GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:36
Tarih:12.12.2022

CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dünya önemli bir dönüşümün eşiğinde, önemli bir değişim dönemindeyiz; sağlık, ekonomi, küresel ticaret, savaşlar; birçok önemli tarihsel dönüşüm yaşanıyor, değişim yaşanıyor. Bu şartlarda ülkemizin en büyük talihsizliği, en büyük zorluğu ise dış politika alanında hiçbir ilke, hiçbir değer taşımayan, tek bildiği iktidarda kalmak için adım atmak olan bir iktidar manzarasının bulunmasıdır. Bu şartlar içinde şunu çok iyi biliyoruz: Bu iktidarın dış politikayla ilgili hiçbir uzun dönemli planı yoktur. Türkiye'de Dışişleri Bakanlığının varlığı tartışmalı bir konudur. Türkiye'de dış politikanın en büyük sorunu kurumsuzlaşmadır, Türkiye'de kurum kalmamasıdır. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Dünyada tartışılmıyor, sadece CHP'de tartışılıyor. Dünyada tartışılmıyor, sadece CHP tartışıyor kendi içinde. Hayret bir şey!

YUNUS EMRE (Devamla) - Bildikleri tek şey, bütün politikaları Erdoğan'ın iktidarda kalmasıdır. Bütün dış politika sürecinin şahsileştirildiği bir dönemdeyiz. Niye kurumsal dayanak yok diyorum? En başta Türkiye'nin Dışişleri Bakanının gerçeklikle ilgisi kalmamıştır.

TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Bu nedir ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Dinle, dinle! Derdin varsa çıkıp burada konuşursun, dinle!

TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Dinliyoruz zaten.

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Dinliyorum ya, ayıp ediyorsun.

YUNUS EMRE (Devamla) - Bakın, daha birkaç gün önce çıkmış diyor ki: "İnsan hakları bakımından Türkiye dünyaya örnek oluyor, bütün dünya bize gıptayla bakıyor." Ya, insaf ya, insaf! İnsan hakları konusunda dünyada en prestijli, en önemli uluslararası örgüt Avrupa Konseyidir, biz bu örgütün kurucu üyesiyiz.

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Parlamenter Meclisine Başkanlık yaptı senelerce, o Avrupa Konseyine... Ya, sinirlenme.

YUNUS EMRE (Devamla) - Ya, sizin döneminizde denetimden çıkmış bir ülke olarak Avrupa Konseyinin tarihinde ilk defa Türkiye denetim sürecine alındı. Siz kimi kandırıyorsunuz ya! (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - O bilmediğin Konseye senelerce Başkanlık yaptı Dışişleri Bakanı.

YUNUS EMRE (Devamla) - Sizin döneminizde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulamadığı için Türkiye Avrupa Konseyinde Türkiye'yle ilgili ihlal prosedürü başlatıldı. Çıkmış Sayın Bakan, diyor ki: "İnsan hakları bakımından bütün dünya Türkiye'ye gıptayla bakıyor." Böyle baktığı için mi Avrupa Konseyinde Türkiye'yi denetime alıyorlar? Böyle baktığı için mi Türkiye için ihlal prosedürü başlatıyorlar? Ben Türkiye'nin dış politikasının tarihinde böyle bir rezalet bilmiyorum arkadaşlar. Sayın Bakan, siz bir tek kendinizi akıllı, milleti sersem mi zannediyorsunuz ya? İnsaf ya! (CHP sıralarından alkışlar) Ben Türkiye'nin tarihinde böyle bir şey bilmiyorum. Yani yalan yanlış konuşmak, uyduruk başarı hikâyeleri anlatmak Türk Dışişleri Bakanına yakışıyor mu?

Sayın Bakan, Türkiye'ye layık bir Dışişleri Bakanı olamadınız, ya bari ciddi bir insan olun ya, ciddi bir insan olun ya! (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bakanın incileri bitmiyor.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, üsluba davet eder misiniz?

YUNUS EMRE (Devamla) - Otur yerine, otur yerine! Otur yerine, beni dinle! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Sen kime "Otur yerine!" diyorsun! Sen kime "Otur yerine!" diyorsun!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, İç Tüzük gereği temiz bir dil...

YUNUS EMRE (Devamla) - Bu Bakanın incileri bitmiyor, Bakanın incileri bitmiyor. Sayın Bakana göre...

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Terbiyesizlik yapma! Haddini bil!

YUNUS EMRE (Devamla) - Sus, sus, sus! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Hakaret etmek için mi geldin buraya! Ayda yılda bir Meclise geliyor... Hakaret etmek için mi!

BAŞKAN - Sayın Emre... Sayın Emre...

YUNUS EMRE (Devamla) - Sayın Başkan, sürem gidiyor, rica ediyorum... Sürem gidiyor.

Sayın Bakana göre en başarılı büyükelçiler... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Emre, nezih dilden şaşmayın.

TAMER DAĞLI (Adana) - Terbiyesizlik yapma!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, temiz bir dil...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

YUNUS EMRE (Devamla) - Sus, sus, dinle! Dinle, otur yerine, dinle! Otur yerine dinle, otur, otur! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Adi herif! Adilik yapma!

YUNUS EMRE (Devamla) - Sen ne bağırıyorsun ya! Ne bağırıyorsun kardeşim sen bana!

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Adilik yapma!

YUNUS EMRE (Devamla) - Ne bağırıyorsun! Hatibim ben, burada konuşuyorum, ben burada millet adına konuşuyorum. Bırak!

TAMER DAĞLI (Adana) - Sen kimsin!

BAŞKAN - Genel Kurula hitap edin Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - Sayın Başkan, sürem gidiyor, rica ediyorum... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Başkanım, böyle bir dil yok.

YUNUS EMRE (Devamla) - Şimdi, bu Sayın Bakana göre...

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Düzgün konuş!

YUNUS EMRE (Devamla) - Dinle!

Sayın Başkan, sürem gidiyor, rica ediyorum, sükûneti sağlayın efendim.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Temiz dil dinleme hakkımız var Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - Arkadaşlar, Sayın Bakana göre en başarılı büyükelçi atamaları siyasi atamalarmış; ya, lafa bak! En başarılı atamalar siyasi atamalarmış. Şimdi, sormak istiyorum, Türkiye'nin Dışişleri Bakanı olarak siz bunu söylediniz, "En başarılı atamalar siyasi atamalardır." dediniz. Adı "rüşvetçi"ye çıkmış bir insanı büyükelçi olarak atamış bir Dışişleri Bakanı bunu söyledi. (CHP sıralarından alkışlar) Adı "rüşvetçi"ye çıkmış bir eski Bakanı büyükelçi atamış bir insan söyledi.

Değerli arkadaşlar, bu eski Bakanın eşi sosyal medyadan bu Bakanı tehdit etti, sesi çıkmadı; biz bunları biliyoruz. Ayrıca, şunu da eklemek istiyorum: Rıza Sarraf gitti, Amerika'daki New York mahkemelerinde birtakım şemalar çizdi ve sizin büyükelçi atadığınız kimsenin kendisinin komisyoncusu olduğunu orada anlattı. Bütün bu icraatlardan sonra sormak istiyorum size: Ne işlem yaptınız kardeşim, ne işlem yaptınız? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Orada bütün pislikler ortaya saçıldığında ne işler yaptınız, ne işler yaptınız? (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Şimdi çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki: "En başarılı atamalar siyasi atamalardır." Bakın, arkadaşlar, Türk diplomatının ne olduğunu bilmiyorsunuz; öğreteceğim size, dinleyin.

Bakın, bu satırlar kimin? (AK PARTİ sıralarından "Allah, Allah!" sesleri, gürültüler)

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Sen kendini ne zannediyorsun!

YUNUS EMRE (Devamla) - Dinleyin, dinleyin, saygısızlık yapmayın.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Sen seçilmiş vekillere nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin?

YUNUS EMRE (Devamla) - Bakın, dinleyin, okuyacağım; iki satır okuyacağım, dinleyin.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan...

YUNUS EMRE (Devamla) - "Bahadır'la yeni evliydik. O, 30 yaşındaydı." Dinleyin. "Bahadır'la yeni evliydik. O, 30 yaşındaydı."

BAŞKAN - Sayın Emre, Genel Kurula hitap edin lütfen.

YUNUS EMRE (Devamla) - Sayın Başkan, rica ediyorum...

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Yaptığı saygısızlıktır ya!

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Sayın Başkan, bu nasıl iş ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Kardeşim, beni böyle susturamazsınız, susturamazsınız, susturamazsınız! (CHP sıralarından alkışlar)

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Haddini bilerek konuşacaksın; kimseye bir şey öğretemezsin!

YUNUS EMRE (Devamla) - Bekle, dinle, dinle, dinle. Neymiş efendim, en başarılı atamalar siyasi atamalarmış.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Zor durumda olduğunuzu biliyoruz ama bunlara gerek yok ya!

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Burada herkes senin gibi seçilmiş vekil!

YUNUS EMRE (Devamla) - Dinle, dinle, dinle, söylüyorum.

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Kiminle konuştuğunun farkında değilsin ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Söylüyorum, dinle.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Bu ne hadsizlik ya!

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Gözün dönmüş ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Sayın Başkan, sükûneti sağlayın, rica ediyorum.

BAŞKAN - Efendim, dikkat edelim lütfen.

Sayın milletvekilleri...

TAMER DAĞLI (Adana) - Üslubunu düzeltsin Başkan, üslubunu. Üslubunu düzeltsin.

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Komisyon toplantılarında böyle mi yapıyordun? Yazıklar olsun ya! Şov yapıyor.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - "Bahadır'la yeni evliydik. O, 30 yaşındaydı, ben 26 yaşındaydım." Tekrar söylüyorum. "Bahadır'la yeni evliydik. O, 30 yaşındaydı, ben 26 yaşındaydım. Bir sabah onunla vedalaştım ve daha sonra morgda, soğuk, paslanmaz çelik bir masanın üzerinde kurşunlarla delik deşik edilmiş cenazesini buldum." Bu ne biliyor musunuz? Bu bir Türk diplomatının, Türk diplomatı olduğu için şehit edilmiş Bahadır Demir'in eşinin satırları kardeşim. Sonra bu eş ne yaptı biliyor musunuz? Türk diplomatı olduğu için şehit edilmiş Bahadır Demir'in eşi gitti, Türk Dışişleri Bakanlığının imtihanına girdi diplomat olmak için. Bakın, arkadaşlar, Türk diplomatı budur, Türk diplomatı budur. Ve bu Dışişleri Bakanı çıkacak, diyecek ki: "En başarılı atamalarım siyasi atamalarım." Yazıklar olsun, yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar) Ve Türkiye'nin nasıl bir Dışişleri Bakanlığı vardı biliyor musunuz? Rahmetli Bahadır Demir'in eşi Melek Hanım, Melek Sina Baydur, yirmi aylık eşini şehit vermiş Melek Sina Baydur o Bakanlığın imtihanına girdi ve o Bakanlık dedi ki: "Sen hazır değilsin, ben seni kabul etmiyorum, git, daha iyi çalış, gel." dedi. Sonra tekrar çalıştı, sınava girdi ve Dışişleri Bakanlığının memuru oldu. Türkiye'nin böyle bir Dışişleri Bakanlığı vardı sizden önce. Bu hâle getirdiniz; rüşvetçileri bakan yapan, rüşvetçileri büyükelçi yapan bir bakanlık hâline getirdiniz. (CHP sıralarından alkışlar)

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Biz iftihar ediyoruz, yaptıklarıyla iftihar ediyoruz, dış politikamızla iftihar ediyoruz.

YUNUS EMRE (Devamla) - Kardeşim, biliyorum nelerle iftihar ettiğinizi.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İftihar ediyoruz, dünya da takip ediyor.

YUNUS EMRE (Devamla) - Onun için verdiniz değil mi Cemal Kaşıkçı dosyasını Suudilere. Sayın Bakanın açıklaması var, diyor ki: "Birleşmiş Milletler Raportörü çok haklıdır -neymiş, Birleşmiş Milletler Raportörü Madam Callamard çok haklıdır- Kaşıkçı cinayetinin failleri Suudi makamlarının en tepesindedir." Sayın Bakanın açıklaması, Dışişleri Bakanlığı "web" sayfasında duruyor. Şimdi, bunun olduğu bir ortamda, Türkiye'de, hâlâ o bakanlıkta nasıl oturabiliyorsunuz? Komisyonda ben sizin yüzünüze karşı söyledim "Bu milletin temiz alnına bu karayı çalamazsınız kardeşim, istifa edin, istifa edin!" dedim. (CHP sıralarından alkışlar) Bu tertemiz millete bu karayı çalamazsınız, yeşil Amerikan dolarları için bizim milletimizin tarihini lekeleyemezsiniz, bize bu lekeyi süremezsiniz! (CHP sıralarından alkışlar)

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, böyle iftiralarla karalayamazsın.

YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlar, gerçekleri duymak nasıl canınızı yakıyor, ben bunu görüyorum, görüyorum.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Karalayamazsın böyle iftiralarla!

YUNUS EMRE (Devamla) - Hangisi iftira kardeşim?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hepsi.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hepsi, iftira.

YUNUS EMRE (Devamla) - Hangisi iftira, söylesene bana.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hepsi, hangi birini sayayım, hepsi iftira.

YUNUS EMRE (Devamla) - Cemal Kaşıkçı'nın dosyasını siz vermediniz mi? Bu adamı siz büyükelçi atamadınız mı kardeşim?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Gereği yapılmıştır hepsinde de.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Birleşik Arap Emirlikleri'yle pasta kesmek mi?

YUNUS EMRE (Devamla) - Evet, evet. İktidar hırsı gözlerinizi bürümüş.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sizin bürümüş.

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Suyu bir kontrol edelim, ne içiyor acaba?

YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, milletimiz şunu da bilsin: Benim Hasan ağabeyim, Ayşe ablam; sen şimdi Avrupa memleketlerinin büyükelçiliklerinin kapısında vize için bekliyorsun; bundan kırk yıl önce Türk pasaportuyla bütün dünyada serbestçe gezebiliyordunuz; Türk pasaportuyla gezebiliyordunuz. Şimdi, Türkiye'de, önümüzde bir fırsat vardı, vize serbestisi gelecekti, değil mi? Sayın Bakanın Bakanlığının başlangıç dönemlerinde bu gündem olgunlaştı. Ya, 72 tane başlık var, büyük çoğunluğu sağlanmış, 6 başlık kalmış geriye. Bunların arasında biri var ki o canınızı çok yakıyor, ondan çok korkuyorsunuz. Avrupa'da, yolsuzlukla mücadele eden ülkeler grubu GRECO bakımından Türkiye'nin yükümlülükleri var; onları yerine getirmiyorsunuz, siyasi ahlak kanununu çıkarmıyorsunuz ve işte, benim Ayşe ablam, Hasan ağabeyim siz rahat rahat yolsuzluk yapabilin diye GRECO'nun düzenlemelerini geçirmediğiniz için vize serbestisinden yararlanamıyor, yararlanamıyor, yararlanamıyor! (CHP sıralarından alkışlar)

AHMET KILIÇ (Bursa) - Avrupa'nın ikiyüzlülüğüne niye değinmiyorsunuz?

YUNUS EMRE (Devamla) - Sayın Bakanın da Bakan Yardımcılarının da özel kalemleri vize müracaat ofisleri gibi olmuş, hepiniz telefonla oraları arıyorsunuz.

AHMET KILIÇ (Bursa) - Avrupa'nın ikiyüzlülüğüne niye değinmiyorsunuz?

YUNUS EMRE (Devamla) - Ya, millet telefona çıkmak istemiyor, bu memleketi bu hâle getirdiniz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Avrupa'yla ilgili birkaç cümle söyler misiniz ya! Avrupa'yla ilgili, Avrupalı dostlarınızla ilgili birkaç cümle söyleyin ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, söyleyecek çok şey var, süremin sonuna geliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Emre.

YUNUS EMRE (Devamla) - Sayın Başkanım, süremin yarısını bunların lafları yedi zaten; rica ediyorum.

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Konuşmaya başladığından beri sataşıyorsun.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Doğru şeyleri anlatıyor.

YUNUS EMRE (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, son bir örnek vereceğim: Sayın Bakan geçen hafta bir "tweet" atmış, Yunanistan'ın Batı Trakya'ya yaptıklarını, Yunanistan'ın zulmünü bize şikâyet ediyor. Ya, pes ya! Ya, hatırlatmak istiyorum, farkında değilsiniz anlaşılan, siz Dışişleri Bakanısınız, ya, Dışişleri Bakanına şu sorulur: Yunanistan bunları yapıyor da, sen sekiz senedir o koltukta oturuyorsun, bunların hangisini değiştirebildin kardeşim? Hadi Yunanistan'ın iç politikasını değiştiremedin, dünyada kaç memleketi ikna ettin de Yunanistan'ın bu zulmü konusunda onlar politikasını değiştirmişler? Sen ne işe yarıyorsun ya! Sen ne işe yarıyorsun! (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi oradan!

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Sana yazıklar olsun! Nasıl bir üslup! Nasıl bir üslup! Burası milletin kürsüsü. Bu nasıl bir hadsizlik!

YUNUS EMRE (Devamla) - Yunanistan'ı bize şikâyet ediyor, Yunanistan'ı bize şikâyet ediyor. Bırak, bırak...

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Bunun cevabını biraz sonra alacaksın.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Aslında nazik bir adamsın ama...

YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlar, hepsini biliyoruz. Konuşacak çok şey var, konuşacak çok şey var ama...

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Sen rotanı kaybetmişsin.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Hayırdır, böyle mi milletvekili kalacağını zannediyorsun, böyle yaparak mı? Bu kadar çirkinleşerek mi milletvekili kalacağını zannediyorsun!

YUNUS EMRE (Devamla) - Bağırma!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Böyle bir üslup olmaz! Utan kendinden ya!

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Başkanım, yeter ya! Sırf manipülasyon yapıyor ya!

YUNUS EMRE (Devamla) - Acıyorum hâlinize, acıyorum. Yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)