| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 12.12.2022 |
HDP GRUBU ADINA FELEKNAS UCA (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği Başkanlığı bütçesi üzerinde partim adına söz almış bulunuyorum. Buradan Genel Kurulu, halkımızı ve cezaevlerinde bulunan tüm arkadaşları selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, AKP iktidarı yirmi yıldır Avrupa Birliği üyeliği vaadiyle oy toplarken Türkiye'nin yirmi yılın sonunda geldiği yer neresi ona bakalım: Örneğin, Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılında yaptığı bir konuşmada "Kopenhag Kriterleri, Ankara Kriterleri olacak." demiş. Avrupa Birliği üyeliği için önemli eşik olan bu kriterlerin Türkiye'de uygulanacağı sözünü vermişti ancak AKP iktidarı, özellikle son yedi senede insan hakları, demokrasi, ifade ve basın özgürlüğü gibi temel hakların karşılanmasını gerektiren Kopenhag Kriterleri, Türkiye için Türkiye'nin çok uzak olduğu kriterler hâline gelmiş durumda. Türkiye, bugün dünyada en çok gazeteci, akademisyen ve siyasetçinin cezaevinde olduğu ülke konumundadır. "İşkenceye sıfır tolerans" diyen iktidar, bugün cezaevlerindeki işkenceye, hak ihlaline göz yumuyor, ülkenin dört bir yanını cezaevine çevirmiş durumda. Halkın iradesinin gasbedildiği, yargının bağımsız olmadığı, AİHM kararlarının yok sayıldığı bir ülkede Kopenhag Kriterlerinden nasıl bahsedebilirsiniz Sayın Bakan? (HDP sıralarından alkışlar) Tüm ülkeyi cezaevine dönüştüren iktidarın işkenceye toleransı nasıl sıfır olabilir?
Değerli arkadaşlar, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz sene "Kendimizi başka yerde değil Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa'yla birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz." demişti. Bugün AKP iktidarı, Avrupa Birliği ve Batı'yla ilişkilerinde dibe vurmuş durumda. Avrupa Birliği müzakerelerinin tamamen rafa kaldırıldığı bu süreçte reformları uygulamak yerine "Avrupa Birliğinin kaide ve ilkelerini tanımıyoruz." diyerek karşı çıkıyorlar. "Bir gece ansızın" "Rahat durmazlarsa vururuz." tehditleriyle Avrupa Birliği ilişkileri gerildi.
İsveç ve Finlandiya'yla yaşanan son krizle birlikte başta ABD olmak üzere NATO ülkeleriyle de yeni bir kriz yaratıldı. Buralarda Kürtlerin üzerinden yaptıkları ucuz pazarlık siyasetiyle ellerinde olmayan güce bu şekilde sahip olmaya çalıştılar. İktidar sıkıştığı yerde Avrupa vaadiyle çıkabileceğini sanıyor ancak AKP iktidarının diplomasi anlayışı, Avrupa'da kapı kapı dolaşıp Kürt düşmanlığı yapmaktan öteye gitmiyor. (HDP sıralarından alkışlar) Avrupa Birliği uyum sürecinde AKP, açılan fasılları aslında demokratikleşme amacıyla değil, kendi ajandasını hayata geçirmek üzere askerî vesayetten kurtulmanın bir aracı olarak gördü. Dolayısıyla, AKP, özellikle referandumdan sonra Avrupa Birliği enstrümanını terk etmiş oldu, tekçi ve baskıcı rejimini kurumsallaştırma sürecine girmiş oldu. İktidarın yanlış ve düşman politikalarından dolayı Avrupa'da hızla itibar kaybeden Türkiye, vize serbestîsinden bahsedilen günlerden Avrupa ülkelerinin transit geçişlerde vize istediği bir ülke hâline getirildi.
Değerli milletvekilleri, iktidarın bu tutumunun sürdürülebilir olmadığını biz de ülke halkları da görüyor; nitekim, fatura halka kesiliyor. Bu nedenle, tüm ülkelerle barış ve müzakereci diplomasi ekseninde tutarlı ve ilkeli dış siyaset acil bir şekilde hayata geçirilmeli. Bunun için de ekonomik ve toplumsal sorunlar demokratik, barışçıl yöntemle çözülmeli. Kopenhag Kriterlerine bile gerek kalmadan toplumsal barış, demokrasi ve özgür bir ülke için Türkiye'nin tüm kimliklerinin Anayasa temelinde eşit yaşam hakkına erişimi sağlanmalıdır. Ankara kriterleri olacaksa bu, yeni bir toplumsal sözleşme biçiminde ele alınmalıdır. Aksi takdirde, bu, ülke halklarını daha da kutuplaştıracak ve bu temelde ne ekonomik ne de siyasal bir normalleşme sağlanacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FELEKNAS UCA (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
FELEKNAS UCA (Devamla) - Şunu biliyoruz ki: Komşularla sorunlarımızın bitmesinin, toplumsal barışın sağlanmasının ve Kopenhag Kriterlerinin bir an önce hayata geçmesinin tek yolu sizin gidişinizdir. İşte, o zaman halkımız size "..."(*) diyecek. (HDP sıralarından alkışlar)