| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 14.12.2022 |
HDP GRUBU ADINA HABİP EKSİK (Iğdır) - Genel Kurulu ve halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
9 Ekim 2022 tarihinde, Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde yani Gever'de barış ve demokrasi için, özgürlük için, cezaevlerinde yaşanılan hukuksuzluklar için ve tecrit sistemine karşı demokratik bir eylem gerçekleştirirken kolluk güçlerinin saldırısına maruz kaldım ve sol bacağım kırıldı. O sırada birçok yurttaşımız da âdeta işkenceden geçirildi. Bu süreçte beni arayıp soran, mesaj atan, ziyarete gelen ve sosyal medyada paylaşımda bulunan, bu hukuksuzluğu, bu vicdansızlığı kabul etmeyen, bu noktada dayanışma gösteren tüm halkımıza teşekkür ediyorum. Yine, tedavimde emeği geçen doktor arkadaşlara, sağlık emekçilerine teşekkürü bir borç biliyorum.
Değerli halkımız, kuruluşunda büyük bir emeği olan ve 1921 Anayasası'nda eşit yurttaş olarak tanımlanan ama 1924 Anayasası'nda ötekileştirilip yok sayılan Kürt halkı, sadece bugün işkenceden geçirilmiyor; maalesef, yüz yıldır iktidarlar tarafından Kürt halkı sistematik olarak işkenceye uğruyor, asimilasyona ve kültürel soykırıma uğruyor. Bu süreçte Kürt halkını temsil eden Kürt halkının seçtiği insanlara da şiddet, ölüm ve işkence her zaman reva görüldü, bugün de mevcut iktidar döneminde de reva görülüyor.
O açıdan, buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum: Ne bizim halkımızdan ne de özgürlük mücadelesini yürüten, demokrasi, barış mücadelesini yürüten halkımızın çocuklarının canından canımız daha kıymetli değildir.
Halkımıza buradan bir kez daha söz veriyoruz: Ne olursa olsun ne yaparlarsa yapsınlar sonuna kadar mücadele edip halkımızın hak ettiği eşit yurttaşlığı mutlaka sağlattıracağız ve bize zulmü, işkenceyi, ölümü reva gören iktidarları mutlaka göndereceğiz. Saraylarında keyif çatan siyasetçilerin, emin olun, o keyiflerine son verip o sarayların anahtarlarını paspasın altına bırakıp gidecekleri günleri mutlaka getireceğiz; sözümüz olsun bir kez daha.
Değerli halkımız, Şenyaşar ailesine, Emine Şenyaşar annenin adalet çığlığına adaleti sağlamayan yargı sistemi, emin olun, bana da adaleti sağlamayacaktır. "Türk Silahlı Kuvvetleri Zap'ta kimyasal silah kullandı." iddialarının araştırılması için öneride bulunan Sayın Şebnem Korur Fincancı Hocayı bir partinin Genel Başkanının talebi, âdeta siparişi üzerine tutuklayan yargı sistemi bana da halkımıza da adaleti sağlamayacaktır; onu çok iyi biliyoruz.
Yine, Meclisin kıymetli milletvekillerini sadece Genel Kurulda oy kullanacak, odalarında misafirleri ağırlayacak olarak gören Sayın Meclis Başkanına cevap vermenin de gerekli olduğunu düşünmüyorum. Hakkâri Valiliğinin yaptığı yalan ötesi açıklamasını bir başka yalanla yalanlayan ve gerçekten bütün kriminal kişilerle fotoğrafı çıkan İçişleri Bakanının yalanına cevap vermeye de gelmediğimi özellikle belirtmek istiyorum.
Değerli halkımız, buradan özellikle ifade etmek istiyorum: Yirmi yıldır bütçeleri gerçekleştiren iktidarın yaptığı bu bütçeyi de eleştirmeye gelmedim çünkü biliyorum, bu bütçe, bu iktidar tarafından son kez onlara hak olarak verildi. Bu bütçelerin hepsi yirmi yıldır zulüm, zorbalık, hukuksuzluk, yoksulluk, açlık, sefalet ve işkence barındırdı. Bu zulümlere sebep olacak bütçeler olarak tarihe geçtiler. Mevcut bütçenin de maalesef, yoksulluğa ve hukuksuzluklara zemin açacağını çok iyi biliyorum ama bütçe üzerine kararı, asıl halkımız seçim sandığı kurulduğunda verecektir.
Halkın iradesiyle seçilen ve halkın iradesini temsil eden Meclisin birer üyesi değerli milletvekilleri, buraya bana yapılan saldırının Meclise yapıldığını ya da dolayısıyla size yapıldığını anlatmaya da gelmedim çünkü biliyorum, bugün Türkiye'de "Ama o Kürt." "Ama onu Kürtler seçti." "Ama Sayın Öcalan için tecride karşı yürüdü." "İmralı'da uygulanan hukuk dışı, insanlık dışı işkence yöntemi olan tecride karşı yürüdü." diyecek bir anlayışın hâkim olduğunu biliyorum. O açıdan, şunu özellikle belirteyim: Asıl mücadele edeceğimiz noktanın bu anlayışı değiştirmek olduğunu çok iyi biliyorum ama buradan özellikle belirtmek istiyorum: Bakın, değerli halkımız, tecrit sonlansın, barış görüşmeleri tekrar gerçekleştirilsin, Türk çocuklarının sıvasız evlerine bayraklar asılıp işgüzar siyasetçiler tarafından tabutlarının başında siyaset devşirilmesin, Kürt çocuklarının kemikleri annelerine PTT Kargoyla gönderilmesin, Kürt babalarının kucaklarına çocuklarının kemikleri torbalarda verilmesin; inanın, iki bacağımın da kesilmesine razıyım; yeter ki barış olsun, yeter ki kardeşlik olsun, yeter ki eşitlik olsun, yeter ki bu kan dursun; analar ağlamasın, çocuklar yetim kalmasın. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli halkımız, buradan 35 milyon Kürt halkına da ayrıca seslenmek istiyorum: 21'inci yüzyılda yine kültürel soykırımdan geçirilmemek için, ülkenin yeni yüzyılında yine asimilasyon politikalarına maruz kalmamak için, eşit birer yurttaş olarak görülmemiz için birlik olmalıyız. "..."(*) (HDP sıralarından alkışlar)
Ey Türk halkı, bin yıldır beraber yaşadığımız, beraber mücadele ettiğimiz Türk halkı; 21'inci yüzyılda yine açlıkla, sefaletle, yoksullukla, savaşla karşı karşıya kalmamak için; dünyanın en güzel coğrafyasında, en güzel imkânlara sahip bu bölgede yaşarken yine çocuklarımızı aç yatırmamak için; gelin, elinizi Kürt kardeşlerinize uzatın, onlarla beraber mücadele edin; tıpkı Saruhan Oluç gibi, Sezai Temelli gibi, Serpil Kemalbay gibi, Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi, Murat Çepni gibi, Züleyha Gülüm, Oya Ersoy gibi Kürt kardeşlerinizin elinden tutun; bu ceberut sistemle, bu zalim sistemle hep birlikte mücadele edelim ve güzel bir yaşamı, ortak bir yaşamı birlikte var edelim. (HDP sıralarından alkışlar)
"..."(*) Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın halkların birlikteliği! "..."(*) (HDP sıralarından alkışlar)