GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:25
Tarih:24.11.2022

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, teklifin geneli üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım.

Bugün Öğretmenler Günü. Başta, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizi ve Türkiye'de bizlerin yetişmesini sağlayan bilcümle öğretmenimizi buradan sevgi ve saygıyla anıyorum, kutluyorum. Bu gün vesilesiyle, öğretmenlerimiz arasındaki maaş farkının, statü farkının, özlük farklarının, bu ayrımların kaldırılmasını temenni ediyorum.

Değerli milletvekilleri, kaçakçılıkla mücadele gerçekten çok önemli bir husus. Bu hem vergi kaybını önlemek anlamında hem haksız rekabeti önlemek anlamında ve hem de devletin, terörün finansmanını önlemesi anlamında son derece üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir husus fakat bizim burada görüştüğümüz kanun tütün ve yerli tütün. Açık ve net söylüyorum: Türkiye'de yetiştirilen tütünlere "kaçak" demek, kaçakçılıkla irtibatlandırmak tam anlamıyla abesle iştigaldir. Bizim bin tane zorlukla, alın teriyle tütün yetiştiren çiftçimize, köylümüze, vatandaşımıza "kaçakçı" demeye hakkımız yok. Ülkemizde tütün ekmek serbest, tütün satmak ise yasak, tütün satan ise tamamen suçlu, kaçakçı. Böyle bir garabet olamaz. İşte bu söylem ancak saray iktidarlarına yakışır.

Bakın, olacak iş değil, Adıyaman'da tütünle ilgili bir eylem yapıldı, bu eyleme katılan çiftçiler, köylüler haklarını istiyorlardı, gözaltına aldılar, bir kısmı tutuklandı. Görüyor musunuz, ne kadar acı bir tablo. Dünyanın neresinde ekip biçtiği ürünü, yerli ve millî bir ürünü savunan çiftçiler tutuklanır? Ben bir hukukçu olarak görmedim. Dünyanın neresinde anayasal, demokratik hakkını kullandı diye insanlar tutuklanır? Yok. Ancak bu diktatörlük heveslileri tarafından yapılan bir şey ama uluslararası tütün kartellerine boyun eğeceksek işte, yerli ve millî tütünümüze kaçak deriz; işte, tütün üreticisine kaçakçı muamelesi yaparız, onların ocağına incir ağacı dikeriz.

Tütünün yetişmesi nasıl oluyor, bilmiyorum, biliyor musunuz? Özellikle ne kadar meşakkatli olduğunu, tütün üretiminin ne kadar zor olduğunu Adıyaman, Malatya, Siirt, Bitlis, Samsun, Muş, Ege milletvekillerimiz çok iyi bilir, bilmek zorundalar da. Bakın, sayın milletvekilleri, tütün önce tohumdan çitil hâline getirilir. O çitiller tek tek ekilir, fide hâline gelir, o fideler tek tek ekilir; oradan tütün bitkisi hâline geliyor, bebek gibi bakılıyor ve bunlar ondan sonra elle tek tek toplanıyor, kurutuluyor, tek tek kıyılıyor. Bu kadar emek verildikten sonra bu yerli ve millî ürüne, bu tütüne lütfen "kaçak" demeyin, "kaçak tütün" demeyin, kaçakçı muamelesi yapmayın. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, Adıyaman'da, Muş'ta, Bitlis'te, Ege'de 2-3 dönüm arazide tütün eken ailelerimiz, buradan elde ettikleri gelirlerle çocuklarını okutuyorlar, çocuklarına bir gelecek yaratmaya çalışıyorlar, çocuklarını evlendiriyorlar ama biz "Sen tütün ek kardeşim, serbest." deyip, ondan sonra da bu tütüne kaçak muamelesi yapar, bir de adamları cezaevine atarsak... İşte, verilen cezalar üç yıldan başlıyor, hadi iki yıla inecek, o zaman diyorum ki: Bu cezaları tamamen kaldıralım. Gelin, kooperatifleri özendirelim; gelin, kooperatiflere bu konuda gerekli önemi verelim.

Değerli milletvekilleri, tabii ki zararlı maddelerle etkin mücadele yapmamız gerekiyor; bu zaten yürütmenin anayasal zorunluluğu, anayasal görevi. Kaçakla ve gençlere zarar veren maddelerle elbette mücadele edelim ama bunu yapmak istiyorsanız önce uyuşturucuyla mücadeleden başlamanız gerekiyor. Bakın, daha bugün İstanbul'da 3,5 ton metamfetamin ele geçirildi; ben güvenlik kuvvetlerimizi kutluyorum, teşekkür ediyorum. Evet, göz açtırmasınlar ama Türkiye uyuşturucu cenneti oldu, bunu da lütfen görün artık. Bildiğiniz en kötü uyuşturucu türleri sokakta çocuklara satılıyor, okulların önünde satılıyor. Tütün çiftçisini kovalayacağınız, tutuklayacağınız, kaçakçı muamelesi yapacağınıza önce uyuşturucu satıcılarını ve onların ağababaları uyuşturucu baronlarını yakalayıp bir daha gün yüzü görmeyecek şekilde cezaevine tıkmanız gerekiyor.

Değerli milletvekilleri, ne yapılması gerekiyor? Amerikan veya dünya tütün kartelleri bizim Türk tütününü yemek istiyor; yedirmeyeceğiz arkadaş! Türk tütününü hiçbir uluslararası kartele yedirmeyeceğiz, tütün çiftçisine sözümüz olsun. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, kooperatifler kurulmaya çalışılıyor, Adıyaman'da bir kooperatif kuruldu ama maliyeti çok fazla. Gelin, bu maliyetleri devlet olarak karşılayalım, Adıyaman'da başta olmak üzere bütün tütün işleyen şehirlerimize kooperatifleri kuralım ve yaşatalım diyorum. Bu da sosyal devlet ilkesinin bir sonucu olsa gerek.

Değerli milletvekilleri, evet, sigara içilmesin, tütün kullanılmasın, sağlığımızı koruyalım ama biz burada yerli tütünü yasaklarken Amerikan kartelleri Türkiye'de cirit atsın diye, önemli kazançlar elde etsin diye de Türk tütününü asla ve asla ikinci plana atmayalım, kaçak muamelesi yapmayalım. Bir de durmadan da lütfen tütüne zam yapmayın, sigara mamullerine zam yapmayın çünkü zamla tütünle, alkolle mücadele olmaz. Oturup bakın, dünyada nasıl mücadele ediliyor diye, hiçbir yerde, Avrupa'da hiçbir ülkede zamlarla tütünle, alkolle mücadele yapılmıyor. Ne kadar zam yaparsanız yapın elde edeceğiniz tek şey kaçakçılığı artırmaktır. Sigaraya ve alkole durmadan zam yapıyorsunuz çünkü vergileri artırıyorsunuz ve bu da kullanımı düşürmüyor ama ne oluyor? Aksine, kaçakçılık ve sahtecilik artıyor; aksine, kaçak alkol çoğaldı; aksine, alkolden ölümler çoğaldı; aksine, insanlar artık sarma tütün alıyor ve ne, nasıl olduğunu bilmediğimiz şekilde sigara içmeye çalışıyorlar. İşte, bunları zamlarla değil, toplumu bilinçlendirerek aşmamız lazım. Evet, alkol kullanmak kötüdür, zararlıdır ama bunu zam yaparak başaramazsınız hem insanların hayat tarzına müdahale ediyorsunuz hem de zam yaparak insanları kaçak alkol içmeye doğru yönlendiriyorsunuz. Bu da insanın hayatına mal oluyor, vebali boynunuza.

Değerli milletvekilleri, bakın, belirli şartlar dâhilinde eğer biz Türk tütününü, Anadolu tütününü, yerli ve millî tütünü... Ben sigara içmiyorum, tütün kullanmıyorum ama iddia ediyorum ki ana yurdumuzun, vatanımızın, Anadolu'nun tütünü birçok tütünden çok daha iyi ve kaliteli; öyle olmasaydı Amerikan kartelleri Türk tütününü bu kadar boğmaya çalışmazlardı. İşte, ne yapmamız gerekiyor? Evet, Türkiye'deki tütün üretimini teşvik edelim, Türkiye'deki tütünün sanayileşmesini teşvik edelim. Nerede tütün üretiliyorsa orada kooperatifleri besleyelim, fabrikalar kuralım, sanayileştirelim ve dünyaya da ihraç edelim. Elin Amerikalısı tütünden kazanacağına, sigaradan kazanacağına biz kazanalım değerli milletvekilleri.

Bakın, üstüne basa basa, tekrar ederek söylüyorum: Türkiye'de tütün ekmek serbest ama tütün satmak yasak. Böyle bir garabet dünyada yok. Tütün yetiştirilmesi, tütünün fabrikada işlenmesi ve Türk tütününün gerek Türkiye'ye ve dünyaya satılması için gerekli yatırımları neden yapmıyorsunuz? Elinizi tutan yok, teşvik verebilirsiniz. Getirin yasayı, burada hep beraber çıkartalım ve bu şekilde halkımıza hizmet ederiz ve bu şekilde emperyalistlere hizmet etmeyiz ve ben diyorum ki -her bir maddede belki ayrı ayrı konuşuruz ama- tütün, Türkiye için, tütün yetiştiren insanlar için çok çok önemli bir ürün ve bunu da devlet olarak, sosyal devlet olarak bizlerin desteklemesi gerekiyor. İçilmesini tavsiye etmiyoruz, eğitelim, kimse içmesin ama lütfen bundan da halkımız para kazansın.

Bakın, ayrıca, tütünden vazgeçtik, bu yasayla tütünün yanında makaron da yasak, yaprak sigara kağıdı da yasak, sigara filtresi de yasak; her birine birçok yasak ve cezalar getiriliyor. Cezalarla caydırıcı olamazsınız, dediğim gibi, sadece ve sadece kaçakçılığı artırırsınız. Tekrar ediyorum, biz sigaralık tütünün ekilmesini serbest bırakıyorsak ondan sonra da sigaralık tütünün satılmasını yasaklayamayız, bundan vazgeçin. Sokağınıza bakın, mahallenize bakın, adımbaşı tütüncüler var, adımbaşı tütüncü dükkânları açıldı, bunlar paket içinde tütün satıyorsa serbest ama Adıyaman'ın, Muş'un, Bitlis'in o canım tütünlerini getirip satıyorsa "Vay, sen kaçakçısın." Üç yıldan başlayan -şimdi, iki yıla inecek bu kanunla- cezalarla onları tedip ve terbiye etmeye çalışıyoruz, bu olmaz sayın milletvekilleri, bu olmaz!

Yerli ve millî tütüne gerekli önemi vermek gerekiyor, buna kalıcı önlemler almak gerekiyor. Bakın, tekrar tekrar söylüyoruz, bu teklifle cezalar getiriliyor, cezalar; hapis cezaları getiriliyor. Bununla halkımızı terbiye etmeyin. Tekrar ediyorum, getirin, Türk tütününün, yerli tütünün önünü açalım ve halkımızı kalkındıralım. Özellikle tütün ve alkol kullanımlarında caydırıcı olmak istiyorsanız cezalarla, vergi artırımlarıyla, özel tüketim vergisini inanılmaz boyutlara getirerek insanların hayat şartlarına, hayat koşullarına, hayatına müdahale ederek değil, bunu ilkokullardan başlayarak eğitimle yapabilirsiniz, ailede eğitimle yapabilirsiniz ve bu eğitim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Tamamlayayım Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

ALPAY ANTMEN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bakın, biz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ve Adalet Komisyonunun üyeleri olarak Komisyonda görüşülürken belirttik, cezaların kaldırılması gerekiyor ve bu teklifte düzeltmeniz gereken en önemli yanlışlık, Türkiye sınırları içinde yetiştirilen, tek başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip sarmalık tütünün kaçak tütün vasıf ve mahiyetinden çıkarılması gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız, hepimiz vatandaşlarımızın seçtiği, milletin vekilleriyiz ve yapacağımız her kanun, vereceğimiz her teklif milletin yararına olmak zorunda. Ben öncelikle, Amerikan tütün kartellerine, Amerikan emperyalizmine veya uluslararası emperyalistlere ve kartellere değil, yerli ve millî Anadolu tütünü için bir şeyler yapalım diyerek her birinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)