GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:23
Tarih:22.11.2022

HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın vekiller; 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kadınlar tarafından her sene sokaklarda, meydanlarda polis şiddetine rağmen gündemleştirilmektedir. Bu sene de kadınlar Mirabal kardeşler, Jina Amini, Deniz Poyraz ve tüm şiddete uğrayan kadınlar için sokaklarda olacaklar.

Sayın vekiller, kadınlar fiziksel, cinsel, sözlü, duygusal, psikolojik, ekonomik şiddete uğruyorlar.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Başkan, çok uğultu var.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - AKP'nin egemenliğine ve cinsiyet eşitsizliğine dayanan politikaları kadınların karşı karşıya kaldığı şiddeti her geçen gün büyütmektedir. 2022 yılının ilk on ayında erkekler en az 280 kadını öldürmüştür. 2022 yılının Ekim ayında basına yansıdığı kadarıyla erkekler en az 70 kadına şiddet uygulamış, en az 18 kız ve oğlan çocuğunu istismar etmiş, en az 13 kadını taciz etmiş, 14 kadını da seks işçiliğine zorlamıştır. Yine, ekim ayında en az 32 kadın ve 4 çocuk şiddete maruz kalmıştır, erkek şiddetine maruz kalmıştır. Görüldüğü gibi ülkemizde kadına yönelik şiddet ve cinayetler dört bir yanda kol gezmektedir. 5'inci Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi sorumluluğu üstlenmek yerine kadınları suçlaması bir kadın düşmanlığıdır, vicdansızlıktır, utanç vericidir.

Sayın vekiller, tek adamın kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçilmesi kadın cinayetlerinin, kadının maruz kaldığı her türlü şiddetin ortadan kaldırılması çabasından vazgeçmek demektir. Kadın cinayetleri İstanbul Sözleşmesi'yle önlenebilir, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçilemez. AKP saray iktidarı, kadınları aile kurumu içine sıkıştırmakta, kadınların ne giyeceğine, nasıl yaşayacağına dair sürekli dayatmalarda bulunmaktadır. Toplumun bir kesimine şirin gözükmek adına kadınların üzerindeki erkek egemenliğini ve ayrımcılığı körüklemektedir. Erdoğan kadınlara 3 çocuk, 5 çocuk siparişi verirken Kürtlerin 5-10 çocuk yaptığını söyleyerek ırkçılığı da kadın bedeni üzerinden beslemektedir. Biz kadınlar bu ırkçı, cinsiyetçi, ayrımcı politikaları reddediyoruz.

Yine, AKP iktidarının izlediği savaş ve sermayeyi semirten politikalar toplumu derin bir yoksulluğun içine itmektedir. Artan yoksulluğun maddi ve psikolojik yükü de en çok kadınların sırtına yüklenmek istenmektedir. Yoksulluk, kadınların şiddet sarmalından çıkabilmesinin önündeki en önemli engellerden birini oluşturmaktadır. Kadınlar diyor ki: "Erkek egemen anlayışın hükmünü sürdürdüğü yerde, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı koşullarda erkek şiddeti de bitmez, aile içi şiddet de bitmez." İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına tepkisiz kalanlar, toplumsal cinsiyet eşitliğini ilgili bakanlıkların metinlerinden, yönetmeliklerden, müfredattan çıkaranlar, toplumsal cinsiyet eşitliğini ağızlarına almayı zül sayanlar kadına yönelik şiddetle mücadele edemezler, etmezler. Öncelikle, bu gerçeğin hakkını teslim etmek siyasi görüşü ne olursa olsun bütün kadınların sorumluluğudur.

Öte yandan, AKP saray iktidarı, kadınları ucuz emek deposu olarak muhafaza etmeyi temel kadın politikası hâline getirmiştir. Bir taraftan, Erdoğan, kadınlara çocuk siparişi verirken öte taraftan, evdeki görünmeyen emeğin sahibi olarak kadınlar kölelik koşullarına mahkûm edilmektedir. Sosyal devletin görevi olan bakım ekonomisinin bütçeye konulması ve bakım hizmetinin ihtiyacı olan her yurttaşa kamu eliyle sağlanması bir haktır ancak AKP, bakım işlerini kadınların omuzlarına yıkmaktadır. Yoksulluk testlerine maruz kalan kadınlar sigortasız, güvencesiz, emeklilik hakkı olmadan çalıştırılmakta, evde bakım hizmeti kadınların sırtına yıkılmaktadır; bu, kadınlara bir lütuf değil, ekonomik şiddettir. Kadınlar ekonomik özgürlüğünü eline alacağı, erkeğe ve sisteme, sermayeye değil, kadınlara güç veren, insana yakışır işler istiyor, kadınlar iyi işler talep etmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Derin Yoksulluk Ağı araştırmaları kadınların yoksulluğunun her geçen gün daha da derinleştiğini göstermektedir. Her 25 Kasımda kadınlar kadına yönelik şiddetin ve kadın yoksulluğunun boyutlarının daha da korkunçlaştığını haykırıyorlar. Buradan sokakları ve alanları devlet ve erkek şiddetine karşı terk etmeyen bütün kadınları selamlıyorum. Kadınlar diyor ki: "Her an haklarımızı gasbetmek ve yaşam alanlarımızı daraltmak isteyen iktidar, erkek adaletiyle, cezasızlık politikalarıyla erkekleri güçlendiriyor. Biz kadınlar mücadele etmeye devam edeceğiz." "..."(*)(HDP sıralarından alkışlar)