| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 06.12.2022 |
MHP GRUBU ADINA FETİ YILDIZ (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakanım, Komisyonun değerli üyeleri; Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini sunmak üzere huzurunuzda bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Adalet Bakanlığı bütçesi konuşulurken elbette yargı kararlarından, cezaevlerinden, tutuklu ve hükümlülerden, infaz sistemlerinden, mahkûm ve yakınlarının isteklerinden, beklentiler ve umutlarından bahsetmek zorundayız.
Sayın milletvekilleri, Osmanlı Türk devletinde kale burçları genellikle hapishane olarak kullanıldı. Karanlık ve nemli oldukları için buralara "zindan" adı verilmişti. İstanbul'da Yedikule, Baba Cafer, Kasımpaşa tersanesi zindanları bunların en meşhurlarıydı. Bugün medeniyetin beşiği olduğunu iddia eden Batı'da mahpuslar o zaman diri diri ateşe atılırken atalarımız, 1859 yılında çıkardıkları Muhakemât Nizamnâmesi'yle modern cezaevlerinin temellerini attı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Türkiye'de 8'i çocuk olmak üzere 384 cezaevi bulunmaktadır. Bu cezaevlerinin toplam kapasitesi 272 bin kişidir.
Hâlihazırda, cezaevlerinde toplam 314 bin kişi hükümlü gözükmektedir fakat bunlardan 82 bin hükümlü, pandemi nedeniyle izinli olarak evlerine gönderilmiştir. Hükümlünün evde geçirdiği süre hapis cezasından düşürülmektedir bildiğiniz gibi. Evde geçirilen bu sürelerin toplam süresi kadar aynı suçlardan kapalı ceza kurumunda bulunan hükümlülerin cezasından da düşürülmesi adalet ve hakkaniyet gereğidir. 15 Nisan 2020 tarihinde yürürlüğe giren, muhalefetin büyük direnciyle karşılaşan Ceza İnfaz Yasası ve Covid izni cezaevindeki bu yoğunluğu önemli ölçüde azalttı.
Sayın milletvekilleri, hapis cezalarının infazında emniyet, güvenlik, disiplin uygulamalarında öncelikli amaç, insan onurunun zedelenmeden mahkûmun toplumla yeniden bütünleşmesidir. İnsanlığın bu gereklerine cezaevi idarelerinin duyarlı olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Cezaevi revirlerinde ilk müdahale ve sağlık için beklediğimiz yararları her zaman sağlamak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, hasta mahkûmların mümkün olabildiğince evlerine veya sosyal rehabilitasyon ortamlarına yakın cezaevlerinde bulundurulması şarttır. Bizim inancımıza göre, yaratılmışların en şereflisi insandır. Tek başına hayatını idame ettirmekten âciz olan yaşlı ve hassas hükümlüler için alternatif infaz uygulamaları yapılmalıdır. Mahkûmların evlerinden yüzlerce kilometre uzaktaki cezaevlerinde tutulmalarının da aileleri için önemli bir zorluk olduğu da ortadadır. Türk milliyetçileri için devlet, ebet müddet ve koruyucu egemenliktir. İnsanlar, inançlı insanlar Dante'nin Cehennemi'nin kapısında yazılı olduğu şekilde "Ey buraya giren, bütün umutlarını kapıda bırak." demez, diyemez; ülkücüler hiç demez. İnsan, saygıyı hak eden bir varlık olarak hayatını idame ettirmek istiyorsa onun şartlarını da yerine getirmek zorundadır.
Değerli arkadaşlar, Yüksek Seçim Kurulu 10 Mayıs tarihinde, Türkiye'de mevcut 122 siyasi partiden 27'sinin seçimlere katılma yeterliliği bulunduğunu açıkladı. Kuruluş sebepleri, motivasyonları farklı olan, hemen hemen çoğu kaybettirme üzerine kurgulanmış, sayıları konusunda ihtilaf bulunan pazarlık partilerinin bulunduğu masa, 28 Kasım günü güçlendirilmiş parlamenter sistem Anayasa değişikliği önerisiyle bir metni kamuoyuyla paylaştı. 2007'de Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesini düzenleyen Anayasa değişikliğine şiddetle karşı çıkanlar, iptal edilmesi için dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le birlikte Anayasa Mahkemesine koşanlar; döne dolaşa bugün Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi teklifine geldi. Hükûmet sistemleri üzerinde az çok bilgisi olan, siyasi tutarlılığı olan bazı insanların, bazı muhaliflerin şaşkınlık içerisinde ve üzülerek bu durumu izlediğini biliyorum, onların hakkını da teslim ediyorum. Yürütme ve yasamanın doğrudan halk tarafından seçilmesine esastan karşı olduğunu bildiğim bazı milletvekili arkadaşların mecburen partisinin görüşü doğrultusunda takiyede sınır tanımadığına da tanık oluyorum.
Değerli arkadaşlar, parlamenter sistemde Cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçilmesinin şart olduğunu biraz utangaç, biraz kaçamak şekilde kapı arkasında birbirlerine fısıldayadursunlar, biz anlatmaya devam edelim. Eğer Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyorsa, Cumhurbaşkanının önemli yetkileri varsa, halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanının yanında yürütme gücünü de elinde bulunduran ve Parlamentonun güvenine dayanan Başbakan ve Bakanlar Kurulu varsa o sistemin adı yarı başkanlık sistemidir; Mahmut Bey, bunu bilmek için Sorbonne hukuk mezunu olmaya gerek yoktur.
Değerli arkadaşlar, bizde bilinenin aksine anayasa çalışmaları Batı'yla birlikte başlamış değildir. Türklerde anayasacılık çok eski tarihlere dayanır. Türklerin ilk yazılı anayasası 735 yılında yazılan Bilge Kağan Yazıtı'dır; Göktürkçe olup 36 maddeden ibarettir; burada devleti, olayları anlatır, öğütler verir; "töre" diye de bilinir bu Anayasa. Medine Vesikası'yla benzer hükümler taşıması, o hükümleri içermesi nedeniyle Türklerin aynı tarihlerde kitleler hâlinde İslamiyet'i seçmesinde etkili olduğu da söylenir.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin on dokuz ay önce cumhuriyetimizin 100'üncü yılında cumhuriyetin kurucu değerlerine, milletimizin egemenlik haklarına saygı ve bağlılığın gereği olarak 4 kısım ve 100 maddeden oluşan anayasa önerisini Genel Başkanımız milletimizle paylaşmıştı. Bu anayasada başlangıç kısmına "Allah'ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk milleti" düsturuyla giriş yapılmıştır. Devletin şekli ve nitelikleri aynen korunarak 1'inci maddede ele alınmış, maddenin son fıkrasında da "Bu madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez." denmiştir. Temel hak ve hürriyetlerin kapsamı, taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi baz alınarak kanunla belirlenmesi şartına bağlanmıştır. Hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu yaklaşımı, gerçek anlamıyla buluşturulmuştur.
Meclis Başkanına, tarafsız konumuyla millî uzlaşma sağlama ve siyasi krizlerde ara buluculuk işlevi yüklenmiştir. Milletvekilliğinin düşürülme sebepleri ve belirsizlikler ortadan kaldırılmıştır. Başkanlık sistemi, yeni anayasa bütünlüğü içinde kurumsal yapıya kavuşturulmuş; Başkanla birlikte iki yardımcısının seçilmesi öngörülmüştür. Başkanlık kabinesi, anayasal statüye dâhil edilmiş ve başkanlık hükûmet programının Meclise sunulması yöntemi getirilmiştir. Üniter devlet ilkesi anayasada açıkça yer bulmuş ve idari yapıda il esası korunmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı "diyanet kurumu" olarak yeniden yapılandırılmış, Yüksek Öğrenim Kurumunun teşkilinde Türkiye Büyük Millet Meclisine büyük yetkiler tanınmıştır. Yeni bir kurum olarak "liyakat kurumu" önerilmiş ve Türkiye Merkez Bankası, anayasal kuruluş hâline getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi de özel bir statüye kavuşturulmuştur. Yüce Divan yargılaması ve siyasi parti kapatma davaları "yüce divan" adıyla oluşturulacak yeni bir mahkemeye verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin burada görevlerini, yükünü, ağırlığını anlatmamız bu zaman dilimi içerisinde mümkün değil zaten, şunun şurasında üç dakika kaldı, onun için buraları biraz hızlı geçerek asıl anlatacağımız şeylere gelelim.
Değerli arkadaşlar, kırk yıldan beri ülkemize, insanımıza saldıran bölücü terör örgütü PKK'nın asıl sahiplerinin kim olduğunu bütün dünya biliyor. ABD bütçesinden her yıl terör örgütü PKK/PYD'ye milyonlarca dolar yardım yapılıyor; terör ve terörist, insanların gözünün içine baka baka finanse ediliyor. Parasını peşin ödediğimiz silahlar bir bahane yapılarak ülkemize verilmezken Pentagon tarafından terör örgütüne hibe ediliyor.
Her fırsatta Türk devletine, Türk milleti aleyhine ahlaksızca sözler sarf eden Coni, vahşet ve zulüm arıyorsa tarihine baksın diyoruz. Amerikan tarihi ve Amerika Kıtası'ndaki 286 farklı köken ve halktan 100 milyon yerlinin 18'inci yüzyılın başından itibaren nasıl katledildiğine baksın. Hiçbir hormonlu sözcük, göçmenler ülkesi Amerika'nın yerli halkları katlederek kurulduğu bir ülke olduğu gerçeğini değiştiremez. Hakeza, Fransa da öyledir; sömürge imparatorluğu Fransa da yaptığıyla hâlâ eli Afrika'nın içindedir, katliamlar yapmakta, darbeleri finanse etmektedir.
Değerli arkadaşlar, ihaneti bir meta gibi pazarlayan odaklar, Cumhur İttifakı aleyhine sürekli yalan haberler üretiyor. Duygusal olarak yoğun, dikkat çekici, büyük ölçüde görsel unsurlarla harmanlanarak hazırlanan yalan haberler, demokrasiyi tahrip ediyor. Yalancılar her zaman vardı ama eskiden siyasi yalanlar ve bunu söyleyenler genellikle tereddüt ederek, kaygı duyarak, bir parça suçlulukla, en azından az mahcubiyetle dile getirirlerdi; bugün siyasi parti görünümlü yalan üretim merkezleri inşa edildi. Dezenformasyon yasası ve yalan haber karşıtı mücadele yasası tartışmalarında, Teyo Pehlivan'a, Köşk Emin'e, Kırkyalan Çapan'a rahmet okutacak sözler söylendi.
Değerli arkadaşlar, ancak biz iş birlikçilere, yeni mandacılara, terör örgütünün elinde tutsak olanlara karşı, durmadan, duraksamadan kutlu yolumuza devam edeceğiz. (MHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FETİ YILDIZ (Devamla) - Sayın Başkan, ne kadar müsaade edersiniz bilmiyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Yıldız.
FETİ YILDIZ (Devamla) - Bir iki dakika...
BAŞKAN - Bir dakika sadece, tamamlayalım lütfen.
FETİ YILDIZ (Devamla) - Sayın Genel Başkan Yardımcımız Kalaycı'nın anlattıklarının üstüne fazla şey söylemek istemiyorum ancak 6'lının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bir siyasi partiyi kapatma davası açılabilmesini Türkiye Büyük Millet Meclisinin nitelikli çoğunluğunun izin şartına bağlaması... Bir an için bu teklifin kanunlaştığını düşünelim; Anayasa'nın tüm hükümlerini ayaklar altına alacak bir çoğunluk partisine karşı dava açabilmek mümkün olur mu ya da aynı ittifak içerisinde bulunan partiler diğeri aleyhine olacak tasarruflara kayıtsız kalabilir mi? Hangi hukuk mantığıyla bu yapıldı, bilemiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yıldız.
FETİ YILDIZ (Devamla) - Yani bildiğim şudur: Bazı arkadaşların vicdanlı olduğu, bunu kabul etmediğidir.
Sözlerimi burada bitirirken bütçemizin hayırlara vesile olmasını diler, hepinizi saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)