GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:26
Tarih:29.11.2022

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın vekiller; Adıyaman, Malatya, Bitlis, Diyarbakır, Muş, Batman, Samsun, Ege Bölgesi'nde birçok ilde geçinemeyen köylüler, üreticiler bir daha tarafınızdan darbelendi. Karteller sizlerle ne kadar gurur duysa yeridir. Yabancı tütün kartellerini ihya edecek, yerli üreticiyi, tütün üreticilerini darbeleyecek olan bu kanun teklifiniz bir kez daha çiftçiye, üreticiye, geçimini sağlamaya çalışan köylüye düşman bir kanun teklifidir. "Bu böyle gitmez." diyen bütün üreticiler size mutlaka kapıyı gösterecekler.

Sayın vekiller, bu sabah bir AKP klasiği daha yaşandı ve Ankara merkezli olduğu söylenen bir operasyonla 14 ilde kadınların evleri basıldı. TJA'lı kadınlara "terörö" diyerek operasyonlar yapmanız, zor aygıtlarınızla şafak vakti evleri basmanız, şifreleri çoktan çözülmüş eylemlerinizden biridir.

Kadın mücadelesini kriminalize etmekten artık vazgeçin diyoruz. Siz kimden korkuyorsanız, kimi iktidarınıza tehdit olarak görüyorsanız, işte onları hep "terörö" edebiyatıyla suçlu ilan ediyorsunuz, kriminalize etme metoduyla da saldırıyorsunuz. Sayenizde Türkiye'de "terörö" olmayan kimse kalmadı. Bir kadın örgütü olan TJA'ya da bu nedenle saldırdınız. TJA'lı kadınlar emeklerine, bedenlerine, kimliklerine sahip çıktıkları için hedefinizdedirler. Kürt oldukları için; şiddetsiz, iktidarsız, eşit, özgür bir toplumu inşa etmek istedikleri için hedefinizdedirler. Baskılarınız, operasyonlarınız bugüne kadar kadınları yıldıramadı, bundan sonra da yıldıramayacak. TJA'lı yol arkadaşlarımızı derhâl serbest bırakın.

Sayın vekiller, AKP'nin otoriter iktidarı giderek dünyadaki örneklerine daha çok benzemeye başlıyor çünkü AKP'nin halka zorbalıktan başka, şiddetten başka verebileceği hiçbir şey kalmadı. Dikta rejimlerin uygulamalarını siz de feministlere, muhaliflere, demokratik mücadele yürütenlere, devrimcilere uyguluyorsunuz. İran'da Mahsa Amini'nin saçlarının teliyle tutuşturduğu özgürlük mücadelesi "..."(*) sloganlarıyla bütün dünyayı kaplamıştır, bu topraklarda da "..."(*) çokça attığımız sloganlardandır ve 21'inci yüzyıl, kadınların özgürlük ateşinin harlandığı yüzyıldır. Bu uyanışı İran'da molla diktatörleri durduramadığı gibi AKP-MHP faşist bloku da durduramayacak. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde Mardin, Diyarbakır, Van, Taksim'de 25 Kasım gösterilerini yasaklarken şundan korktunuz: Rojava'da yaşamlarını kurmuş olan kadınların selamlanmasından korktunuz, Kobani'yle dayanışmasını haykıracak olan kadınların sesinden korktunuz, "Düştü düşecek." denen Kobani için IŞİD ve uzantılarına direnen kadınları selamlayanlardan korktunuz.

İstanbul'da ve Ankara'da, Van'da sözde "aile mitingi" adı altında nefret mitingleri yapılırken nefret söylemini destekliyorsunuz, onların yanında yer alıyorsunuz. LGBT+'lara yönelik tehdit, linç, nefret söylemi yine sizin tarafınızdan sahipleniliyor ve yapılıyor, tekrar ediliyor. 25 Kasımda işte bu zihniyetle 300'e yakın kadını gözaltına aldınız; 27 Kasımda tekrar yapılan 25 Kasım eyleminde de 40 kadını gözaltına aldınız ve orada arkadaşlarımız söylediler, gerçekten burada tekrarlandı, tekrarlamak istemiyorum ama örneğin, Tülay Korkutan şöyle diyor: "Saçlarımızdan çekilerek, yüzümüze, gözümüze yumruklar atılarak cinsiyetçi küfürler ve tehditlerle gözaltı aracına bindirildik. Bir arkadaşımızın eline tutam tutam saçları geldi. Bir arkadaşımız polis şiddetine dayanamayarak bayıldı." Daha çok şey anlatabilirim. Kadınların özgür olması sizi korkutuyor ve bunun için saldırıyorsunuz.

Peki, dışarıda, meydanda, alanda birçok avukat varken, birçok kadın varken bunca işkenceyi yapanlar Garibe Gezer'e cezaevinde ne yapmışlardır?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - İşte, bunu da aslında medyaya düşen son görüntülerde görüyoruz. Garibe Gezer'i cezaevinde siz öldürdünüz. Baskılarınıza, işkencelerinize, boyun eğdirmenize Garibe Gezer itiraz etti, boyun eğmedi. İşkenceyi, tecavüzü, cezaevindeki cinsiyetçiliği örtbas etmeniz de -özellikle AKP sıralarındaki kadınlara sesleniyorum- kadın suçudur, insanlık suçudur.

AKP-MHP despot iktidarına baş eğmeyiz, faşizmi kurumsallaştırmak isteyenlere kadınlar asla baş eğmezler. İşte Garibe Gezer direndiği için katledildi; Garibe Gezer'in sesi olmaya devam edeceğiz. Biz kadınlar Dominik'te diktatörlüğe direnen Mirabal kardeşlerin bayrağını taşıyoruz ve sokakları, alanları terk etmeyeceğiz. Azerbaycan vatandaşı ve İtalya vatandaşı olan Saide ve Delila'yı da derhâl serbest bırakın. (HDP sıralarından alkışlar)