| Konu: | Polis Yüksek Öğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 22.11.2022 |
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hain teröristlerin Karkamış'a yaptığı saldırıda hayatını kaybeden -Çevre Komisyonundan çalışma arkadaşım Sayın Mahir Polat Vekilimizin yeğeni- henüz 5 yaşındaki Hasan yavrumuza ve Ayşenur kardeşimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine de başsağlığı diliyorum.
Kıymetli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz maddeyle, İçişleri Bakanlığına çok geniş alanlarda yönetmelikle düzenleme yapabilme yetkisi veriliyor. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesindeki personellerin uyması gereken kuralları yönetmelikle düzenlemek istiyorsunuz. Yapmaya çalıştığınız bu düzenleme Anayasa'nın 128'inci maddesine açıkça aykırı çünkü 128'inci madde kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarına ilişkin esasların kanunla düzenlenmesini öngörüyor. Çerçevesi kanunla çizilmeden, sadece yönetmeliklerle böyle bir uygulamaya gitmek, böyle bir yetkisi olmadığı hâlde idareye yetki devridir. Milletimizin başına sardığınız Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kanunun yapması gereken işi kanun hükmünde kararnamelerle çözmeye alıştınız. Bu yetki devri de size normal gelebilir ancak Anayasa'ya aykırıdır ve hukuksuzdur. Yasal düzenlemelerin açık, net, anlaşılabilir ve nesnel olması gerekiyor fakat burada yine bir "ben yaptım, oldu" anlayışını görüyoruz ama maalesef ki siz yapıyorsunuz ama olmuyor. Hızlı karar alma ve uygulama gerekçesiyle getirdiğiniz bu teklifin Anayasa'ya aykırılığı resmiyet kazandığında bu sefer burada yönetmelik çıkarma yetkinizi değil, kanuni düzenlemeyi konuşuyor olacağız yani hız diye getirdiğiniz şey, bize zaman, enerji ve kaynak kaybı olarak geri dönecek. Bu sebeple, ilgili maddelerin teklif metninden çıkarılıp Jandarma ve Sahil Güvenlik personellerimizin hak ve sorumluluklarına ilişkin esasları kanuna dayandırmanız en hızlı ve hukuki çözüm olacaktır.
Kıymetli milletvekilleri, ülkemizin her köşesinde gece gündüz demeden, çoğu zaman ailesinden uzakta fedakârca görev yapan huzur ve güvenin teminatı Türk polis teşkilatımızla ilgili bir kanun teklifi hakkında konuşurken biz isterdik ki bu teklife eklenecek maddelerle polislerimizin yaşadığı ve artık kronik hâle gelen sorunların çözümüne yönelik adımlar da atılsın; görüyoruz ki maalesef yine bu konuda herhangi bir ilerleme yok. İşin belki de en kötü tarafı ilerleme olmaması değil, artık polisler için her şeyin daha da kötüye gidiyor olması.
Polislerimiz, mesleklerinin getirdiği zorlukların yanında mali ve özlük hakları, mesai şartları, çalışma ortamı, tayin, terfi, mobbing gibi birçok zorlukla da mücadele etmek zorunda kalıyor. "Mali haklar" dedik; diğer kamu görevlileri ile polisin haftalık çalışma saatlerine bir bakın, arada resmen bir uçurum olduğunu göreceksiniz ve polisler çalıştıkları fazla saatlerin karşılığını da hiçbir şekilde alamıyorlar. Bu da yetmiyormuş gibi bir de belirsiz çalışma saatleri, izinsiz ve yorgun mesailer birbirini takip ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü personelin 8/24 veya 12/36 esasına göre çalışması gerektiğine dair bir genelge yayınlamıştı; yapılan açıklamada 12/24 çalışma sisteminin kısa sürede sonlandırılmasının hedeflendiği söylenmişti. "Kısa süre"den kasıt nedir bilmiyoruz ama aradan iki yıl geçmesine rağmen hâlen bu sisteme devam eden merkezler olduğuna göre sizin "kısa süre"niz iki seneden de fazla. "Görülen lüzum üzerine" denilerek polislerin çalışma saatleri sürekli değiştiriliyor. Hep söylüyoruz: Yalnızca kanun, yönetmelik, genelge çıkartmakla olmuyor; onu uygulamak da büyük önem taşıyor. Bunlar yetmiyor; görevle alakası olmayan emirler, siyasi baskılar, sebepsiz tayinler, yer değiştirmeler, sürgünler, amirlerin hakkaniyetsiz tavırları birbirini takip ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Tamamlıyorum Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - İşte tüm bu yaşananlar polisimizin moral ve motivasyonunu zedeliyor. Toplumumuzun vicdanı olan polislerimizin artık yaşadıkları vicdansızlıklara tahammülü kalmamışken Emniyet personelimizin karşı karşıya kaldığı sorunlar da daha fazla görmezden gelinemez; bunu siyasetüstü bir mesele olarak görüp harekete geçmek zorundayız. Hayatının en güzel çağlarında memlekete hizmet etmek için vazifeden vazifeye koşan bir kardeşimizi daha eksiklikleriniz yüzünden kaybetmenin acısını yaşamak istemiyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)