| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 06.03.2013 |
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; öncelikle sorular için de teşekkür ediyorum.
Ben, seri bir şekilde cevaplamaya çalışacağım. Türkiye'de 21 tane elektrik dağıtım şirketi var, AŞ var ve ulusal tarife ve bölgesel tarife arasında bir seçim yapıldı. Normalde 31/12/2012'ye kadar ulusal tarife vardı ve bu sürenin uzatılıp uzatılmayacağı yine Genel Kurulun gündemine getiriliyor. Bu, şu demek, malum: Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a varıncaya kadar bütün elektrik fiyatlarının sabit olduğu ve her bir bölgede bu şekliyle fiyata devam edileceğini söylüyor. Bu, ulusal tarife.
Bölgesel tarife: Yine, bildiğiniz gibi bu 21 tane şirketin kayıp kaçak oranları ve performans değerleri dikkate alınarak fiyatlama mekanizması oluşturuluyor. Türkiye şu anda buna hazır mıdır, değil midir diye düşündük; Türkiye'nin şu anda buna hazır olmadığını gördük. Bunun birkaç tane sebebi var. Yani, aynı il içerisinde, diyelim ki Eskişehir'in içerisinde bir kişinin 42 kuruştan kullanıp yanındaki Bilecik'in de 21 kuruştan kullandığı bir ortam çıkabilecek veya başka illerle alakalı bu örnekleri çeşitlendirmek mümkün. Asıl amacımız, şu anda kayıp kaçakta doğru bir yöne doğru gidiyoruz, hedeflerimiz doğru. İki tane bölgeyi -yine birazdan açıklayacağım- Dicle ve Van Bölgesi'ni çıkarttığımızda?
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Ayrı bir yer mi Sayın Bakanım orası, nasıl çıkarıyorsunuz?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - ?Türkiye'nin kayıp kaçak ortalaması toplam yüzde 9,4'tür. Bu, şu demek: Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ortalamasından daha düşük demektir. Demek ki doğru iş yapıyoruz ama nerede eksik yapıyoruz? Bu iki bölgeyle alakalı ve birisinde 6 tane ilimizi ilgilendiren noktalarda Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir kayıp kaçak oranı var. İzlenen usul doğru bir usuldür, izlenen yöntem doğru bir yöntemdir ama bunların bu illerde mutlaka daha da net bir şekilde uygulanabiliyor olması lazım.
Sulama birlikleriyle alakalı hususlarda yeni bir yapılandırma yapıp yapmayacağımız soruldu milletvekili arkadaşlarımız tarafından. Değerli arkadaşlar, 2,6 milyar TL'lik bir borç birikmişti çiftçilerimiz ve sulama birlikleri tarafından ama ne yazık ki biz faizleri tamamen affediyor olmamıza rağmen, paranın aslını alacağız demiş olmamıza rağmen şu ana kadar yaklaşık yüzde 25'ler civarında toplam miktarın yüzde 25'leri civarında bir yapılandırma müracaatı oldu. Bundan sonra takdir edersiniz ki adaleti tesis etmek açısından da bizim şu anda asıl paraları affetmek gibi bir yetkimiz olmaz. Bu, yetkimiz olsa da doğru da olmaz ve yeni bir yapılandırmayı da bu manada düşünmüyoruz. Şu anda bize borcu olanların? Özellikle faizleri affedilmiş ve otuz altı aya kadar varan vadelerle borçlarını ödeyen çiftçilerimiz var, buna devam eden çiftçilerimiz var; kendilerine bu vesileyle teşekkür ediyoruz.
"Güneş enerjisi ucuz mudur? Destek verecek miyiz? Yeterince ucuz değil midir?" Dünyadaki teknoloji hızla ama hızla geliştiği için güneşteki maliyetler azalmaya devam ediyor. Normalde 2 dönüme, 2,5 dönüme 1 megavat yapılırken şu anda 1 dönümlere kadar inmeye başladı 1 megavatlık güneşin yer aldığı, kapsadığı alan. O açıdan bizler ayrı bir destek vermeyi düşünmüyoruz ancak on yıl süreyle güneş enerjisinden üreten herhangi bir yatırımcının 13,3 dolar sentlerle alınmasını, eğer serbest piyasada satamıyorsa, bu piyasayı değerlendiremiyorsa mutlaka kamu tarafından alınmasını temin edecek bir kanun çıkartmıştık, yine hep beraber, desteklerinizle beraber.
Tabii ki elektrik faturalarında fon, vergi, BTV, TRT her türlü fon ve harçlarla alakalı konuda, aynen yazıda belirttiğimiz gibi bizim asıl amacımız bunların kısmen veya tamamen kaldırılmasına dönük yapılardır, çalışmalardır. Şu anda benzin veya mazotta 100 liralık bir faturanın yaklaşık 62 ilâ 68 TL arasında verginin kapladığı. Yine, elektrik faturalarında hemen hemen 40 TL'ye yakın da verginin olduğu, BTV, ÖTV, KDV her türlü, TRT'yle alakalı da fonları da bahsederek söylüyorum? Dolayısıyla, bunların bir bütün şeklinde bu kararların alınması lazım ama en nihayetindeki amacımızın da bu olduğunu bir kez daha tekrar etmek isterim.
Bu kadar doğal gaz lisansı, bu kadar ithal enerjiyle alakalı gerek 65 bin gerekse 26 bin megavatlık EPDK'dan alınan lisansların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğiyle alakalı konu soruldu. Tabii ki bunların hepsinin gerçekleşmesi şu anda mümkün görünmüyor. Kaldı ki, 31 Haziran 2012'den itibaren doğal gaz santrallerinin üzerindeki teşvikleri kaldırdık arkadaşlar. Bu hem ithal enerjiyi çok özendirmemek açısından hem de yerli kömür kaynaklarımızın daha çok kullanılabilmesini teminen yerli kömüre teşvik verdik, yerli kömürden üretilecek elektriği üretecek kömür santrallerini de yine teşvik kapsamı içerisine aldık. Özel sektör bakacak: Piyasa nereye doğru gidiyor? O rekabet ortamında kendileri neler yapabilir? İleriye dönük rekabet gücü var mıdır yok mudur? Uzun vadeli neler yapabilecek? Tabii ki bunları hesap ediyor.
Bizim amacımız doğal gazın elektrik üretiminde kullanılmasından daha ziyade hep beraber bu çevre kirliliğinden kurtulduğumuz ve temiz havaya ulaştığımız şehirlerde ısınma amaçlı kullanılmasının, yine, benzer bir şekilde sanayide üretimdeki enerji kaynağı olarak kullanılmasını doğru buluyoruz. Bu manada yaygınlaştırmaya gayret ediyoruz. Sayın Başbakanımızın bu konudaki görüşleri, açıklamaları, beyanları kamuoyuyla paylaşıldı. 81 ilimizde, her ilimizde fizibıl olmasa bile buna devam etmek olacak. Ama doğal gaz santrallerinden yine aynı şekilde, elektrik üretiminde çok fazla faydalanmayı düşünmüyoruz.
Yapacağımız ve kararlılıkla yürüttüğümüz nükleer güç santralleriyle beraber, nükleer güç santrallerinin devreye girmesiyle beraber bir tanesinin 40 milyar kilovat saat civarında elektrik üreteceğini biliyoruz. Aynı şekilde, bunu doğal gazdan üretebilmek için 3,6 milyar dolarlık bir doğal gaz ithalatının durdurulacağını hep beraber göreceğiz. Dolayısıyla, biz nükleer güç santrallerini Atatürk Barajı gibi, Keban gibi, Karakaya gibi barajların yerine değil -onları özelleştirmeyi düşünmüyoruz, onlar kamunun elinde kalacak- ama aynı şekilde bunları doğal gaz santrallerinin yerine kullanmayı düşünüyoruz. Dolayısıyla, hem ithalata olan bağımlılığımızın daha da azalacağını hem de nükleer güç santralleriyle alakalı sanayileşmede bir segment atlayacağımızı biliyoruz.
Önemli bir soru soruldu, tabii diğerlerinde olduğu gibi, dönemsellik ve çiftçilerimizin ödeyeceği aylık faturalarla alakalı.
Değerli arkadaşlar, 1994 yılından bu tarafa her üç ödeme şekli de çiftçilerimizle paylaşıldı. TEDAŞ'ın yönetim kurullarından aldığı karar, öncelikle bir yıllık -dönem de değil- bir yıl sonunda çiftçilerimizin bunu ödemesiyle alakalı. Biz 42 tane sulama kooperatifimizle beraber toplantı yaptık, "Nasıl bir ödeme istersiniz?" dedik. Bir yılda ödenen elektrik faturalarının kendilerine çok ağır geldiği ve ödenmekte güçlük çekildiği söylendi. Peki, o zaman, ne yapmak lazım? Yine kendilerinin çözüm önerilerinden bir tanesi de aylık ödemelerle alakalıydı. Bundan daha önce de, dönemsellikle alakalı ödeme planları vardı. Her üçü de uygulandı. Ama bundan daha öte, her birinden de vazgeçme eğilimleri oluştu. Bu karar, yalnızca kendimizin değil, aynı zamanda sulama kooperatifleri ve sulama birlikleriyle beraber aldığımız bir karardı. O yüzden, şimdi, tekrar, bundan vazgeçmeyle alakalı konunun ne kadar sonuç vereceğini, yine, biraz daha tartışmak lazımdır diye düşünüyorum.
Nükleer santrallerin Akkuyu ve Sinop'taki gelişmelerinden sual edildi. Akkuyu'da, şu anda, zemin düzeltmeleriyle alakalı, zemin etütleriyle alakalı ve Fukuşima'dan sonra güvenlik sistemlerinin artırılarak, hatta bir yıllık bir gecikmeye de yol açabilecek şekilde, 11 temel başlıkta 88 tane ayrı düzenleme daha yapılıyor. Hiç şüphesiz ki, inşallah, orası, Türkiye'nin en güvenilir yapısı olacak, riski en az binalardan bir tanesinin olmasına gayret ediyoruz. Tabii ki bizim görebildiğimiz fay hattı normalde orada yok ama şirket -proje şirketi- bütün fay hatlarıyla alakalı yeni bir çalışma başlattı. Parayı oraya koyacak olan, finanse edecek olan, yapacak olan o şirket. O yüzden -biz de bununla alakalı herhangi bir kısıt koymaksızın- hangi araştırmaları yapmaları gerekiyorsa o araştırmaları yapacaklar ve ona göre de inşaatlarına başlayacaklar. Orada bir de köy kurulması düşünülüyor, büyük bir köy. Yaklaşık 12 bin nüfusa hitap edebilecek ve hem oradaki çalışanların bu inşa süresi içerisinde -montaj süresi içerisinde- çalışabilecekleri projeleri hazırlanmış böyle şirin bir köy inşa edilmesi bekleniyor, bütün sosyal donatılarıyla beraber. Akkuyu öylesine devam ediyor.
Sinop'ta ise, en son biz 2012 Aralık ayının sonunda bunu açıklayabileceğimizi söylemiştik ama her açıklama öncesinde diğer bir ülkenin, diğer bir şirketin oluşturduğu rekabetten dolayı daha farklı fiyatlar verme, daha farklı şartlar öne sürme ihtiyacını hissettiklerini gördük. Bu, Türkiye adına sevindirici bir şey, Türkiye'de bu fiyatların rekabet ortamında oluşması adına iyi bir şey. O açıdan, şu anda ülkeler buna devam ediyorlar. Ancak, dört ülkeyle başlamıştık, Kanada bu yarıştan biraz daha koptu diyebiliriz. Şu anda bu rekabet ortamına çok fazla katılabildiklerini söyleyemeyiz. O yüzden eğer kendilerinin son anda farklı bir teklifleri olmazsa Kanada'nın şu anda, bugün itibarıyla, yarıştan biraz koptuğunu ifade etmem gerekiyor.
Kayıp kaçak oranlarının en yüksek olduğu iki bölgemiz var yine bahsettiğim gibi, bir tanesi Dicle. Bu Dicle'de Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Bingöl gibi illerimiz var. Bu illerimizdeki kayıp kaçak oranlarının toplamı yüzde 72'ler civarına çıktı. Tabii ki bu çok yüksek bir rakam bizim için, kabul edilemez bir rakam. Oradaki bir kısım idari kadroları değiştirdik ama kaçak kullanımla alakalı, biz oraya elektriği kesmeye gittiğimizde güvenlik güçlerimize dahi bir kısım darbedici bazı fiiler oluştu. Bunları çok doğru bulmadığımızı sayın valimiz aracılığıyla da? Tekrar oraya kesmeye gittiğimizde, bunun ciddi bir mücadele gereği olduğunu kendileri söylediler. O yüzden, bu manada bizim herhangi bir tahammülümüz yoktur. Dürüst, zamanında ödeyen vatandaşlarımızın faturalarını korumak açısından da biz bunları tahsil etmek durumundayız. Gittik, birçok açıdan da bunları açıkladık, izah ettik ve doğru olmadığını hem kul hakkını hem de devlet hakkını içerdiğini, bunları söyledik.
Tabii ki 21 tane hem doğal gaz hem de elektrik dağıtım hizmetleriyle alakalı ihale bedelleri, bunların taksitlendirilmesi, ödemeyenler var mı, bunların hangi oranda ödediklerine dair bir tablo sunmamız lazım. Burada süremiz bunlar için yetmez ama o tabloyu hazırlatıp, isteyen arkadaşlarımıza da sunabiliriz.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Soru içinde soru? Cevap ver!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - TETAŞ'ın yine yüzde 14,8'le alakalı, indirim yaptığında bunlar nasıl müşteriye yansıdı, nasıl yansımadı, hangi gerekçeyle kurumlar arasında bunlar yapıldı? Tabii ki bunları da ayrıca sunmamız lazım. Eğer vaktim varsa bunları da anlatabilirim.
Şimdi, 2012 yılı değerleri itibarıyla Şırnak, Mardin, Diyarbakır?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.