GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:26
Tarih:29.11.2022

AK PARTİ GRUBU ADINA ATAY USLU (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri ve Genel Kurulu saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

Göç ve yabancılar konusunda şunu ifade edeyim: Terimler, kavramlar, sayılar birbirine karışmış durumda. "Yabancı" "göçmen" "sığınmacı" "mülteci" "geçici koruma" "vize" "ikamet" "düzensiz göçmen" bunların hepsi birbirinden farklı terimler olmasına rağmen birbirlerine karıştırılmış durumda. Göç hukukunun bir terminolojisi var, bir dili var. Bu kavramlar bazen bilerek bazen de isteyerek karıştırılıyor ama bu göç yönetimine zarar veren bir davranış, siyasete uygun olmayan bir tavır. İşte, bakıyorum, bir sabah kalkılıyor "Sığınmacıları geri yollayacağız." deniyor, ertesi gün düzensiz göçmenler ile sığınmacılar karıştırılıyor. Bunların hepsi birbirinden farklı terimler arkadaşlar. Mesela, düzensiz göçmenlerin geri gönderilmesi, sınır dışı edilmesi her egemen devletin bir tavrıdır; doğru bir tavırdır ama sığınmacıların geri gönderiliyor olması yanlıştır çünkü onlar için "gönüllü ve güvenli dönüş" kavramının kullanılması gerekiyor.

Bakın "Yaşam hakkının ihlaliyle göç etmek zorunda kalan her insan sığınma hakkına sahiptir." "Sığınma hakkı bir insan hakkıdır." "Siyasi görüşü, milliyeti yüzünden tehlikeye düşecek topraklara hiç kimse sınır dışı edilemez." Çok güzel cümleler; bunları ben CHP'nin hazırladığı rapordan aldım ama bu ifadeler ile buradaki davranışların farklı olduğunu görüyorum.

Aynı şekilde, sayılar konusunda da çarpıtmalar görüyorum. Bir bakıyorum, Türkiye'de 10 milyon göçmen var, ertesi gün 15 milyon; herkes bir açık artırmaya çıkmış durumda. İstanbul'un Belediye Başkanı diyor ki: "İstanbul'da 3 milyona yakın sığınmacı var, göçmen var, düzensiz göçmen var, kaçak göçmen var." İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı açıklıyor, diyor ki: "Bakın, 500 bin Suriyeli, 700 bin de ikamet izniyle kalan var; 1 milyon 200 bin." Bu, bir gecede 2,5 milyona çıkıyor. Nasıl çıkıyor? Bu sayılar üzerinde oynanıyor.

Türkiye'de geçici koruma rejimiyle kalan 3 milyon 650 bin Suriyeli var arkadaşlar, bir de 300 bin farklı statülerde, uluslararası koruma statüsüne sahip sığınmacı bulunuyor. Bunların hepsi ülkelerindeki can güvenliği nedeniyle ülkemize gelmiş durumdalar. Bir de işin düzensiz göç boyutu var. Düzensiz göçle de her türlü mücadeleyi yapıyoruz.

Bakın, Türkiye'de ikamet rejimiyle kalanlar belli bir sağlık güvencesine sahipler; kendi ülkelerinden, kendi ceplerinden ödüyorlar. Yine ikamet rejimiyle kalanların gelir düzeyi var. Bunların içinde yabancı öğrenciler var, aile ikametiyle kalanlar var, sporcular var, misyon şefleri var, iş insanları var. Bunların toplam nüfusu yaklaşık 1 milyon 300 bin.

Şimdi, bazı bölgelerde iskânla ilgili mekânsal yoğunlaşmadan dolayı İçişleri Bakanlığımızın çalışmaları var. İstanbul'da 10 ilçe bu ikamete tamamen kapatılmış durumda, tamamen.

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Yer kalmadı.

ATAY USLU (Devamla) - Türkiye'de 52'den fazla il, binden fazla mahalle nüfusun yüzde 20'si yabancı sınırını geçtiği için ikamete kapatılmış durumda.

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Yer mi kaldı ki açacaksın?

ATAY USLU (Devamla) - Yine, Antalya'da, Konyaaltı'nda, Alanya'da, Muratpaşa'da, Döşemealtı'nda 10'dan fazla mahalle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Uslu.

ATAY USLU (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Antalya'da 10'dan fazla mahalle yabancıların oturumuna kapalı. Bu bir iskân politikası, bu göç yönetimi arkadaşlar.

Sahada gördüğü her yabancıyı göçmen zanneden, düzensiz göçmen zanneden, kamuoyu oluşturmaya çalışan bir siyasi yapı var Türkiye'de. Bakın, Antalya'ya 13 milyon turist gelmiş bu yıl, İstanbul'a 13 milyon turist gelmiş. Sahada gördüğünüz herkes göçmen, kaçak göçmen değil. Bir turistin on beş gün kaldığını düşünürseniz, geçen ay İstanbul'a 2 milyon turist gelmiş; bu ne demektir biliyor musunuz? Anlık olarak, İstanbul'da her an 1 milyon turist var, bunların hepsini düzensiz göçmen gibi kabul etmek turizme zarar vermektir. Bu sayılarla, bu rakamlarla ilgili açık artırmaya çıkılmış. Bunların hepsiyle ilgili Göç İdaremiz her türlü düzenlemeyi yapıyor, İçişleri Bakanlığımız her türlü düzenlemeyi yapıyor. Sığınmacılar üzerinden, göçmenler üzerinden siyasi pozisyon almak ya da nefret dilini kullanmak yanlıştır arkadaşlar. Irkçı öfkenin kabartılmasından geriye sadece tarihsel utanç sayfaları kalır.

Teşekkür ederim.