GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Yüksek Öğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:24
Tarih:23.11.2022

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 366 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Düzce'de gerçekleşen deprem geniş bir coğrafyada hepimizi korkuttu. Bu vesileyle Düzce depreminde yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum, mal kaybı olan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. 1999 yılında 1 Kasım günü Düzce çok daha şiddetli bir depremle sarsılmış, yüzlerce canımızı kaybetmiştik. Bu vesileyle ülkemizde deprem felaketleri sebebiyle hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızı rahmet ve dualarla anıyorum. Şükür ki gece yaşanan deprem büyük bir hasar ve can kaybı yaratmadı ancak depreme karşı her an hazırlıklı olunması gerektiğini bir kez daha yüzümüze vurdu. Bu vesileyle depreme dayanıklılık ölçümlerinin binalarımızda daha sık yapılması, yıkım kararı olan binaların yeniden yapımı için devlet desteğinin arttırılması gibi tedbirleri daha yoğun bir şekilde gündeme almak gerekmektedir. Ayrıca, Düzce özelinde de gördüğümüz üzere, deprem ve fırtına gibi felaketlerde yer altına alınmamış enerji kabloları hem hayatı zorlaştırmakta hem de paniği arttırmaktadır. Buradan, sadece depreme dayanıklı binalar yapmanın da yeterli tedbirler olmadığı görülmektedir; deprem kuşağındaki bütün yerleşim yerlerinde uygun altyapı çalışmaları hem yerel yönetimler hem de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızca acilen tamamlanmalıdır.

Saygıdeğer milletvekilleri, yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü. Öncelikle, tek ve ebedî Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve maarif davamız için mücadele etmiş, şehit olmuş ve can vermiş bütün öğretmenlerimizi rahmetle anmak istiyorum. Bugün, maalesef, cumhuriyetin kazanımlarının bütün Anadolu'ya yayılmasına büyük katkı sağlayan öğretmenlerimizin kıymeti göz ardı edilmektedir. En temelde, öğretmen yetiştirme mantığı bunun göstergesidir. Bugün atanamayan öğretmen sorunumuz varsa bunun en temel sebebi plansız eğitim fakülteleri açılması ve pedagojik formasyon sisteminin sakatlığıdır. Aslında bütün meslekler için geçerli olan bu sorun, öğretmenlik mesleğinde de kendini zirvede göstermektedir. Üniversiteleri istihdam talebini ötelemek, kadro yaratmak, esnafa para kazandırmak gibi tali sebeplere dayanarak açmak bütün mesleklerde ciddi bir işsizlik sorunu yaratmaktadır.

Türkiye'deki 75 eğitim fakültesinde 280 bin öğrenci eğitim görmekte. Eğitim fakültelerinin yanı sıra fen edebiyat fakültelerine, BESYO'lara ve ilahiyat fakültelerine de formasyon hakkının tanınmasıyla potansiyel öğretmen adayı sayısı 734 bini bulmaktadır. Kadro açığı ne kadar? 150 bin öğretmendir. Bir o kadar da özel sektör ihtiyacı var desek yine mezunlar ihtiyaçtan çok fazladır. Burada açıkça ihtiyaç fazlası mezun verilmesini engelleyecek, gençlerimizi başka branşlara sevk edecek tedbirlerin alınması gerekmektedir. Ayrıca başka kurumlarda çalışmak durumunda kalan memur öğretmenlerin de göz ardı edilmemesi gerekir. Bunlar da ilk atmalarda değerlendirilmeli ve Millî Eğitim Bakanlığı bünyesine acilen alınmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı bu hususlarda kafa yormak yerine maalesef "Öğretmenlik Meslek Kanunu" adı altında yapılan iş barışını bozucu düzenlemeyi önümüze koymuştur. Yirmi senede bu işleri beceremeyen bu iktidardan bir beklentimiz yoktur. İnşallah, hazır eğitim politikalarımızla seçimden sonra biz bu sorunu çözeceğiz. 2023 yılının şerefine 100 bin öğretmen atamasını da yapacak ve gerçekleştireceğiz.

Bu düşüncelerle bir meslektaşları olarak bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyor, saygılarımı sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)