GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:32
Tarih:08.12.2022

HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Çalışma Bakanlığını konuşacağız ama Çalışma Bakanı yerinde değil.

Sendika yetkisi aldıkları hâlde iradeleri tanınmayan ve greve çıkan Soho House Otel işçileri; mobbinge, iş yerinde şiddete direnen Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri; işlerini isteyen İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı evde bakım ve sağlık işçileri nezdinde hak arayan, mücadele eden tüm işçileri, emekçileri, kadınları, değerli halklarımızı burada selamlıyorum.

Dünya artan eşitsizliklerle, göçlerle, bölgesel savaşların yarattığı yıkımlar, salgınlar, işsizlik ve yoksullukla boğuşuyor. Halklar baskıcı ve sömürücü otokratik rejimlere karşı seslerini yükseltiyor. Ağır sömürüye, özgürlüklerin gasbedilmesine ve elitlerin bolluk içinde yaşamasına isyan dört bir yanda büyüyor. Halklar soyguncu düzenlere karşı ayağa kalkmakta ve "Bizden çaldıklarınızı geri alacağız." demektedir.

Erdoğan Türkiyesi de farksız değildir. Türkiye'yi Sefalet Endeksi'nde 156 ülke içerisinde 1'inci yaptınız ve Türkiye yine gıda enflasyonunda -işte burada görüldüğü gibi- 1'nci sıradadır, gıda enflasyonu yüzde 99.

Türkiye, bir işçi mezarlığına da dönüşmüştür. Günde en az 6 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirirken iş cinayetlerinin en az 6 katı kadar ölümlü meslek hastalığı yaşanmaktadır. Bakanlığınız meslek hastalıklarını önlemediği gibi bir de gizlemektedir. Bu meslek hastalıklarını gizlemeniz SGK'ye ölüm aylığı, malulen emeklilik faturaları çıkmasın diye mi soracağım ama Bakan yerinde yok.

Türkiye'de 12 Eylül askerî darbesinden bu yana patron, hükûmet, sarı sendika arasında kurulan simbiyotik bir ilişkiyle kölelik düzeninin tek amacı sermaye biriktirmektir. AKP'nin derdi zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmaktır. Bakın, Türkiye'nin en büyük sorunu işsizlik sorunu. Geniş tanımlı işsizlik 7,5 milyonu aşmıştır ve bu sorun ne göçmenler yüzündendir ne mülteciler yüzündendir ne de söylendiği gibi millet iş beğenmiyor. Bu ucuz emek rejimi işsizliği yaratan gerçek nedendir. İşsizlik Fonu'ndan işsizler yararlanmasın diye barajlar, engeller, şartlar koyuyorsunuz; İşsizlik Fonu'nu da patronlara veriyorsunuz. Merak ediyorum, işsizlerin İşsizlik Fonu'na erişebilmek için nakliye yollarını, ana arterleri işgal etmesi mi gerekiyor? "Asgari ücrete dair hayal değil gerçekçi olalım, yüzde 50 fazla." diyorsunuz. Ne hayali? Siz, Türkiye büyürken, gelirleri zenginlere, sermaye sınıfına verirken hiç bu hayalden bahsetmiyorsunuz. Emeğin millî gelirden aldığı pay AKP döneminde düşmüştür. Kaldı ki bölgesel eşitsizlikler yüzünden asgari ücretin altında ücret alan çok sayıda, milyonlarca işçi vardır. Bu nedenle, asgari ücret temel ücret oldu diyebiliyoruz. Asgari ücret en az 12.500 lira olmalıdır, çözüm bütçesinde biz bunun teklifini verdik.

Yine, AKP'li yıllarda emeklilik daha geç ve daha güç oldu. Emekli aylığı bağlama oranlarını düşürdünüz. Emeklileri, neredeyse, 19'uncu yüzyılda yoksul Japonya'da yaşlı köylülerin bırakıldığı Narayama Dağı'na götürüp bırakacaksınız. Hiç 3.500 lirayla bir ev geçinebilir mi acaba? Kusura bakmayın ama ellerinizde işçinin kanı, teriyle gelip bir de bize burada ahkâm kesiyorsunuz. Yeri geliyor, antiemperyalistliği de hatta Sayın Vedat Bilgin'in bütçe görüşmesinde yaptığı gibi antikapitalistliği de kimseye bırakmıyorsunuz. Buna sol jargonda "oportünizm" denir ve sevgili Doktor Hikmet Kıvılcımlı oportünizm için şöyle demiştir "Oportünizm Nedir?" kitabında: "İşçi sınıfı yerine bir avuç elitin çıkarlarına hizmet etmek demektir. Kısaca oportünizm, sözün işe uymaması demektir."

Bu bütçe çocukların bütçesi değildir. Asgari 700 bin, bazı raporlara göre 2 milyon çocuk işçi bulunuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ve kayıtsız, güvencesiz, mevsimlik çalışan bu çocuklar tarlalarda, iş yerlerinde, iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Bunlar daha çocuk. Peki, nerede çocukların yüksek yararını gözeten bütçe" diye burada soruyoruz. Savaşa ve faize pay ayrılırken neden çocuklara pay ayrılmamaktadır?

Seçimlerin yüzü suyu hürmetine EYT'lilere de paket açıyorsunuz. EYT'lilerin kazanılmış haklarına sakın dokunmayın, insana yakışır emeklilik ücretleriyle EYT'lilerin haklarını verin.

Bu bütçede savaşa ve faize 1 trilyona yakın kaynak aktarırken ne yazık ki kadınlara kaynak aktarılmamıştır. "Kadınlara bütçe" diyoruz ve kadınların yaşamını, emeğini savunuyoruz. "..."(*) diyerek sözlerimi bitiriyorum. (HDP sıralarından alkışlar)