| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 09.12.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 bütçesi üzerine İYİ Parti adına söz aldım, selamlarımı sunarım.
Konuşmama geçmeden önce, salı günü burada Trabzon Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Örs'e yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Hepimizin şahit olduğu, inanılması zor bir kabadayılık gösterisinde bulunan milletvekilinin pişmanlık duyduğunu ifade ederek özür dilemesinin Meclisin itibarına uygun düşeceğini hatırlatırım. Bilmiyorsa öğrenmesinde fayda var; İYİ Parti cesurlar hareketidir, Genel Başkanımız Sayın Akşener'in önünü kesmek için her türlü zorluk çıkarıldı, tehditlere aldırmadan hepsini aşarak bugünlere geldik. Yufka yüreklilerle çetin yolların aşılamayacağını bilen milletvekillerimiz ve teşkilatlarımızla birlikte çok sevdiğimiz ülkemizi yönetmeye az kaldığına olan inancımızı paylaşmak isterim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bütçeleri hakkında konuşacağım.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı tarafından yapılan sunumda genellikle 2053 yılına ait hedefleri dinledik. 2023 hedeflerinin tutmadığı, daha önce açıklanan hedeflerin yarısına bile erişilemediği göz önüne alındığında, bu bütçede sadece algı yaratmak için 2053'e vurgu yapılmasının ve başarı masalları anlatılmasının sebepleri anlaşılmaktadır.
Karayolları Genel Müdürlüğünün son yıllardaki bütçe ödeneğinin başlangıç ödeneğine göre hep büyük sapmalar gösterdiği, ödenek aktarmalarının yüzde 70'lere çıktığı görülmektedir. Artan ödeneklerin yandaşlara aktarılmış olduğu iddiaları cevapsız kalmaktadır. Diğer taraftan, uzun yıllardır inşaatı devam eden, ne zaman bitirileceği belli olmayan kara yollarına yeterli miktarda ödenek ayrılmadığı görülmektedir. Son yıllarda sıkça görüldüğü gibi, bazı yollar açıldıktan kısa süre sonra çökmektedir, çöken bu yolların yeniden yapılma bedellerinin nasıl karşılandığı bilinmemektedir. Denetim yollarının işletilmediği, Sayıştay bulgularına önem verilmediği için, kamuoyunda yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmediğine inanılmaktadır.
Bilgi teknolojilerinde ciddi bir ilerleme kaydedilememiş, 2023 hedefinin çok gerisinde kalınmıştır. Teknoloji üreten ülkeler arasına girmekten uzakta, teknoloji kullanan ülkeler arasında bile gerilerdeyiz; oysa, ekonomik kalkınmanın yolu teknolojiden geçmektedir. Cumhurbaşkanı Yardımcısının bütçeyi sunuş konuşmasındaki "E-devlet hizmetleri, yapay zekâ, bulut, büyük veri, nesnelerin interneti, blok zincir ve dijital ikiz gibi teknolojilerle şekillenen dijital Türkiye'nin bütçesidir." cümlesini ciddiye almak mümkün değildir; bunun için bütçede ayrılan ödeneğe bakmak kâfidir.
Türk sivil havacılığının güvenliğini sağlayan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü denetçilerinin denetlemek üzere gittikleri işletmeler tarafından ağırlandığı, yol ve konaklama masraflarının karşılandığı iddiaları cevapsız kalmıştır.
Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sunuş konuşmasında icraatlarını anlatırken "Söylediysek yaparız." diye iddialı bir cümle kurmuştur. Aynı konuşmada, bu cümleden önce "Ekonomiyi büyütüp kişi başına düşen millî geliri 10 bin doların üzerine çıkarıyoruz." dedi. Sayın Oktay ya iktidarın daha önce iddialı şekilde ortaya koyduğu hedeflerini bilmiyor ya da "2023 Lider Ülke" hedeflerini ortaya koyanları ciddiye almıyor. Hatırlatmak isterim, kişi başına düşen millî gelirin bu bütçede 25 bin dolar olması gerekiyordu; o, hâlâ 10 bin doların üzerine çıkmaktan bahsediyor. 10 bin dolar sadece hedefin yüzde 40'ıdır. Aslında, Sayın Oktay her konuda başarı masalları anlatarak iktidar adına algı yaratmaya destek de verdi fakat benzer üslup iktidar mensuplarının hepsinde görüldüğü için acaba konuşma metinleri Külliye'deki tek merkezde mi hazırlanmaktadır diye de düşünmüyor değilim.
Değerli milletvekilleri, bütçe teklifini incelerken dikkat ettiğimiz en önemli husus Türk insanının refah seviyesini artırmaya dönük hangi kalemlerin yer aldığıdır. Diğer bir husus da devletimizin güçlenerek ileriye gitmesini sağlayacak hangi yatırımların planlandığıdır. Ne yazık ki her iki hususta da vatandaşlarımızı aldatmaya yönelik algı yaratmaktan başka bir şey yoktur.
Bütçe gelirleri arasında dikkatimizi çeken bir kalem var ki o konunun üzerinde özellikle duracağım. "Harçlar" başlığı altında 107 milyar lirayla bu kalem gelir tarafında önemli bir yer tutmakta ve gelirin yarısından fazlasını tapu harçları oluşturmaktadır. Bütçeye katkısından dolayı memnuniyet duyarız ancak burada yabancılara konut satışlarıyla ilgili şaibeli bir durum vardır. Yakın coğrafyamızdaki kargaşa ve savaşlar gibi bilinen sebeplerle yabancılara konut satışları son yıllarda hızla artmış ve yıllık 60 bin sayısına ulaşmıştır. Bu satışlarla ülkemize büyük bir döviz girdisi sağlanmaktadır. Aynı zamanda, değeri 400 bin doların üzerinde taşınmazı satın alanlara Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmektedir. Ne var ki bu tapu işlemlerinin kâğıt üzerinde beyan edildiği gibi değil, çok düşük bedellerle gerçekleşmekte olduğu iddia edilmektedir. Konuyu açıklamaya çalışacağım: Almak istediği konutu belirleyen yabancı kişi tapu müdürlüğüne başvuruyor. Sisteme kayıtlı değerleme firması seçiliyor. Firmanın uzmanı Gayrimenkul Bilgi Merkezi üzerinden denetleme raporunu tapuya gönderiyor. Rapordaki değer üzerinden satış tescil ediliyor. Tapuyu eline alan yabancı kişi diğer belgelerle birlikte başvurduğu ilgili kurumlar vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oluyor. İddia sahiplerinin ifadesine göre çarpıklık ve sahtekârlık bu işlemin içerisinde gerçekleşmektedir. Gayrimenkul almak isteyen yabancı kişi, değerlendirme firmasını seçerken satıcı ile emlakçı devreye girmektedir. Bu suretle, alıcı, satıcı ve aracı arasında bir sistem kurulmaktadır. Örnekle açıklayacak olursak: 200 bin dolarlık bir taşınmaz 400 bin doların üzerinde gösterilebilmektedir. Bu şekilde aralarındaki anlaşmaya uygun olarak alıcı 100 bin dolarını geri alıyor, 100 bin doları da diğerleri bölüşüyor. Değerleme Uzmanları Birliği ve Sermaye Piyasası Kurulu yapılan işleme seyirci kalıyor, belki de ortak oluyor. Devlet fazla harç alıyor ama itibar kaybediyor. Bu tezgâha dâhil olan değerleme uzmanı sayısı az olmakla birlikte, sektördeki uzmanların hepsi de töhmet altında kalıyor, itibarları zedeleniyor ve tezgâha dâhil olanlar haksız bir şekilde yolsuzluk yaparak çok kazandığı hâlde namuslu olanlar mağdur oluyor. Aynı zamanda, bu işlemler sebebiyle gayrimenkul fiyatlarında aşırı yükselmeler olmakta, kiralar da bundan etkilenmekte ve artmaktadır.
Değerli milletvekilleri, her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı parayla bu kadar kolay ve ucuza satılmamalıdır. Bu vesileyle belirtmek istiyorum: Gayrimenkul alarak vatandaş olmak isteyen yabancıların alacağı taşınmazın bedeli daha önce olduğu gibi 1 milyon dolara çıkarılmalıdır. Onunla birlikte diğer bazı şartlar konulmalı ve titizlikle, gelişmiş ülkelerdeki gibi uygulanmalıdır. Tapuyla ilgili yürütülen bu şaibeli işlemler devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla konut ve arazi satışlarıyla ilgili yapılan sahtekârlığa derhâl son verilmelidir. Bunun için, değerlendirme raporları Gayrimenkul Bilgi Merkezi üzerinden adil ve şeffaf olarak yürütülmelidir. Namuslu çalışmakta olan değerleme şirketleri ve uzmanlarının asgari ücret tarifesi hemen düzeltilmelidir. Söz konusu tapu ve vatandaşlık olduğu için uyarımız dikkate alınmalı, gereği derhâl yapılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Sözlerime son verirken, 2023 bütçesinde duyduğum tek müjdeli haberi veren Çevre ve Şehircilik Bakanını tebrik ediyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından alkış alan Bakan "Bu yıl da aldığımız kararla poşet fiyatını 25 kuruş olarak belirliyor ve herhangi bir artışa gitmiyoruz." dedi. Yani her şeye zam var, sadece poşete yok, öyle mi? Zaten enflasyonla yapacakları mücadele ancak bu kadar olur; ayıptır ve günahtır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 bütçesi, 27'nci Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülen son bütçe teklifidir. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin de son bütçesi olmasını, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilerek Türk milletinin beklentilerine ve 21'inci yüzyıla yakışır nice bütçeler yapılmasını diler, saygılar sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)