| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 12.12.2022 |
CHP GRUBU ADINA SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Avrupa Birliği bütçesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, Avrupa Birliğine üyelik sürecimizde, yirmi yıllık tek başına iktidarınızın dokuz yıllık Bakanı ve 2018 sonrası o bahsettiğiniz, övündüğünüz güçlü, hızlı karar alabilen yönetim sisteminin son beş yıllık Bakanı olarak ne yaptınız? Görev sürenizde Avrupa Birliğiyle müzakere ve üyelik sürecimizde bir ilerleme kaydedemediğimiz gibi, kazanımlarımızda da geriye gidişler yaşıyoruz. Tüm geriye gidişler karşısında, bizim tüm uyarılarımıza rağmen siz bir öz eleştiri yapmadınız, yapamadınız.
Bakın, bu süreçte "resmî aday ülke"den "ortak veya komşu ülke" atfına geriledik. Avrupa Birliği raporlarında ülkemiz "iyi düzeyde ilerleme, uyum" süreçlerinden "gerileme ve endişe verici kopuş" sürecine geldi. Ve yine, belki en önemlisi, döneminizde, üyelik müzakerelerimizin temeli olan Kopenhag Siyasi Kriterleri, hukuk, adalet, temel hak ve özgürlükler, güçler ayrılığı uyum sürecinde en ciddi geriye gidişlerle karşı karşıya kaldığımız alanlar oldu. Yine döneminizde ifade özgürlüğü, güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı ihlali başta olmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine en çok başvuru yapan ülke biz olduk.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal eden, AİHM kararlarını yok sayan, denetim sürecinden çıkan ülkemizin tekrar denetim sürecine alınmasına ve hatta ihraç tartışmalarına konu olmasına neden olan kimdir Sayın Bakan? (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, üyelik sürecimizin ilerlemesi için tamamlamamız gereken 35 fasılda 2016'dan itibaren bir tek fasıl dahi açılmazken açılan 16 fasılda da geri gidiyoruz. Neden bir fasıl açamıyoruz? Neden geriye gidiyoruz? Çünkü mevzuatımıza Avrupa Birliğiyle uyumlaştırmamız gereken bu açtığımız fasıllarda, bu başlıklarda uygun yasal mevzuatın aksine işte kişisel verilerin korunması, işte sansür yasası, HSK yapısı, STK, çevreyle ilgili kabul ettiğimiz yasalar; şeffaflığı, denetimi kaldıran yasalar; bütün atamaları, kararları Cumhurbaşkanına veren yasalar Avrupa Birliği mevzuatına, müktesebatına uyumsuz olarak burada kabul edildi. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, Avrupa Birliği üyelik sürecimizden bizi uzaklaştıran bütün bu düzenlemeler işte Avrupa Birliği raporlarına uyarı gerilimi olarak karşımıza çıktı. Şimdi, bu yasaları siz bugün birazdan çıkıp "Ön yargılı." diyeceğiniz Avrupa Birliği ya da Avrupa Birliği ülkeleri mi getirdi Sayın Bakan? Bu yasaları sizin grubunuz, sizin Hükûmetiniz getirdi buraya. Evet, özellikle açılması için ısrarla istediğimiz 23'üncü Fasıl Yargı ve Temel Haklar, 24'üncü Fasıl Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklarına uyum için, Avrupa Birliği mevzuatına uyum için burada oy birliğiyle kabul ettiğimiz yargı reform paketleri, insan hakları eylem planlarının uygulamada karşılıksız kalması, bunlarla ilgili tezatlıklar ve yargıya talimatlar karşısında sessiz kalmadınız mı Sayın Bakan? (CHP sıralarından alkışlar) İşte bunların yansıması olarak sizin döneminizde ülkemiz ilk kez fon kesintileriyle karşı karşıya kalmadı mı? İşte 18 Mart Göç Mutabakatı'yla düzensiz göçün bütün ekonomik ve toplumsal maliyetlerini yüklenip bu anlaşmanın bir ön koşulu olan vize serbestisinde somut bir kazanım elde edememek kimin başarısızlığı Sayın Bakan? Vize serbestisi bir yana -Sayın Emre, Sayın Çakırözer dile getirdi- bu serbestliği bir kenara bırakın, vatandaşlarımız yabancı büyükelçilik kapılarında vize randevusu dahi alamadıkları bir muameleyle karşı karşıya kaldılar. Bu, kimin başarısızlığı? (CHP sıralarından alkışlar) Peki, siz ne yaptınız Sayın Bakan bunun karşısında? Siz, bizim kendi vatandaşlarımızı değil, yabancı ülkelerin vatandaşlarını düşündünüz. Kısa vadeli maalesef döviz kazanımları için karşılıklı mütekabiliyet ilkesini altüst ettiniz. Kimlik kartlarıyla girişlerini sağladığınız o ülkelerin, bizim kendi vatandaşlarımıza uyguladığı vize kısıtlamalarına, engellemelerine ise bir çözüm üretemediniz. Evet, neden bu serbestlikteki 72 kriterden kalan 6 kriteri ısrarla tamamlamıyorsunuz.
Evet, değerli milletvekilleri, diğer yandan Avrupa Birliği ülkeleri Yeşil Mutabakat, dijital sektörler, sınırda karbon vergisi tartışmalarıyla yeni bir ticaret modeline geçerken siz yirmi yılda, Bakanlığınızın o uzun döneminde Gümrük Birliği Anlaşması'nı güncelleme bir kenara, bir virgülünü dahi değiştiremediniz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insan hakları, kadın hakları konusunda öncüsü olduğumuz, oy birliğiyle bu Parlamentonun onayladığı, ismini vererek kurucu unsuru olduğumuz Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede, bir kişinin kişisel tercihleriyle hâlâ gerekçelerini bilmediğimiz şekilde çıktık. Bu anlaşmanın birkaç kelimesine takıntı yapılmasının karşısında siz duramadınız Sayın Bakan. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Döneminizdeki bu geri adım, bu uluslararası alandaki itibar kaybı bir başarısızlık değil mi Sayın Bakan?
Değerli milletvekilleri, bugün aynı zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili kurumlarının bütçelerini görüşüyoruz. Döneminizde belki de başarılı, uyum sağladığımız Avrupa Birliğine üyelik müzakeremizdeki ekonomik kriterlerde çok ciddi geriye gidişler yaşadık. Özellikle ekonomik güven ve istikrarın teminatı bağımsız ve özerk olması gereken kurumları, işte, bugün Sayın Kuşoğlu detaylandırdı; bu kurumlar, işte, bugün bütçelerini görüştüğümüz BDDK, SPK, Kamu İhale Kurumu, TÜİK, Özelleştirme İdaresi, elbette, Merkez Bankası. Ne oldu bu kurumlara? Bu kurumlara partili bir Cumhurbaşkanının kişisel, liyakatsiz, siyasi tercihlerle yaptığı atamaların sonucunda bırakın Avrupa Birliğinden uzaklaşmayı bugün çok ağır ekonomik maliyetler yaşamıyor muyuz? Bu kurumların altüst edilmesi, tahrip edilmesinde işte, bugün yanınızda oturan Sayın Bakan Nebati açıklama çabasında.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Açtı gözlerini bakıyor, açtı!
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Açıklama çabasında bir epistemolojik kopuşlar sürecine, yeni model arayışlarına savruluyor ülkemiz. Sayın Bakan, tüm bu başarısızlıklara ve yönetim zafiyetlerinize bahane olarak sizden çıkıp işte, o malum bazı AB ülkelerinin, kurumlarının siyasi ön yargıları, ikircikli, objektif olmayan tavırlarını biz duymak istemiyoruz artık. (CHP sıralarından alkışlar) Sıraladığım bu geri gidişlere sebep olan, o ülkelere alan açıp sonra onların ön yargılarını raporlara girip kararları etkilemesine engel olunamaması kimin başarısızlığı? Siz tüm bunları neden engelleyemediniz, neden yönetemediniz ve kabul edin, başarısız oldunuz. (CHP sıralarından alkışlar) O övündüğünüz "Sahada ve masada güçlü Türkiye" savınız, aktif dış politika söylemleriniz tüm bunlara engel olmaya yetmedi mi?
Sonuç olarak, geçen yıl hatırlıyorsunuz Sayın Bakan, tüm bu eleştirilerimiz, sorularımız karşısında siz bu kürsüye çıktınız, bana, bize, tüm muhalefete dediniz ki: "Siz ne yapıyorsunuz?" Evet, biz ne mi yapacağız Sayın Bakan?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Sen bırak git, neler yapacağımızı göreceksin Sayın Bakan!
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Buyurunuz.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizin kişisel iktidar, iç politikaya dönük güç gösterilerine araç edilmesini ve günün sonunda sıfır kazanımlı tekrar başa dönmeleri ortadan kaldıracağız. Biz, Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizi kapalı kapılar arkasındaki pazarlıklara, bir kişinin kişisel tercihleriyle dönemsel yakınlaşmalara ve uzaklaşmalara, bir gün kalkıp "Ey!" bir gün kalkıp "Dostum, kardeşim." savrulmalarına asla izin vermeyeceğiz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Tüm gücün bir kişide merkezîleşmesi, siyasi, liyakatsiz kadrolarla, dönemsel gelgitler sonucunda kaybettiğimiz kazanımları ve yıllarımızı hızla telafi edeceğiz. Dış politikadaki kişisel çıkarları, hırsları, tutarsızlıkları silip atacağız. Ülkemizin çıkarlarını önceleyen dış politika geleneğimize sahip çıkarak donanımlı kadrolar ve güçlü kurumlarla birlikte itibarlı, onurlu ve istikrarlı bir dış politikayı hayata geçireceğiz. Ve böylece... (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHİR POLAT (İzmir) - Başkan, bir dakika süre verin.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bir daha uzatmıyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - Pozitif olmak iyidir.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Sadece on saniye izninizle Başkanım.
BAŞKAN - Yani bir uygulamayı ilan edeceğiz.
Buyurunuz Sayın Özdemir.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Sadece şunu söyleyeceğim: Güçlü kurumlar ve güçlü kadrolarla itibarlı, onurlu, istikrarlı bir dış politikayı hayata geçireceğiz ve böylece Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizi yepyeni reformlarla yönetecek, tüm vatandaşlarımız ve ülkemiz Avrupa Birliği içerisinde hak ettiği yeri alacak ve siz de bunu göreceksiniz Sayın Bakan. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)