| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN İLE ORMAN KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S: 428) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 05.03.2013 |
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı, sevgi, hürmetle selamlıyorum.
Şimdi, orman arazilerindeki kamu-özel iş birliği ile sağlık ve eğitim ile ilgili tesislerin yapılmasına imkân vermekten evvel sizin kanun yapma tekniğiniz üzerinde bir iki cümle söylemek istiyorum. Yani 2/B'de muhalefet milletvekilleri defalarca bunun yanlışlığını, bunun orman köylülerini mağdur edeceğini, bunların acısı, bunların ızdırabı üzerine bir kanun yapılamayacağını sizlere ifade ettiler, ben de dâhil olmak üzere. Hatta yine bu kürsüden bir konuşmamda gerek referandum -7 milyon orman köylüsü var çünkü- gerekse 2007 seçimlerinde bu köylülere nasıl sözler verdiğinizi ve onların da referandumda neredeyse yüzde 100, genel seçimlerde de yüzde 75-80'den aşağı oylarını almadığınızı ama bunun sonucunda da gelinen nokta itibarıyla bunun bir şekilde orman köylüsüne yapılan nankörlük olduğunu ifade etmiştik. Şimdi, ha bire bunu değiştirmeye çalışıyorsunuz yani Tarım, Orman Komisyonunda iktidar partisinin milletvekilleri de dâhil muhalefeti de mahcup ediyor ve bu kanunlara imza atan milletvekillerini de töhmet altında bırakıyorsunuz. Bir kanunu getiriyorsunuz komisyona, tartışmaya, aynı kanunu, daha biz tartışmadan, farklı bir önergeyle peşinden değiştiriyorsunuz. Yani on yıllık bir iktidara yakışmıyor bu. Aranızda Orman Genel Müdürlüğü yapmış çok değerli milletvekilleri var, çok değerli bürokratlar var. Fakat bazı kanunlarda görüyorum ki üstünde direkt ıslak imza var yani matbu şekilde açılmış bir kanun teklifinin sahibinin adı yok. Buradan da şunu anlıyoruz: Herhâlde bürokrasi veyahut bir yerler kanun teklifini hazırlıyor, komisyondan veya şuradan buradan buldukları milletvekillerine bunu imzalatıyorlar. Bir kere, bu ciddiyette hazırlanan bir kanun -diğer komisyonları bilmiyoruz tabii- ne üzerinde olursa olsun fayda getirmez, duvara toslarsınız ve nitekim, herhâlde bu yıl Meclis bitene kadar, 30 Hazirana kadar bu orman kanunlarıyla daha çok uğraşacağız. Bu kafayı değiştirin, bir daha gelecek.
Yüzde 70'ten 50'ye düşürdünüz, taksiti 5'ten 10'a çıkardınız; isterseniz 20 taksit yapın, bu rayiç bedelde bu anlayışınızı değiştirmedikten, rayiç bedeli, rayiç bedel tespit komisyonunu maliyecilerden kurtarmadıktan sonra orman köylüsüyle barışamazsınız. Maliyecileri kınamıyorum, maliyeciler elbette ki devleti kollar, insanı değil, milleti değil. Yani maliyeci vatandaşı kollasa seksen, doksan senedir bu devlette 1 metre arazi kalmazdı. Ama bu yapıda, bu anlayışta bir kadroyla, rayiç bedelle orman köylüsüyle buluşamaz ve barışamazsınız.
Ayrıca bu kamu-özel ortaklığı durup dururken geliyor, yani bunun altından daha çok şeyler çıkacağa benziyor. Bir kapı aralıyorsunuz. Allah ormanların sonunu hayır getirsin, Cenab-ı Allah ormanları bu kötü zihniyetten korusun. Bunlar doğru şeyler değil. İleride bunların zararını hep birlikte göreceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum. İnşallah, bu yanlıştan da dönmeye davet ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)