| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 01.12.2022 |
HDP GRUBU ADINA OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, asgari ücret Türkiye'de bir işçinin kazandığı en az ücret olmaktan çok daha fazla bir anlam ifade ediyor; tüm çalışma hayatını ve neredeyse tüm çalışanların da ücretlerini belirliyor, kriter bu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bir anket çalışması başlatmış; işçilerin, işverenlerin ve kamuoyunun beklentilerini tespit etmek istiyormuş. Aynı Bakanlık, bırakın Asgari Ücret Tespit Komisyonunun antidemokratik olmasını, en son Bakan Vedat Bilgin göreve geldiğinden beri, yılda 3 defa toplanması gereken Üçlü Danışma Kurulunu bile hiç toplamadı. Ekonomik ve Sosyal Konsey ise on iki yıldır toplanmıyor bu ülkede.
Dünyanın bir başka ülkesinde asgari ücret Türkiye'de olduğu kadar konuşulmuyor. Neden? Çünkü Türkiye'de asgari ücret ortalama ücret hâline getirilmiş durumda sayenizde. Sürekli "Ekonomimiz büyüyor." diye övünüyor iktidar ama bakıyoruz, bu büyümeden emekçiler asla pay almıyor. Gayrisafi yurt içi hasıla içindeki emek gelirleri payının oranı 2016'da yüzde 37,8'ken 2022'de yüzde 25,4'e düşmüş. Ne büyüyor? Sizin şirketleriniz ve sermayedarlarınız büyüyor. Emekçilere ne oluyor? Vallahi, getirdiğiniz hâl şu: Türkiye, Sefalet Endeksi'nde 156 ülke arasında 1'inci sıraya oturmuş durumda.
2022'nin başında "Asgari ücrete yüzde 50 zam yaptık." diye övündünüz, biraz önce Grup Başkan Vekili de burada övündü. O ücret daha ikinci ayında eridi. Temmuzda yapılan enflasyon farkı zammıyla asgari ücret 5.500 liraya çıktı. Peki, açlık sınırı temmuz ayında ne oldu? 6.839 lirayı geçti, kasım ayında bu açlık sınırına baktığımızda 7.785 liranın üstüne çıktı; asgari ücret ne oldu? Açlık sınırının 2.285 lira altına indi. Yoksulluk sınırına baktığımızdaysa neredeyse asgari ücretin 4 katından daha fazla. Evet, üstelik bu ülkede çalışanların yüzde 49'u asgari ücret civarı veya onun altında çalışıyor ve bu oranın tek tek sektörlerdeki payına baktığımızda tarım dışı sektörlerde yüzde 43, sanayide yüzde 50, deri sektöründe yüzde 59,72; gıda sektöründe yüzde 65, inşaatta yüzde 54, toptan ve perakende sektöründe yüzde 64, turizmde yüzde 72. Kadınların daha yoğun çalıştığı sektörlere baktığımızda kadınlar erkeklerden daha az kazandığı gibi, asgari ücret altı çalışan kadın sayısı erkeklerin çok çok, kat kat üstünde.
Evet, bugün asgari ücretle geçinmek zorunda kalan bir işçi ne gıdaya erişebiliyor ne de barınmaya ve mutfak enflasyonunun bile yüzde 134,77 oranında arttığı bu ülkede, asgari ücretin sadece mutfak enflasyonu dikkate alındığında bile yüzde 134 artması gerekir. Asgari ücret belirlenirken oransal büyümeden hep bahsediliyor, o yüzden ben de bu oranı vererek karşılaştırma yapmak istedim ama bu orandan daha çok bu ücrette ne alınabildiği önemlidir. Önemli olan, asgari ücretle barınma, besleme, ısınma gibi temel ihtiyaçların karşılanıp karşılanamadığıdır. Bunun için yani emekçileri enflasyon karşısında bu derin yoksullaşma sürecinden kurtarabilmek için, en azından asgari düzeyde kurtarabilmek için yapılacaklar bellidir. Ücretle çalışan milyonlarca insanın refah artışının sağlanması için ücret zamlarında enflasyon farkının üzerine ekonomik büyüme paralelinde bir refah payı eklenmek zorundadır. Gelir adaletinin sağlanabilmesi için asgari ücret, tek kişinin geçimi üzerinden değil, bir işçinin ailesinin geçimini sağlayacak geçim ücreti olarak belirlenmek zorundadır ve gelirde adalet olabilmesi için vergide de adalet sağlanmalıdır. Evet, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak bir sistem getirilmek zorundadır. Bunlar yapılmadan belirlenecek olan bir asgari ücretin milyonları açlığa mahkûm edeceği açıktır. Halkların Demokratik Partisi olarak asgari ücretin biz en az 12.500 lira olması gerektiğini savunuyoruz ve yüzde 1'in zenginliği için yüzde 99'un ölümüne çalıştırılmasını asla kabul etmiyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)