| Konu: | Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 30.11.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda ben Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun Teklifi'yle ilgili konuşacağım. Yalnız, bir hekim olarak öncelikle söylemek isterim ki sigara ve alkol sağlığa zararlıdır, bu temel çerçeve üzerinde ekonomisini konuşacağım daha ziyade.
Görüştüğümüz kanunun gerekçesinin hemen başında "kaçakçılığı ve kayıt dışı üretimi ortadan kaldırmak, haksız rekabeti önlemek" gibi ifadeler var. Bizim İYİ Parti olarak bu gerekçelere karşı çıkmamız mümkün değil, aksine biz de bu gerekçeleri son derece olumlu buluyoruz ancak bir kanun yapımında aslolan gerekçeler değildir, bu noktaya gelmeden önce bazı hayati soruların cevaplandırılması gerekir.
Mesela, vatandaşlarımız neden kaçakçılık yapmayı tercih ediyor veya neden kaçakçılığa konu olan ürüne yöneliyor, önce bu soruların cevaplarını bilimsel bakış ve yöntemleri de kullanarak araştıracaksınız. Mesela, sosyolojik bir bakış açısıyla, kaçakçılığa teşvik eden sebepleri kavrayacaksınız. Alkollü içkiler ve sigara gibi kaçakçılığa konu olan ürünlerde talebin sürekli artmasının nedenlerini hem sosyolojik hem de iktisadi parametreleri kullanarak anlamaya çalışacaksınız ama bunları yapmıyorsunuz çünkü bilimden öcüden kaçar gibi kaçıyorsunuz. Sizi gerçek sebepler ilgilendirmiyor, bunları iplemiyorsunuz, yalanlarla karışık masallar, ideolojilerinizin saçma sapan kabullerini beyin yıkama kampanyalarıyla insanımıza empoze etmeyi marifet belliyorsunuz. Neyin pahasına? İnsanlarımızın hayatları, sağlıkları, toplum barışı, milletimizin huzuru pahasına çünkü tütün ve alkollü içkilere yapılan ve her geçen gün artarak devam eden muazzam zamlar hem bu ürünlere yönelik kaçakçılığın artmasına hem de kaçak olarak yasa dışı yollarla gelen tütün ve alkol ürünlerine talebin âdeta patlamasına yol açıyor. Kısaca, tütün ve alkol ürünlerinin yasal yollardan satışları dramatik bir düşüş içinde; düşüş, verilerin ortaya koyduğu gibi, neredeyse yüzde 50.
Değerli arkadaşlar, iktidardaki zihniyet, tütün ve alkollü içkilere muazzam zamlar yaparken güya bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyordu. Birincisi, Avrupa'da zaten alkol tüketiminde sonuncu sırada yer almamıza rağmen alkollü içki tüketimini daha da azaltmak ama bu, sosyolojik olarak mümkün olmadığı gibi, devletin ölçüsüz vergilendirme yoluyla bir hayat tarzı dayatması anlamına geldiği için kabul edilebilir bir politika olarak yürümemiştir. Resmen örtülü ve dolaylı bir ayrımcılık yapılmaktadır.
Hükûmetin ikinci hedefi de zamlarla vergi gelirlerini artırmaktı. Bu hedefin de gerçeklerin duvarına çarpıp tuzla buz olması kaçınılmazdı; nitekim öyle oldu. Tüketiciler, tütün ve alkollü içkilerde kaçak ürünlere yöneldikleri için hedeflenen vergi gelirlerinin bir hayli altında vergi gelirleri elde edilmiştir. Tabii, bu, tütün ve özellikle alkollü içkilere yapılan ölçüsüz zamların en kötü sonucu değildir. Bundan çok daha ama çok daha kötüsü, her yıl giderek daha çok vatandaşımızın kaçak veya sahte içki yüzünden hayatlarını kaybetmiş olmasıdır. Özgürlük Araştırmaları Derneği bünyesindeki Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu'na göre, sadece 2021 yılında 109 vatandaşımız sahte içki kurbanı olmuştur. Aynı platformun verilerine göre, 2022 yılının son beş ayında 20 insanımızı kayıt dışı alkole kurban verdik. Bu, kabul edilemez. Temsil ettiğiniz zihniyet vicdansızlıkta tavan yapıyor, âdeta kayıplara "Başlarına geleni hak ettiler, bunlara ölüm dahi müstahak." muamelesi çekiyor. Abartıyor muyum bunu siz değerlendirin çünkü bütün bu kayıpların sebebi belli olmasına rağmen, bu ölümler âdeta umurunuzda değilmiş gibi davranıyorsunuz; en küçük bir rahatsızlık, en ufak bir üzüntü emaresi göstermiyorsunuz. Tütün ve alkollü içkilerde ağır vergilendirmeyi her gün daha fazla artırıyorsunuz. Biz bunu reddediyoruz. Milletin yakasından elinizi çekin, cüzdanından elinizi çekin, sağlığından elinizi çekin. Biz İYİ Parti olarak insanımıza hayat tarzı dayatma peşinde değiliz, gerçek anlamda yerli ve millî olduğumuz için tütün ve alkollü içkilerin sağlığa olan zararlarını da anlatarak aynı zamanda da Türk ekonomisini ve yerli ve millî olduğunu kabul ettiğimiz içkilerimizi de koruma altına alarak bu mücadeleyi yürüteceğiz.
2008 yılında önce sözde özelleştirme yoluyla bir AKP yakınına peşkeş çekilip ardından kapatılan TEKEL fabrikalarını tekrar faaliyete geçireceğiz. Böylece ülkemize gerçek anlamda katma değer sağlamaya çalışacağız. Bu çerçevede, Türkiye'nin millî içkisi kabul edilen ve Yunanlılarla daima rekabet hâlinde olduğumuz içkilerimizi her türlü yabancı içki karşısında rekabet eder hâle getireceğiz, akla ziyan yüzde 260'lık vergiyi makul düzeye çekeceğiz. Bu, hâlihazırda toplam içki tüketimindeki payları yüzde 60'lara kadar düşmüş olan, başta rakı olmak üzere, yerli ve millî içkilerimizin kullanım oranını eskiden olduğu gibi yüzde 90'lara ulaştırmamıza katkıda bulunacak ama başta söylediğimi tekrar söyleyeyim çünkü siyaseten istismar konusunu çok iyi yapan bir propaganda grubu var yandaş medyada: Bir hekim ve insan olarak, sigara ve tütünün sağlığa zararlılığını vurgulayarak bu konuşmayı yapıyorum ben.
Rakı içmek isteyen herkesin merdiven altı rakı üreticisi hâline gelmesinin önünü keseceğiz ve şunu da söylemek istiyorum: Muazzam bir alkol kaçakçılığı başlamıştır, muazzam bir tütün kaçakçılığı başlamıştır yani millet âdeta yasa dışı yollara sürüklenmektedir. Alkollü içki sanayisinin ayağa kalkmasıyla alkollü içkilerde devlet bütçesine dikkate değer bir katma değer patlaması yaşatılacaktır. Sahte içki olayının bu yolla son bulması sayesinde vatandaşlarımızın ve toplumumuzun sağlığına yapacağımız katkının değerine ayrıca temas etmek istiyorum.
Görüştüğümüz yasa teklifinde yer alan bir ibarenin değiştirilmesi ise bizim için yerli üretim yapan çiftçilerimizin muhtemel mağduriyetlerini önlemek bakımından çok önemlidir. Bu önerimizi dikkate alın da hiç olmazsa bir kere yerli ve millî olduğunuzu görelim. Ayrıca, kanun teklifinin yürürlük tarihini mutlaka öne çekelim; aksi hâlde, kanunla öngörülen kaçakçılıkla mücadele amacına ulaşamayacaktır.
Bu konuşmalara geçmeden önce, Parlamento doğal olarak terör ve terör örgütleri konusundaki hassasiyetini ortaya koydu; yalnız, hükûmet ağlama makamı değil icra makamıdır. Terör ve terörle mücadele, Meclisin desteği altında sizin görevinizdir. Her ne kadar teröristleri ayakkabılarına kadar takip ettiğinizi söylüyorsanız da ayakkabılara bakmışsınız da ayakkabının içindekini kaçırmışsınız. Teröristi sonradan hızla yakalamak tabii ki iyi bir şey ama teröristi o terör eylemini yapmadan, koruyucu önlemlerle yakalamak, esas olan budur. Bunu yapamıyorsanız övünecek hiçbir şeyiniz yoktur.
Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)