GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:33
Tarih:09.12.2022

HDP GRUBU ADINA ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin yirmi yıllık iktidarında adaletten, hukuktan, şeffaflıktan, kamu yararından yoksun birçok icraata tanıklık ettik, ediyoruz. Bunun en açık örneklerinden biri de iktidarın hazırladığı 2023 bütçesidir çünkü bu bütçe derinleşen ekonomik kriz nedeniyle emekçilerin, gençlerin, kadınların, yoksulların, esnafın içinde bulunduğu durumun aksine, israfın, şatafatın, lüksün kol gezdiği sarayda hazırlanmıştır. Bu bütçede sayıları 10 milyonu geçen engellilere, milyonlarca emekçiye, kadınlara, gençlere, öğrencilere, çocuklara ve çiftçilere yer verilmemiştir. Bu bütçe saray, savaş, yandaş ve seçim odaklı hazırlanan bir bütçedir. 2022 yılında 230 milyar TL askerî harcamalara gitti. 2022 yılına göre yüzde 100 artışla 2023 bütçesinde 460 milyar TL askerî harcamalara ayrılmıştır. Bu bütçede 8 TL'nin 1 TL'si savaşa gidecektir. Oysaki İmralı'yla müzakerelerin yürütüldüğü 2013-2015 yılları arasında 2014 yılındaki silahlanma ve güvenliğe ayrılan bütçe 2023 bütçe teklifine ayrılan bütçenin onda 1'inden daha az olan 45 milyar TL'ydi. Bu nedenle biz savaşa, talana, yoksulluğa, cinsiyet ayrımcılığına karşı bu bütçeye hayır diyoruz.

Değerli milletvekilleri, gelirlerinin yaklaşık yüzde 84'ü halkın vergilerinden sağlanacak olan 2023 yılı bütçesinden 181 milyar 86 milyon TL'nin ayrıldığı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesinde, seçim bölgem Muş'taki ulaşım sorunlarına değineceğim. Varto ilçemize bağlı 20 köy yolu, Alparslan-2 Barajı'nın inşaatı nedeniyle iki yıl önce sular altında kaldı. Güzergâhı değiştirilen yolun 9 kilometrelik kısmı iki yıldır yapılmadı, yurttaşlar mağdur. Bakanlığınız, önergemize verdiği cevapta "Kalan kısmın yapımı, barajı yapan firmanın uhdesindedir." diyerek sorumluluğundan kaçmıştır. Yine, Malazgirt, Bulanık ve Korkut ilçelerimizdeki yolların durumu da bundan pek farklı değil. Ayrıca, Muş Otogarı esnafı da iflasın eşiğindedir; daha önce günde en az 15 otobüsün çıktığı otogardan, artan maliyetler nedeniyle, bugün, firmalar birleşerek ancak 3 otobüs çıkarabilmektedir. 2021 yılı Ağustos ayında 150 TL olan Muş-İstanbul otobüs bileti bugün 700 TL'dir. Muş Alparslan Havaalanı'nda da durum pek farklı değil. Muşlu ve Bitlisli yurttaşların yoğunlukta kullandığı havaalanından sadece Ankara, İstanbul ve Bursa'ya sınırlı sayıda uçuşlar yapılmaktadır, halk hem maddi hem de manevi olarak mağdur durumdadır. Bakan, Bütçe Komisyonu görüşmelerinde 2053'te hızlı trenle yıllık 270 milyon yolcunun taşınacağını ifade etmiştir. Otuz yıl sonrasının hesabını yapan Bakana hatırlatmak istiyoruz: Muş'ta demir yolunda sinyalizasyon sistemi gibi gerekli önlemler alınmadığı için son yedi yılda 4 tren kazası yaşanmış, 5 kişi hayatını kaybetmiş, 4 kişi de yaralanmıştı. Sayın Bakan, gerekli önlemleri ne zaman alacaksınız? Herhâlde bugün almanız gereken önlemleri de otuz yıl sonrasına ertelemeyeceksiniz. Ayrıca, Bakanlığınıza bağlı telekomünikasyon kapsamında haberleşme hizmeti sağlamakla yükümlü olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna bu bütçede 13 milyar 375 milyon lira ayrılmıştır. Ancak, internete erişim sorununun yaşandığı yerlerden biri de Muş'tur. BTK'nin verilerine göre, internet erişimi için 2021 yılında çekilen fiber optik kabloda Muş sondan 2'nci sıradadır.

Değerli milletvekilleri, günlük yaşamımızın temel bir ihtiyacı hâline gelen internet, bilgi akışı ve habercilik faaliyetleri açısından önemli bir mecradır. Elektronik haberleşmede düzenleme ve denetleme faaliyetlerini yürütmekle sorumlu olan BTK ne yazık ki iktidarın talepleri doğrultusunda toplumun internete erişimini engellemektedir. Bunun en açık örneği ise 13 Kasımda 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 81 kişinin yaralandığı İstiklal Caddesi'ndeki katliamdan sonra BTK'nin aldığı karardır. Bant daraltma kararıyla bilgi akışını ve habercilik faaliyetlerini engellemiştir.

BTK'nin bağlı bulunduğu Ulaştırma ve Altyapı Bakanına buradan soruyoruz: Bu kararın alınmasını sizden kim, neden talep etti? Hukuki dayanağı nedir? Bu kararla hangi kamuoyu amaçlanmıştır? Yoksa Rojava'daki Kürtlerin kazanımlarını hedefleyen, düşman gören, şiddet ortamını artıran iktidarın BTK'nin bu kararına ihtiyacı mı vardı? Çünkü gerçeklere karşı sansüre ihtiyaç duyan, umut bağlayan bir iktidarla karşı karşıyayız.

Değerli milletvekilleri, sansür yasasıyla birlikte gazetecilere yönelik saldırılar da artarak devam etmektedir. Dicle Fırat Gazeteciler Derneğinin verilerine göre son iki ayda 14 gazetecinin evine baskın düzenlenmiş, 22 gazeteci gözaltına alınmış, 20 gazeteci kötü muameleye maruz kalmış, 13 gazeteci hakkında toplam otuz bir yıl yedi ay yirmi dört gün hapis cezası verilmiş, 90 habere de erişim engeli getirilmiştir. Bugün cezaevinde 17'si kadın 87 gazeteci bulunuyor ve bu gazetecilerin 26'sı son altı ayda tutuklandı. Ayrıca, İstiklal Caddesi'ndeki saldırıyı gerekçe göstererek 20 Kasımda kuzeydoğu Suriye'ye yönelik Türkiye'nin hava saldırılarında haber takibi yapan Hawar Haber Ajansı muhabiri İsam Abdullah yaşamını yitirmiş, Muhammed Cerade yaralanmıştır.

Tekçiliğe ve faşizme karşı hakikat kalemini yere düşürmediği için şu an cezaevinde, sürgünde olan başta kadın gazeteciler olmak üzere tüm özgür basın emekçilerini buradan selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, iktidarın seçime giderken Türkiye halklarının yararına söyleyebileceği bir sözü kalmamıştır çünkü bu bütçedeki amacı halkların yaşamını kolaylaştırmak, refahını yükseltmek değil, yandaşlarını ihya etmek ve kendi sermaye rejimini sürdürmektir. Değerli halklarımız, iktidarın getirdiği bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Bu nedenle HDP olarak halklardan, ezilenlerden, kadınlardan, gençlerden, barış, adalet ve demokrasiden yana olan çözüm bütçemizin tek çözüm olduğunu ifade ediyorum, Genel Kurulu selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)