GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:25
Tarih:24.11.2022

CHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 365 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve televizyonları başında bizi izleyen tüm yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tütün meselesi özellikle 27'nci Dönemde defalarca Genel Kurulun gündemine geldi ancak bir türlü halkın ve üreticinin beklediği çözüm gerçekleşmedi. Tütün ülkemiz için hem uluslararası piyasalarda hem de iç piyasada gerçekten önemli ve stratejik bir ürün. Türkiye'de şu an bir taraftan sözleşmeli üretim var, bir taraftan da geleneksel üretim var. Önce, sözleşmeli üretimle ilgili şu anda çiftçinin durumu nedir, buna ilişkin birkaç hususu belirtmek isterim.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde Ege Bölgesi, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere, Türkiye'nin birçok ilinde sözleşmeli üretim yapılmaktadır. Tabii, sözleşmeli üretim yapan çiftçilerimizin ciddi sorunları var. AK PARTİ iktidarı döneminde, tarımdaki bütün kesimler yalnız bırakıldığı gibi sözleşmeli üretim yapan tütün üreticileri de yalnız bırakılmıştır. Nasıl mı? Özellikle Türkiye genelinde alım yapan büyük sigara şirketlerinin insafına şu anda sözleşmeli tütün üreticileri terk edilmiş durumda. Sözleşme, bizim Borçlar Kanunu'na göre normalde "Tarafların açık iradeleri doğrultusunda birlikte hazırlanan bir hukuksal metindir." ancak sözleşmeli tütün üretiminde durum böyle mi? Kesinlikle değil. Büyük sigara şirketleri, büyük firmalar, tütün firmaları tek taraflı olarak bu sözleşmeleri imzalamakta ve aslında 3 nüsha olarak imzalanan bu sözleşmelerin 1 nüshasının çiftçiye, 1 nüshasının şirkete, 1 nüshasının da denetlemekle görevli olan Tütün Dairesine yani Tarım Bakanlığına verilmesi lazım. Ancak uygulamada Tütün Üst Kuruluna verilmesi gereken nüshalar verilmiyor, çiftçiye verilmesi gereken nüshalar verilmiyor. Şubat ayında sözleşme imzalanıyor ancak sözleşmenin sureti ta martta ve nisanda üreticiye veriliyor. Bunun sebebi ne biliyor musunuz? Bunun sebebi; piyasayı kontrolünde tutan, özellikle büyük firmalar aralarında anlaşıyorlar, bir fiyat belirliyorlar ve bu fiyatı sonradan sözleşmeye eklemek suretiyle çiftçilere dayatıyorlar. Dolayısıyla, piyasayı elinde tutan karteller çiftçinin, üreticinin alın terine bu şekilde göz dikmiş oluyor, müdahale etmiş oluyor ve hakkına girmiş oluyor. Ben, buradan Tarım Bakanlığını ve Tütün Dairesini göreve davet ediyorum. Tütün Dairesi bu ülkede niye kuruldu? Tütün üreticisinin hakkını hukukunu korumak için kurulmadı mı? Eğer gerçekten siz üreticinin hakkını hukukunu koruyacaksanız bu kartellere gerekli denetimleri yapmanız lazım. Tütün üreticilerinin sözleşmelerini süresinde isteyip bunların haklarını korumak görevinizdir. Siz, bu görevinizi yapmıyorsunuz çünkü Tütün Üst Kurulunda, Tütün Dairesinde bir vesayet var. Kimin vesayeti var? Uluslararası sigara şirketlerinin, büyük kartellerin vesayeti var. Bunlar vatandaştan yana değil, bunlar üreticiden yana değil; bunlar büyük sermayeden yanadır, bunlar kartellerden yanadır, kartellerden yana oldukları için de bu görevlerini yapmıyorlar.

Değerli arkadaşlar, tarım girdilerindeki maliyetlerin yüksekliği, gübre, mazot fiyatlarının yüksekliği de tütün üreticisini gerçekten mağdur etmektedir. Bugün, Türkiye'de, sözleşmeli üretimde geçen yıl açıklanan fiyatlar gerçekten masrafları karşılamaktan uzaktır. Adıyaman'da, Doğu'da, Güneydoğu'da açıklanan fiyatlar 45-50 lira, Ege'de 50-55 lira. Hâlbuki, normalde bütün dünyada sözleşmeli tütünde fiyatlar 4 dolara tekabül etmektedir yani yaklaşık 75 liraya tekabül etmektedir. Ancak, bugün, Türkiye'de alım yapan büyük firmalar çiftçiye emeğinin karşılığını vermiyorlar, çok düşük oranda ücreti dayatıyorlar; bu konuda da herhangi bir denetim olmadığı için çiftçi mağdur. Çiftçinin mağduriyetinden dolayı, emeğinin karşılığını alamadığından dolayı bugün Türkiye'de tütün üretiminde ciddi bir azalma var.

Değerli milletvekilleri, bakınız, AK PARTİ her politikasını 2002 öncesi ve 2002 sonrasıyla açıklıyor. Tütün üreticisi sayısına baktığımızda, 2002'den önce Türkiye'de 400 bin üretici varken bugün, bu sayı 60 binlere, 70 binlere kadar düşmüş. 2002'de bu ülkede 400 bin ton tütün üretilirken 2021 yılında 79 bine, 2022 yılı itibarıyla da 74 bine kadar düşmüş; üretim düşmüş, üretici sayısı düşmüş. Bu neyi gösteriyor? AK PARTİ iktidarının tütün politikasının da düştüğünü gösteriyor, çürüdüğünü gösteriyor aslında.

Peki, bu süreçte bizim Türkiye olarak, ülke olarak tütün ihracatımızın durumu ne, ithalat durumumuz ne? Bir de o istatistiklere bakmakta fayda var. Bakınız değerli milletvekilleri, ihracatımız 52 milyon 42 bin 263 kilogram. Peki, ithalatımız ne kadar? 258 milyon 79 bin 418 kilogram. Yani 206 milyon 37 bin 155 kilogram tütünü biz dışarıdan fazla bir şekilde ithal ediyoruz. İthal ederken ne yapıyoruz? Tabii, bu tütüne karşılık milyonlarca dolar parayı, dışarıdaki Bulgar çiftçisine, Rus çiftçisine ve Amerikan tütün üreticisine kendi millî servetimizi, paramızı vermiş oluyoruz. Peki, Türkiye'de sigara kullanma oranı mı azaldı? Hayır, sigara tüketimi bilakis arttı. Peki, sigara tüketimi artmış, ihtiyaç fazla, nüfus artıyor ama Türkiye'de üreticisi azalıyor. Burada büyük bir çelişki var, bu çelişkinin ana kaynağı AKP iktidarının tütün politikasının yanlışlığıdır, ithalatçı kafasıdır, uluslararası şirketlere teslim olmasıdır. Bunun tek bir açıklaması var, o da budur.

Değerli milletvekilleri, bakınız, tohum tarımda çok önemli bir varlıktır, tohum millî bir varlıktır. Bakınız, Anadolu tütün tohumu konusunda çok zengin bir coğrafya ancak bu iktidarın vurdumduymazlığı, Tarım Bakanlığının görevini yapmaması, tütün tohumunda da büyük bir dezenformasyona sebebiyet vermiştir, tohum çeşitliliği bozulmuştur. Türkiye'de tohumlar bozulduğu için son dönemde tütün hastalıklarında ciddi bir artış var. Bakınız, seçim bölgem Adıyaman'da bu yıl çıkan bir virütik hastalık nedeniyle rekolte yüzde 50'lere düştü. Türkiye genelinde de rekoltede ciddi bir düşüş var. Bunun sebebi: Tarım Bakanlığı, zamanında tohumlar üzerinde gerekli kontrolü, denetimi yapmadığı için hastalıklar yaygınlaştı ve eğer bu kafayla devam ederse Tarım Bakanlığı, bu gidişle önümüzdeki süreçte tütün üretemez hâle geleceğiz.

Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında inşallah ilk sandıkta geldiğimizde sözleşmeli tütün üreticileri hakkının karşılığını alacak, alın terinin karşılığını alacak. (CHP sıralarından alkışlar) Sabahın ayazında, güneşin sıcağında çoluğuyla çocuğuyla tütün tarlasında çalışan bütün tütün üreticileri hakkını alacak, biz onların hakkını teslim edeceğiz. Uluslararası sigara şirketlerinden, tütün kartellerinden değil, biz üreticiden yana, halktan yana, tütünden yana tercihimizi, politikamızı koyacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Tütün Yasası'nı konuşuyoruz. Merak ettim, döndüm Komisyona. Komisyondaki arkadaşlar, siz Tarım Bakanlığının bürokratları mısınız, hangi bakanlığın bürokratlarısınız? Ticaret Bakanlığının arkadaşlar. Peki, hayatınızda hiç bir tütün tarlasına gittiniz mi, hiç tütün ürettiniz mi? Hayır.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Gitmemişlerdir.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - İthalatçı onlar, ithalatçı.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Bunun tütün olduğunu biliyor musunuz arkadaşlar? Arkadaşlar, tütün tarlada yetişir. Dolayısıyla bu yasayı burada savunacak olanın Tarım Bakanlığı olması gerekirken Ticaret Bakanlığı yasayı getiriyor.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Her işi onlar yapıyor zaten.

MURAT EMİR (Ankara) - Her şey ticaret onlara, her şey ticaret.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - İşte, AK PARTİ'nin tütündeki politikasının iflasının işareti. (CHP sıralarından alkışlar)

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - İthalat cenneti yaptılar ülkeyi.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Sizin ne işiniz var burada? Tütün Üst Kurulu Tarım Bakanlığına bağlı. Tütüne hapsi getiriyorsunuz, ortada Tarım Bakanlığı yok, Tütün Dairesi yok, kim var? Ticaret Bakanlığı var. Arkadaşlar, araştırdık, bulduk, peki Ticaret Bakanlığı bu hapis cezalarını ne kadar seviyormuş, neden bu kadar üreticiyi cezalandırmayı öngören yasaları getiriyor, araştırdım, baktım ve buldum. Değerli arkadaşlar, Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, kim bu arkadaş biliyor musunuz? Bu British American şirketinin, özellikle tütündeki BAT'ın CEO'su, uluslararası sigara şirketinin CEO'su. (CHP sıralarından "Oo" sesleri, alkışlar)

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Vay, vay, vay! Belli oldu, belli oldu.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan 17 Ocak 2019'daki kararnameyle bu CEO'yu getirip Tarım Bakan Yardımcısı yaptı. Tabii, Tarım Bakan Yardımcısı BAT'ın CEO'su olursa Adıyamanlı, Çelikhanlı, Malatyalı üreticiyi koruyacak yasayı getirir mi arkadaşlar? Getirmez, hapis getirir, yerli üretimi çökertecek kanunları getirir. Sebep; büyükler kazansın, uluslararası şirketler büyüsün, onlar büyüsün, çiftçi ölsün, bunların anlayışı bu.

AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - Tarımla alakası yok, tarımla; Ticaret Bakan Yardımcısı.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Onun için AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlara söylüyorum: Bu kanunun altında, bu teklifin altında imzası olan arkadaşlar bu ayrıntıya dikkat edin, buradan tütüncünün lehine hiçbir şey çıkmaz.

Değerli arkadaşlar, şimdi, gelelim AK PARTİ'nin özellikle tütünle ilgili tezlerine, bir bakalım. Diyorlar ki: "Efendim, biz sarmalık tütünle ilgili..." Biliyorsunuz, Türkiye'deki önemli kalemlerden bir tanesi de işte Adıyaman'da, Malatya'da, Batman'da, Hatay'da, Türkiye'nin birçok ilinde geleneksel anlamda üretilen, tek başına içim özelliğine sahip tütün. Bakınız, bu aslında bir dünya markası; yapraklar direkt kıyılıyor ve direkt içilebiliyor, hiçbir harmanlamaya gerek yok. Aroması, nikotini, dünyada eşi benzeri olmayan bir marka. Bu ülkenin bunu uluslararası bir marka hâline getirmesi gerekirken ne yapıyor AK PARTİ? Hapis cezası getiriyor, hapis. "Siz üretmeyin. Amerikan sigarası içsinler, Yunanistan'ın tütününü içsinler." diyor.

İSMAİL KONCUK (Adana) - Amerikancı bunlar, Amerikancı.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Bakınız, neyi getirdiler, sarmalık tütündeki durum ne? 2017 yılında -hatırlarsınız- bu Parlamentoya yine AK PARTİ hükûmetleri tarafından bir kanun getirilmişti. Bu kanunda Türkiye'de yüz yıldan beri binlerce insanın ekmeği olan, insanların tek geçim kaynağı olan sarmalık tütüne hapis cezası öngören bir tasarı gelmişti. O zaman Adıyaman ayaklandı, Malatya ayaklandı, Türkiye'deki bütün tütüncüler ayaklandı, Meclise geldiler. AK PARTİ Hükûmeti o zaman dedi ki: "Evet, biz bu hapis cezalarından geri adım atacağız. Ne yapacağız? Hapsi kaldıracağız; 4733 sayılı Kanun'la biz bunun önünü açacak düzenlemeleri yapacağız." Evet, 4733'te bir düzenleme oldu, sarmalık tütün kanuna girdi. Bir ay sonra, bakınız, kanunu arkadan doladılar, 4733'te çıkardıkları cezayı götürdüler 5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu'na koydular. Halkı aldattılar, milleti kandırdılar, tütün üreticilerini dolandırdılar. Bunun adı açıkça dolandırıcılıktır.

Arkadaşlar, bakınız, "yerli ve millî" diyor ya AK PARTİ iktidarı, işte size yerli, işte size millî. Bu, tütün. Tütünün kanunu var mı? Var, özel kanun. Ya, arkadaşlar, bu topraklarda yetişen, Adıyaman'da, Malatya'da, Çelikhan'da, Bulam'da, Doğanşehir'de, Batman'da yetişen bir tütünün kaçakçılık kanununda ne işi var? Ya, gerçekten insanın aklı almıyor, böyle bir şey olamaz. Düzenleyecekseniz, Tütün Kanunu var, koyarsınız düzenlemeyi oraya, Tarım Bakanlığı gelir, tartışırız, konuşuruz, doğruyu buluruz ama bunların amacı ne? Bunların amacı doğruyu bulmak değil zaten, bunların amacı bir sorunu çözmek değil; bunların amacı, yerli tütün üreticisini baskılayalım, üretim olmasın, sigaralar dışarıdan gelsin. "Biz vergimizi alalım, ondan sonra gerisi bizi ilgilendirmez; işin üretici kısmı, işin sosyolojik kısmı bizi ilgilendirmez." diyor bu iktidar. Ancak, sizin bu hesabınız sandıkta bozulacak, Adıyamanlı tütün üreticileri, Çelikhanlılar, Malatyalılar ve Türkiye'nin dört bir yanında bu işten ekmeğini kazananlar bu işin hesabını sandıkta size soracaklar. Çünkü 2018 yılında Adıyaman'da mitingde Sayın Cumhurbaşkanı da dedi ki: "Adıyaman için ticari bir değere sahiptir, biz bunun önünü açacağız." Açtı mı? Açmadı. Ne yaptılar? Şimdi getirmişler bir kooperatif modeli.

Arkadaşlar, kooperatiflerle ilgili bir düzenleme yaptınız, bir yönetmelik çıkardılar, yine bu millî ve yerli tütünü götürüp kaçak tütünlerle aynı kefeye koydular. Ya, kaçak tütünle, yurt dışından gümrüksüz bir şekilde Türkiye'ye gelen tütünle siz bu Adıyaman'ın tütününü aynı yönetmelikte nasıl düzenlersiniz, böyle bir şey olur mu? Bunu kabul etmek mümkün mü? Bu yanlış. Söyledik, o zaman da bu kürsüde defalarca söyledim. Bu tütün kürsüye en az 50 kere çıktı, buraya geldi. Söylüyoruz: Yanlış. Bakınız, birinci düğmeyi yanlış iliklerseniz sonrası yanlış olur, ayırın dedik. Madem niyetiniz çözmek, yönetmeliği yerli tütün için, sarmalık tütün için, tek başına içim özelliğine sahip tütünler için düzenleyelim; kooperatiflerin önünü eğer açmak istiyorsanız vergiyi düşürmeniz lazım.

Değerli arkadaşlar, ne yaptılar? Sayın Cumhurbaşkanı, sarmalık tütündeki vergiyi beş altı ay önce, önce yüzde 40'a indirdi; iki ay sonra yine bindirdi, yüzde 55 yaptı. Şimdi, bu kooperatiflerin, sizin kooperatif modelinizin bu vergi rejiminde hayatta kalma şansı yok ki. 1 kilo tütüne, şu 1 kilo tütüne bu vergi rejimine göre 182 lira vergi ödemesi lazım. E, peki bu vatandaş 1 kiloya 182 lira vergi öderse ne yiyecek, çocuklarını, ailesini neyle geçindirecek; hiç düşündünüz mü?

Bakınız, burada çözüm belli. Çözümü size söylüyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak söylüyoruz, Genel Başkanımız, Grup Başkan Vekillerimiz, her defasında söylüyoruz, diyoruz ki: Millî ve yerli olan bu tütünün önündeki yasal engelleri kaldırın, gelin, bunun vergi düzenini, vergi rejimini ayrıca bir düzenleyelim, önünü açalım; yapamıyorsanız, gerçekten yaprak sarmalık tütünün önünü açmak istiyorsanız gerekirse bölgede -önceden vardı- yaprak işletme tesislerini devlet eliyle kuralım, üretici üretsin, devlet de bunu alsın, kayıt altına alsın ve bu şekilde insanlarımız ekmeğinden olmasın. Ancak AK PARTİ buna bir türlü yanaşmıyor, dayatmış "Ben hapis cezasından başka bir şey bilmem." diyor. Bakınız, bu hapis cezası 2017'de çıktı, 3 kere kanun ertelendi; en son mücadelemizde bütün çabalarımıza rağmen 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. O gün de söyledik "Bakınız, bu ceza Anadolu'da, Türkiye'de bu işi üreten, satan, içen -bu çok boyutlu bir mesele- herkesi mağdur edecek, yapmayın." dedik. Ya, siz 2002'de "Yasakları kaldıracağız." dediniz, şimdi gelmişsiniz, yasakçı bir siyasetle, yasakçı bir yasayla tütüne hapis getiriyorsunuz. Bakınız, size çağrı yapıyorum: Siz fakir fukaranın, garibanın tütününe hapis getireceğinize ya, şu uyuşturucu baronlarının hakkında hapis getirin, onların peşine düşün. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Boranlar Türkiye'de uyuşturucu satıyor, hiçbir şey yok, Adıyamanlı üretici Adana'ya, Mersin'e tütün götürürken yolda yakalanıyor.

Sayın Genel Başkan Yardımcım, Sayın Grup Başkan Vekilim; gerçekten millet mağdur, millet perişan, Adıyamanlılar şu anda ekmeğe muhtaç. Bu yasadan dolayı şu anda adliyelerde, cumhuriyet başsavcılıklarında binlerce dosya var. "Yargının yükünü kaldıracağız." dediler, hapis getiriyorlar. Bu mu sizin çözümünüz, bu mu sizin millîliğiniz, bu mu sizin yerliliğiniz? Ancak millet izliyor, Adıyamanlılar da izliyor, Malatyalılar da izliyor.

Bakınız, biraz önce Malatya Milletvekilimiz de konuştu, o da söyledi; bu tütün Türkiye'de binlerce insanın ekmeği, bu tütüne öyle, başka bir gözle bakmayın. Efendim, bunu üretenler kaçakçılarmış; yok böyle bir şey, yok böyle bir şey. Hepimiz bu tütün parasıyla okuduk, benim gibi binlerce insan bu tütün parasıyla okudu; bugün milletine, vatanına hizmet ediyor. Bunu artık anlayın, defalarca anlattım, defalarca anlattım, siz anlayana kadar da anlatmaya devam edeceğim. (CHP sıralarından alkışlar) Siz bu süreçte çözdünüz çözdünüz, çözmediniz, Allah'ın izniyle, ilk sandıkta biz geliyoruz, Millet İttifakı geliyor; biz bu meseleyi temelden çözeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz iktidara geldiğimizde sizin bu 5607 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesinin (20)'nci fıkrasına eklediğiniz bu "üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası..."nı yırtacağız, çöpe atacağız; millet üretecek, ürettiğiyle çocuklarını okutacak ve insanlarımız alın terinin hakkını alacak; bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Değerli milletvekilleri, tabii, tütünle ilgili söylenecek çok şey var, anlatılacak çok şey var. Ceza Kanunu'nda cezalar toplumsal bir ihtiyacı karşılamak için çıkarılır. Bu yasanız hiçbir toplumsal ihtiyacı karşılamayacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) - Siz hapisle, hapis tehdidiyle tütüncüye, üreticiye cezaevinin yolunu göstererek bu millete kötülük yapıyorsunuz. Bakınız, ben, bu kürsüden, milletin kürsüsünden bu kanuna imza atan AK PARTİ'li milletvekillerini halka şikâyet ediyorum: Ey, Çelikhanlılar, ey Malatyalılar, ey Batmanlılar, ey Türkiye'nin dört bir yanında ekmeğini tütünden kazananlar, çoluğunun çocuğunun nafakasını kazananlar; bu listeye, bu kanuna oy verenleri, imza atanları unutmayın, sandık geldiğinde bunların hesabını sandıkta görün diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)