| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 06.03.2013 |
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji Piyasası Kanunu Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, bir ay süreyle Sanayi, Enerji Komisyonunda görüştüğümüz bu yasa tasarısıyla ilgili olarak öncelikle paylaşmak istediğim konu, bu kanun tasarısının amacında "elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması" ifadesi kullanılmaktadır. Enerjiye erişebilmek her bir yurttaşımız için su ve havaya erişim kadar yaşamsal ve temel bir haktır. Pek tabii ki enerjiye erişimde göz ardı edilmemesi gereken husus da çevre duyarlılığıdır. Bunları hepimiz biliyoruz. Bu çerçevede, hedefimiz, en yoksul vatandaşımızın dahi enerjiye erişebilmesi ve çevre konusuna duyarlılıkla gelecek nesillerin haklarının gözetilmesi olmalıdır. Gelen bu yasa tasarısıyla biraz önce bahsettiğim bu hususların karşılanması başlı başına bir muammadır maalesef.
Değerli milletvekilleri, aslında enerji piyasasında 3 temel unsur bulunmaktadır:
1) Tüketiciler yani sanayicisi; meskeni ticarethanelerde elektriği kullanan kesim, tüketici kesim.
2) Üretici, elektriği üreten kurumlar, kuruluşlar.
3) Dağıtım şirketleri.
Mevcut, görüştüğümüz Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı, ağırlıklı olarak maalesef tüketicinin ve ülkenin gerçek zenginliğini sağlayacak sanayicinin ihtiyaçlarını karşılamaktan öteye, esas itibarıyla dağıtım şirketlerinin önündeki taşları temizlemeye yönelik, dağıtım şirketlerinin kârlarını artırmaya yönelik maddeleri içermektedir. Bu yasada, ne yazık ki yine vatandaşın, sanayicinin üzerindeki yükü azaltmak hedeflenmemiştir. Bu yasayla, verimli elektrik üretiminin altyapısını oluşturan otoprodüktörler ve kojenerasyon sistemleriyle de üretim yapılmasının önü kapatılmaktadır.
Öte yandan, bu yasa, Türkiye'nin temel sorunu olan ucuz elektrik üretimini ele almamaktadır. Zira 4628 sayılı Kanun hükümlerine göre lisans almış üretim yatırımcılarının yapmayı taahhüt ettikleri kapasite 70 bin megavat olmasına karşın, 2011 yılı sonu itibarıyla üretim tesisi kurulu gücü 16.700 megavat civarında gerçekleşmiştir.
Öte yandan, 2020'de böyle çok yaygarasını ederek her vesileyle ifade ettiğimiz rüzgâr santrali gücümüzün 20 bin megavata ulaşacağını söylerken bugün geldiğimiz nokta, on yılda geldiğimiz nokta 2.260 megavattır, on yılda geldiğimiz nokta 2.260 megavat. Önümüzde sekiz yıl var, sekiz yılda 18 bin megavatı nasıl gerçekleştireceğiz? Yani bu açıdan, üretim tarafı pek öne alınmadan sadece ağırlıklı olarak dağıtım şirketlerinin -biraz sonra da ifade edeceğim gibi- ihtiyaçları göz önüne alınmaktadır bu yasada. Bu nedenle, önergelerle bu eksiklikleri giderme bizim tarihî sorumluluğumuzdur.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)