak beni Koruma Büroya gönderdiler. 'Suçsuzum.' dedim, 'İnceleyin, soruşturma yapın.' dedim, dinlemediler. Dosyanın kapağını bile açmadan yıllarca zulmettiler." diyor. Sonrasında ise, iki yıl boyunca süren soruşturmanın bitiminde dosyasında delil olmadığı için beraat ettiğini ama kaybettiği hiçbir şeyi yerine koyamadığını ifade ediyor.

Şimdi empati yapın lütfen, bu kardeşimizin yerine kendinizi koyun. Hakkınızda soruşturma açılıyor, sekiz ay açığa alınıyorsunuz, sonra mesleğinize geri dönüyorsunuz, hiçbir şey eskisi gibi olur mu değerli arkadaşlar? Olmaz tabii. Maddi yönü bir yana, ailenize, akrabanıza, iş arkadaşlarınıza nasıl anlatacaksınız suçsuz olduğunuzu? İşte Enes Seyhan'a uygulanan mobbing sonucu gelen intihar vakası.

Değerli arkadaşlarım, devletimiz milletiyle güçlüdür. Milletimizi temsil eden bu Gazi Meclisin çatısı altındaki tüm milletvekilleri bu sorumluluğu taşıyarak hareket etmeli. Komisyon görüşmeleri sırasında İYİ Parti Grubu olarak verdiğimiz değişiklik önergesi de istişareye imkân tanınmadan, hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildi. Önergemiz kıdemli başpolis ve başpolislerin yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini amaçlamaktaydı. Önergemizin kabulü durumunda 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun 55'inci maddesinin ikinci fıkrasına "bekleme süreleri" ibarelerinden sonra gelmek üzere "ile rütbeden sayılacak başpolislikte geçen süre" ibareleri eklenecek ve sayıları günümüz itibarıyla 1.800 civarında olan kıdemli başpolis ve başpolisimizin sorunları çözüme bağlanmış olacaktı. 2020 yılı Mayıs ayı itibarıyla Emniyet teşkilatında 12.565 komiser olması gerekirken 1.932 komiser, 9.423 başkomiser olması gerekirken 402 başkomiser, 3.011 Emniyet amiri olması gerekirken 596 Emniyet amiri bulunması söz konusu önergenin dolduracağı boşluğun önemini de ortaya koymaktaydı. "Bu konunun olmaması piramidin bozulması nedeniyle." deniliyor ama şu kadar açık varken piramidin de bozulmayacağı hepimiz tarafından aşikârdır. Evet, dolayısıyla eğer önergemiz kabul edilmiş olsaydı, Emniyet teşkilatının ilk kademe amirleri olan komiser yardımcısı, komiser, başkomiser ve Emniyet amiri rütbelerindeki ihtiyaç da büyük oranda karşılanmış olacaktı. Görev yapan bütün vatan evlatları, mekteplisi ve alaylısı da bizimdir. Bunu bir kez daha dikkatinize sunuyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)