GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:37
Tarih:13.12.2022

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, ben, bugün AKP döneminde yaratılan ve hâlâ kanayan bir yara olarak devam eden KHK'lilerden bahsedeceğim ve "Olağanüstü Hâl Komisyonu" adı altında kurulan, hukukun üstünde zorla oluşturulan bir zalim Komisyondan bahsedeceğim.

Sayın Başkan, biliyorsunuz, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra kamuda yaklaşık 130 bin insan herhangi bir adli ve idari soruşturma yapılmadan, sadece "İsimleri ekli listededir." denilerek kamudan ihraç edildiler; ihraç edilmekle kalmadılar, o kadar nefret tohumu ekildi ki "Ağaç kabuğu yesinler." diye suçlandılar. Bu insanların kamuda çalışması engellendiği gibi, özel sektörde de çalışması engellendi yani hayatlarını idame etmeleri engellendi, pasaportlarına el konuldu ve bu insanlar açlığa hatta -deyim yerindeyse- sivil ölüme mahkûm edildiler. Bu insanların bir kısmı inşaatlarda çalışırken yaşamını yitirdi, bir kısmı intihar etti, bir kısmı yurt dışına kaçak yollardan giderken Meriç'te, Ege'de çocuklarıyla boğuldular. Sadece kendileri cezalandırılmadı; eşleri, aileleri, çocukları cezalandırıldı. Peki, hukuk yolu açık mıydı? Hukuk yolu tamamen kapatıldı.

Bakın, 2017'de iki yıllığına aslında hukuksal hiçbir temeli olmayan "OHAL Komisyonu" adı altında bir komisyon oluşturuldu. Bu Komisyon tam altı yıldır -güya- durumlarını inceliyor. Altı yıldır bu Komisyon maalesef bu incelemeleri hâlâ bitirmedi; en son Mayıs 2022'de açıklama yaptı ve hâlâ durumu belli olmayan, durumu açıklanmayan 3 bin civarında insan vardı. Peki, bu Komisyon neye göre karar veriyordu? Gerçekten bir kurala oturan hiçbir yönü yoktu, söyledikleri sadece: "Kurum bilgisine göre karar veriyoruz." Peki, kurumlar zaten bu listeleri vermişti; kurumların verdiği bu bilgiler doğru muydu? Kesinlikle doğru değildi. Ama bir yandan da bu Komisyona maalesef ulaşanlar -biliyorsunuz- bir şekilde işlerini hallettiler. Bunu nereden biliyoruz, biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Biliyorsunuz, İnternet Haber'in sahibi bir yandaş gazeteci vardı, Süleyman Özışık. Ne demişti Süleyman Özışık? "Ben, gerek Süleyman Soylu'ya gerek OHAL Komisyonuna gerek diğer mercilere bugüne kadar masum olduğuna inandığım binlerce kişinin dosyasını götürdüm ve dedim ki 'Eğer bunlar masum çıkmazsa hesabını benden sorun.' ve araştırmalar yapıldı, masum oldukları anlaşıldı, görevlerine iade edildiler." dedi. Yani Süleyman Soylu ve OHAL Komisyonu, Süleyman Özışık'ın artık yaklaşımına mı güvendiler, yoksa burada maddi, siyasi bir çıkar mı döndü, onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Değerli arkadaşlar, şu anda gelen haberler bu Komisyonun lağvedileceği, bu Komisyonun görev süresinin altı yıldan sonra bitirileceği söyleniyor ama görev kimlere veriliyor? Yine bu insanların mahkemeye, adil bir hukuka erişimleri engelleniyor. Ne yapılacak? Ankara idare mahkemelerine -önce 2 idare mahkemesi dendi, şimdi 6 olduğu söyleniyor- başvuracaklar ya da bu bilgiler kurumlarından sorulacakmış. Zaten kurumlar niyetini belli etmiş, bu insanları ihraç etmiş. Altı yıldır bu insanlara zulmediyorsunuz.

Bakın, diğer bir önemli mesele, değerli arkadaşlar, barış imzacısı akademisyenler. Bakın, barış imzacısı akademisyenler hakkında, en yüksek mahkeme, Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi. Yerel mahkemelerde beraat ettiler ama hukukun üstünde, Anayasa Mahkemesinin üstünde hukuksuzca oluşturulmuş OHAL Komisyonu onlar hakkında, hepsi hakkında ret gerekçesi verdi, reddetti başvurularını. Bu insanlar hâlâ zulme uğruyorlar ve bu insanlar hâlâ zulüm çekiyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, bu insanlar OHAL Komisyonuna gittiler, reddedildiler; muhtemelen yerel mahkemeler de ret kararı verecekler. Peki, bu, kime gidecek? Anayasa Mahkemesine gidecek. Anayasa Mahkemesi zaten bu bildiriye imza atmanın "ifade özgürlüğü" kapsamında olduğunu söylemiş ve hak ihlali kararı vermiş. Siz bu insanlara niye zulmediyorsunuz değerli arkadaşlar, söyler misiniz?

İnanın, bakın, bugün AKP'nin çöküşünden bahsediliyorsa bunun en önemli nedeni insanlara zulmetmeniz; kul hakkı yemeniz; insanların doğmamış bebelerinin kanına, emeğine göz koymanız. Onun için çökeceksiniz, onun için kaybedeceksiniz ve elbet bir gün bunun, bu zulmün hesabı adil hukuk önünde sorulacaktır. Bu insanların çektiği acılara derhâl son verin diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)