| Konu: | Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 29.11.2022 |
NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Tahir Elçi'nin şahsında tüm demokrasi, barış, özgürlükler mücadelesini veren; bu coğrafyada bu mücadelenin bedelini canlarıyla ödeyen bütün şehitleri saygıyla anıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Bu ülkenin temel bir meselesi var ve bu mesele yüz yıllık bir meseledir. Bu meselenin temelinde yüz yıldır izlenen strateji, Kürt'e düşmanlık üzerine yapılan bir strateji. Bu stratejinin ayakları nelerdir? Öncelikle inkâr siyaseti, asimilasyoncu siyaset, güvenlikçi siyaset. Şimdi, bu 3 ayağa, bu stratejilere dayanan bu politikayla, gerçekten yüz yıldır hep gergin, hep kaos, hep belirsizlik, hep gelecek kaygısıyla yaşayan 84 milyonluk bir insan gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Şimdi, Türkiye'de sadece Kürtler değil, gerçeği ifade eden, Türkiye'nin belirli bir azınlık kesiminin çıkarlarına ters düşen veya aynı mahiyette uluslararası sermaye çıkarlarına veya küresel sermaye güçlerine karşı farklı politika, farklı ideoloji, farklı alternatif sunan herkes aslında bu yüz yıldır bu rejimin hedefi hâlindedir. Dün de bu böyleydi, bugün de.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Tahir Elçi ve onun gibi yüzlerce Kürt aydını, Kürt siyasetçisi, Kürt gazetecisi bu ülkede katledildi. Bunların hepsi bir siyasi cinayettir. Bu cinayetler neden işleniyor? Bu ülkede Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünü isteyen ve bunun için mücadele eden kesimlere yönelik bir imha politikasıdır. Biz bunu 90 sonrası 17 bin faili aslında meçhul değil -tırnak içinde- faili belli olan cinayetlerden biliyoruz.
Şimdi, bugün yine Rojava'ya yönelik, Rusya'yla dirsek temasa girerek Rojava'daki Kürtlerin kazanımları yok edilmeye çalışılıyor. Şimdi, size söylüyorum, değerli milletvekilleri, Rusya, Çeçenistan'da, Afganistan'da, Ukrayna'da kaybetti; akıllı bir siyaseti olmuş olsaydı bugün Ukrayna'da bataklığa saplanmazdı. Bunun için, bir kez daha bu Meclisi sağduyuya çağırıyorum.
Bu ülkede 25-30 milyona yakın Kürt var. Bu Kürtler kendi temel kolektif haklarını istiyorlar. Ne istiyorlar? Eğer biz bu cumhuriyeti birlikte kurmuşsak Anayasa'yla varlığımızın güvence altına alınmasını istiyorlar. Ne istiyorlar? Çocuklarımız ilkokuldan üniversiteye kadar kendi ana dillerinde eğitim görmek istiyorlar. Ne istiyorlar? Radyo, televizyon, gazeteyi kendi dilinde çıkarmak istiyorlar. Yani bunları istemek ülkeyi bölmek mi oluyor? Hayır, bunu aslında küresel güçler de çok iyi biliyor, yerli sermaye grupları da çok iyi biliyor.
Ben size tarihten bir örnek vereyim, hem de İttihat Terakkici Yakup İsmail'den bahsedeyim. Birinci Dünya Savaşı'nda Almanlar yenilgiyle karşı karşıya gelince Yakup İsmail bir şeyler öneriyor Talat Paşa'ya, diyor ki: "Almanya yeniliyor, biz İngilizlerle ayrıyeten bir barış görüşmesi yapalım."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) - Yakup İsmail bunu söylediği için, bakın, sadece bunu söylediği için, farklı bir görüş beyan ettiği için Yakup İsmail'e ne yapıldı? Kurşuna dizildi, hem de hiç ifadesi alınmadan. Demek ki bu ülkede sadece Kürtler değil; küresel güçlere, yerli sermayeye ve askerî bürokratik kesime karşı toplumun çıkarını savunanlar her zaman hedef hâline gelmiştir.
Sevgili kardeşim, gerçekten ben Yakup İsmail'in hikâyesini okuduğum zaman, onun hikâyesi ile bizim Gergerlioğlu'nun gözaltına alınma hikâyesinin aynı olduğunu gördüm ve beş on dakika gülmekten kendimi tutamadım; ya, yüz yıldır aynı hikâye devam ediyor.
Kimdir Yakup İsmail? Gerçekten birçok sahada savaşmış, birçok cephede savaşmış...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) - Bir dakika...
BAŞKAN - Nusrettin Bey, süre tamamlandı.
Teşekkür ediyorum.
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) - Tamam.
...ve amacı bu ülkenin geleceği için İngilizlerle ilişkiye geçip bir barış barış yapmaktı ama Yakup İsmail zorla gözaltına alınıyor ve...
BAŞKAN - Sayın Maçin, süreniz tamamlandı.
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) - ...hiçbir ifadesi, savunması yapılmadan kurşuna dizilerek katlediliyor. Onun için, biz diyoruz ki: Bu cinayetlere son verelim.
BAŞKAN - Sayın Maçin... Sayın Maçin...
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) - Bu toplumun Kürt'üne de Türk'üne de Alevi'sine de Laz'ına da Çerkez'ine de yetecek kadar kaynaklarımız vardır, zengin bir ülkeyiz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)