GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN İLE ORMAN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S: 428)
Yasama Yılı:3
Birleşim:73
Tarih:05.03.2013

CHP GRUBU ADINA OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 2/B'de rayiç bedeli yüzde 70'ten yüzde 50'ye düşürmekle, ödeme süresini de uzatmakla sorun çözülmez. Buna "evet" diyoruz eskiye göre ama yetersiz diyoruz çünkü insanlarımızda para yoksa, 70 lirayı veremiyorsa 50 liraya versen de zaten alamazlar. Komisyonda Sayın Bakanın "2/B'lilerin yüzde 90'ı müracaat etti, alacaklar." demesi gerçeği yansıtmıyor çünkü rayiç bedeller açıklanmadan, Sayın Bakan, 2/B müracaatlarını zaten aldınız, Antalya'da hep böyle oldu, hiç kimse bilmiyordu rayiç bedelin ne olduğunu. Şimdi siz de çıkmışsınız, diyorsunuz ki Komisyonda: "Yüzde 90 müracaat etti, alacaklar." Sayın Bakan, 2/B köylümüzün ekmeğidir, köylümüzün ekmeğini elinden almayalım.

Ben bu kürsüden "Yörükler için, Tahtacılar için, Türkmenler için at, avrat, silah kadar toprak da önemlidir." Demiştim. "Yörüklerin ayranını kabartmayalım, kafasının tasını attırmayalım." demiştim ve yine "Atatürk boşuna dememiş `Yörüklerin Toroslarda tek bir çadırında duman tütüyor, tütmeye de devam ediyorsa Türkiye Cumhuriyeti devleti güvence altındadır.'diye." demiştim.

Sayın arkadaşlar, şimdi geldiğimiz noktada, Antalya'dan Kaş'ına, Gazipaşa'sına kadar bütün 2/B'ciler, muhtarlar, Yörükler, Tahtacılar, herkes ayakta, sadece Antalya'da değil, Türkiye'de ayakta. AKP binası basılıyor, defterdarlık, mal müdürlükleri basılıyor, yollar kesiliyor. Bugün, Antalya'dan 46 otobüs 2/B mağduru Ankara'ya gelmiştir. Orman Bakanı "Haddinizi bilin." diye bağırıyor, ortalık toz duman.

Sayın milletvekilleri, Sayın Orman Bakanı "Devletin malını kime vereceğiz? İşine gelmiyorsa alma." diyor. 2/B'si olan 7 milyon orman köylüsünün hepsini işgalci görmek çok yanlıştır. Hükûmet en yüksek fiyata satmak istiyor. Keşke, bunu özelleştirmede de böyle yapsaydınız. 2/B'lik yerleri bazı yerlerde vatandaşa devlet vermiştir, vatandaş işgal etmemiştir.

Ey Hükûmet, ey sayın bakanlar, ey defterdarlar; bizim Antalya'nın Finike'sinde, Demre'sinde, Kaş'ında, Kalkan'ında, Serik'te, Kınık'ta, Gebiz'de, Kocayatak'ta suyu olmayan, taşlık, kıraç yamaçları, yabani zeytinlikleri, bundan yetmiş yıl, yetmiş beş yıl önce, 1940'larda "Kökleyerek, aşılayarak zeytin yetiştir." diye devlet köylülere vermiştir. Devlet vermiştir, devlet, vatandaş işgal etmemiştir "Buralarda zeytin yetiştir, hem millî ekonomiye katkın olsun hem de aileni geçindir." demiştir. Vatandaş, elleriyle taşlarını ayıklamış, bu topraklarda zeytin yetiştirmiştir. Zamanında harç parasını yatıramadıkları için de bir kısmı bu zeytinliklerin tapularını alamamışlar. Bu parsellerin kayıtları zaten devlet arşivlerinde mevcuttur. Devlet, şimdi, bu yerleri 2/B olarak, rayiç bedeli 30 bin lira ile 250 bin lira arasında satmaya çalışıyor. Beğenmediğiniz, iktidarın beğenmediği şu 1940'ların devleti var ya, vatandaşa parasız toprak veren devlet? Şimdi ise bu toprağı vatandaştan geri alan devlete geldik. Hani, Sayın Başbakan diyor ya "Nereden nereye geldik." diye? Değerli arkadaşlarım, evet, veren devletten alan devlete geliyoruz.

Sayın milletvekilleri, şimdi, sorun nedir? Rayiç bedel çok yüksektir, adaletsizdir. Mahkemeler, icra müdürlükleri, tarım kredi kooperatifleri, vergi daireleri bir değer tespit ediyor ama 2/B'nin değeri bunların 3-4 kat daha fazlasıdır. Örneğin, Antalya Değirmendere, Elikesik, Konaklı, Pamukyeri, Toslak köyü muhtarları Alanya Kaymakamlığına bir dilekçe veriyorlar. Dilekçe burada. Bu dilekçeye kaymakam cevap veriyor, diyor ki bu dilekçeye ilişkin cevapta, sadece 2'nci maddeyi okuyorum: "113 ada 36 no.lu parsel Haziran 2010 tarihinde hazineden ihaleyle, metrekaresi 71 liraya satılmıştır. Bu parselin bitişiğinde bulunan 2/B arazisinin ise şimdi -31 no.lu parsel- şu anda 2/B rayiç bedeli 325 liradır."

Sayın arkadaşlarım, yine, Antalya Güzelbağ'da, devlet altı ay önce, sanayi sitesi yapmak için yer alıyor, dönümünü bin liradan. Şimdi, rayiç bedel ise 4 bin lira, 5 bin lira, 7-8 bin liraya kadar çıkıyor. Hazinenin ihaleyle sattığı bu yerlerin 2/B rayiç bedeli 4-5 kat daha fazlası oluyor. Bu Kaş'ta böyle, Ulupınar'da, Beycik'te böyle, Konyaaltı'nda, Doyran'da, efendim, Çağlarca'da böyle, Çamköy'de böyle, Döşemealtı'nda böyle, Aksu'da böyle, bizim Antalya'da Gazipaşa'da böyle. Dolayısıyla, vatandaşın tarlasını devlet ucuza alıyor ama devlet kendi satarsa bire 5 satıyor. Adalet bunun neresinde?

Sayın arkadaşlarım, insanlara kendi yerini, Osmanlı'dan beri tapusu olan vatandaşa, anasından babasından kalmış, tapusu iptal edilmiş kişilere, yıllarca eken biçen kişilere burayı parayla satmayalım.

Efendim, tutturdunuz bir rayiç bedel, rayiç bedel. Hani, Sayın Başbakan'ın "Batsın bu?" dediği gibi, batsın bu rayiç bedel. Yani sayın arkadaşlar, değerli milletvekilleri; bu rayiç bedel hesaplanırken gerçek hesaplanırsa köylü alacaklı çıkar. Niye alacaklı çıkar? Bağ bahçe yapan, imar eden kişinin yarattığı bir artı değer vardır. Örneğin, bir tarla 10 bin liraysa, bahçe yaptıktan sonra burası 40 bin lira olduysa aradaki değeri yaratan çiftçidir. Bunun çiftçinin hanesine yazılması gerekir. O, tarlayı bağ yapmış, bahçe yapmıştır, afetten, selden korumuştur, etrafına duvar çevirmiştir. Bu insanları sahibi olarak görmüyorsanız bekçisi olarak bari görün de bekçilik parası verin bu insanlara. Zaten köylünün ürünü on yıldır yerinde sayıyor. Naylon, camekân, gübre, tohum, mazot derken, efendim, bunlar yüzde 200 artmış, çiftçinin sattığı ise yerinde kalmıştır.

Antalya'da, Orman Bakanı "Param yok." diyen 2/B sahibi vatandaşa "Haddini bil." diyor. Sayın Bakan, siz PKK'nın haddini bildiremediniz, şimdi orman köylüsünün haddini mi bildiriyorsunuz? Sizin gücünüz köylüye mi yetiyor? Siz Orman Bakanısınız, orman köylüsünü elbette dinleyeceksiniz. İmralı'yı dinliyorsunuz, biraz da köylüyü dinleyin.

Maliye Bakanı "Derdimiz para değil, sorun çözmek." diyor. Sayın Bakan, güldürmeyin Allah aşkına, derdiniz para değilse o zaman köylüye parasız verin.

Değerli milletvekilleri, 2/B konusuna Sayın Başbakan doğrudan el koymalı ve Orman Bakanı, Şehircilik Bakanı, Maliye Bakanı, kusura bakmasınlar, bu işi birbirine karıştırdılar. Orman köylüsüne, tarım yapan köylüye 2/B tapuları verilsin; Sayın Akif Hamzaçebi'nin vergi beyanı değerini esas alan teklifi esas alınsın; rantçılara, Boğaz'da villa yapanlara rayiç bedel üzerinden verilsin. Nisan 2012'de kanun çıkardık, 2/B. Bizim Antalya Kepez'de 15 bin hektar tapu iptali var. Bunların tapularının bir tanesi bile geriye iade edilmedi. Neden iade edilmedi? On bir ay oldu, on bir ay. Bürokrasinin elini çabuk tutması gerekir.

Sit alanları bu kanunda yok. Üçağız'dan Hasibe teyze haber göndermiş "Alım gücüm yok, alsam da üzerine bir şey yapamıyorum." diye. Sit alanlarını da dikkate almamız gerekiyor.

Rayiç bedeller yeniden adaletli olarak belirlenmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN KAPTAN (Devamla) - Yeniden eğer belirlenmeyecekse 2/B'deki bu tapu iptalleri dışındaki rayiç bedel olayından vazgeçelim, her şey eskisi gibi kalsın. Vatandaşımızı üzmeyelim, 2/B'zedelere de gerekli sıcak ilgiyi gösterelim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)