| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 14.12.2022 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 8'inci maddesinin başlığı "Mali kontrole ilişkin hükümler." Maddeyle düzenleme yapılan Kanun 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu. Bu kanunla kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması, hesap verilebilirlik ve mali saydamlığı sağlamak üzere tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesi ve mali kontrolünün sağlanması amaçlanmıştır.
Ne ilginçtir ki "kamu zararı" kavramı mevzuatımıza bu kanunla girmiştir. Ne yaman çelişkidir ki yürürlükteki bu kanuna rağmen, kamu kaynakları etkili, ekonomik, verimli bir şekilde kullanılmamakta, hesap verilebilirlik kısmına hiç girilmemekte, kamu zararı artarak devam etmektedir. Uzunca olan maddeyi Divan Kâtibimiz okudu. Kısaca, kanun teklifinin 8'inci maddesinde deniliyor ki "5018 sayılı Kanun'a ekli (I) ve (II) no.lu cetvellerde yer alan kamu idareleri, kısa süreli hizmet alımı yoluyla kişi çalıştırırsanız ödeneğinize bağlı kalın; sürekli işçi, geçici işçi çalıştıracaksanız bütçeden size ek ödeme olamayacak, tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı tensip buyurursa." Sayın Cumhurbaşkanı isterse kamu idarelerinin bütçelerine aktarma da yapabilir, kamu idarelerinde çalışan işçilere ihbar ve kıdem tazminatı da ödenebilir, çırak adaylarının, staj yapan öğrencilerin, ders ücreti karşılığında görevlendirilen öğretmenlerimizin ücretlerinde de artış yapabilir; takdir Cumhurbaşkanının. Ders ücreti karşılığı görevlendirilen öğretmenler, boşuna beklemeyin, size seçim müjdesi olarak kadro yok ama ücretiniz artabilir, ta ki Sayın Cumhurbaşkanı tensip buyurursa. Sayın Cumhurbaşkanının seçim torbasında müjde çok; torbadan civciv mi çıkarır, kuş mu çıkarır, onu seçimde göreceğiz.
Gelelim (I) ve (II) sayılı cetvelde yer alan kamu idarelerine. (I) sayılı cetvelde Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı, yüksek yargı kurumları, bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar var. Bu kamu idareleri için bütçede uygun görülen ödenek tutarı yaklaşık 4 trilyon 424 milyar Türk lirası. (II) sayılı cetvelde YÖK, ÖSYM ve üniversiteler var. Bu idarelere verilen toplam ödenek yaklaşık 365 milyar 391 milyon lira. Bir de bu madde içerisinde yer almayan, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar var, onlara da yaklaşık 19 milyar 535 milyon lira ödenek ayrılmış. Bu tutarların düşündüren bir anlamı var: 2023 yılı bütçesinde yer alan genel bütçe ödenek tutarı, 2022 yılı Bütçe Kanunu'nda yer olan genel bütçe ödenek tutarına göre yüzde 155,9 oranında artışa denk geliyor.
Bilindiği üzere, 2022 bütçesi ilk altı ayda bitti, ikinci yarıda ek bütçe yapılarak 2022 yılı bütçesine neredeyse bir bütçe büyüklüğünde ek ödenek eklenmişti. Ülkenin yaşadığı enflasyon sonucu iktidar tarafından bundan daha açık bir kabul buyurulamazdı. Açıklanan enflasyon rakamları birbiriyle çelişiyor diye dert edinmeyin, yıllık enflasyon rakamı neymiş görün, bütçedeki artış oranı yüzde 155,9. 2023 bütçesi AK PARTİ'sinin yarattığı enflasyonun gerçek yansıması. Bütçenin finansmanı için yaklaşık 3 trilyon 762 milyar lira gelir bekleniyor. Açık yaklaşık 600 milyar lira; gıcır gıcır 200 lira basmakla bu açığı kapatmaya çalışıyorsunuz ama bütçe açığı tehlikelidir, para basmakla kapanmaz. Size daha fazlası lazım; bunun için borçlanmak, Esed, Mursi, terör yandaşı Birleşik Arap Emirlikleri için söylediğiniz büyük lafları yutmak, ayrıca, teminat ve ipotek lazım, Varlık Fonu da bu ipotekler için lazım.
Pandemide gezemeyen Sayın Cumhurbaşkanı son ziyaretlerinden eli boş dönmüyor. Hiçbir ülke çıkarı ve karşılığı olmadan Türkiye'nin boşalan Merkez Bankası rezervleri dolsun diye Hilali Ahmer yararına kuru kuruya para vermez, vermiyor da; karşılıklı anlaşmalara bakın; Katar ne vermiş, karşılığında ne almış; Araplar ne vermiş, karşılığında ne almış; Rusya ne vermiş karşılığında ne almış. İnternette basit bir araştırma yapın; bu araştırmalarda bir masumiyet gören varsa gelsin, burada söylesin.
Değerli milletvekilleri, bütçe yapmanın formülü aslında basittir, ya gelirini artırırsın ya da harcamalarını kısarsın. AK PARTİ'si yirmi yılda gelir artırmak için ne yaptı? Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kamu yatırımı ne varsa, ata mirası ne varsa sattı, ne fabrika kaldı ne toprak kaldı ne de ağaç; tabiri caizse hörgüçten yedi ama hakkınızı yemeyelim, gelir artırmak konusunda mucitsiniz, sıkı vergi topladınız, harcamaları kısma konusuna gelince sınıfta kaldınız.
Tasarrufun ilk kuralı nedir? Gereksiz ampulü kapatmak, gereksiz ne varsa alışveriş listesinden çıkarmak, lükse, şatafata son vermek. Ampul o kadar gereksiz yanıyor ki iktidarın tek sahibi de bunun farkında, aklına esince bir tasarruf tedbirleri genelgesi çıkarıyor. Kamu kaynaklarının maksadına uygun, azami tasarruf prensiplerine riayet edilerek kullanılması her kamu kurumu ve görevlisi için bir görev ve aynı zamanda bir mecburiyettir. Genelgeye gerek yok ki Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu zaten bu mecburiyeti hükme bağlamış. Kanunun gereğine uygun hareket etseniz, biraz devlet ahlakıyla hareket etseniz genelgeye gerek yok ki. Üstüne, 2017'de Orta Vadeli Program'da da "Araçtan tasarruf edilecek." diye beyan eden sizsiniz. Maksat, seçmene selam ama reisin sarayı gereksiz yanan ampullerle ışıl ışıl.
Dünyanın yönetildiği Beyaz Saray havuzuyla, tenis kortuyla, spor alanlarıyla birlikte reisin sarayının altıda 1 büyüklüğünde; Rusların Kremlin'inden reisin sarayının arsasına en az 10 tane sığdırılabilir. Amerika ve Rusya yazlık sarayımıza gıptayla bakıyor çünkü Cumhurbaşkanının harcamaları tasarruf genelgesinin dışında. Ben buna rağmen Sayın Cumhurbaşkanın "masrafları kısma" kararını takdir ettim. Biraz da merakla kaç kere tasarruf tedbirleri genelgesi yayınladığını ve bu kapsamda ne kadar tasarruf yapıldığı sordum. Sayın Fuat Oktay'a zahmet vermişiz, kendisi soru önergelerine genellikle cevap vermez ama 2003 yılından itibaren münferiden 4 defa tasarruf tedbirleri genelgesi yayınladığının cevabını vermiş, önergemin işine gelmeyen kısımlarını ise her zamanki gibi cevapsız bırakmıştır. Başkaları gibi biz ona Cumhurbaşkanının uçağının kanatlarını sormadık, vatandaşımızın merak ettiği, hizmet beklediği ilgili konuları kendisine milletimiz adına ilettik. Gerçi Sayın Fuat Oktay ne yapsın? "Ne kadar tasarruf edildi?" sorusuna cevap vermesi mümkün değil ki çünkü genelgeleri takan olmamış.
2021 yılı Genelgesi'nde denilmiş ki: "Kamu kurumlarında 2020 yılındaki taşıt sayıları 2023 yılı sonuna kadar en az yüzde 20 oranında azaltılacak." Azaltılmış mı? Nerede! 2021 Genelgesi'nden sonra aylık kara taşıt alım gideri 108 kat artmış. Daha geçtiğimiz aylarda Devlet Malzeme Ofisi kamuda kullanılması amacıyla eylül-kasım döneminde 100 taşıt aldı. Hele bir tanesi var ki tam tasarrufluk; sesle kumanda edilen, bagajı ayakla açılan, piyasa değeri 8 milyon 845 bin lira değerinde bir Mercedes. Allah'tan Devlet Malzeme Ofisinin aldığı araçlar ÖTV'den, diğer vergi ve harçlardan muaf; 2 milyon 149 bin 200 liraya alınmış. Bakın aradaki 6,5 milyon liralık fark motorize vergi dairesi kanalıyla vatandaşın üzerine binen vergi yükünün açık göstergesi.
Araç alımından vazgeçecekler mi? Hayır. 2023 bütçesinde kamu idarelerinin 3.241 araç alabilmesine izin verilmiş ama şartı var. "Ancak çok acil ve zorunlu durumlarda, münhasır olmak kaydıyla, Bakanlığın teklifi üzerine Sayın Cumhurbaşkanının kararıyla." Güler misiniz, ağlar mısınız. Cumhurbaşkanının araç filosu dünyada yok. Bu bütçeye göre, 20 araç daha alacak.
Yine, bazı kamu idarelerinin hibe araç edinebilme konusu var. Hibe, sıkıntılı bir konu. Kim neden kamu idaresine araç hibe eder ki? Bu konu Sayıştayı da rahatsız etmiş olacak ki "Kurumların önemli sayıda taşıtı hibe yoluyla edindikleri görülmektedir. Bu taşıtların kimler tarafından, neden bağışlandığı üzerinde durulması gerekir bir konudur. Yıllar itibarıyla, hibe edilen araç taşıt sayısında artışlar olduğu gözlemlenmektedir." tespitinde bulunmuşlardır. Hadi, Aile Bakanlığına araç hibe edilmesini bir şekilde anlarız ama Adalet Bakanlığına Ceza İnfaz Kurumu hizmetlerinde kullanılmak üzere kim bağış yapar? Sayın Soylu kimle fotoğraf çektiriyorsa arkasında mutlaka kriminal bir vaka çıkıyor. Bu nedenledir ki İçişleri Bakanlığına kullanılması için hibe edilen araçların finansman kaynağı hayırseverler mutlaka ve mutlaka araştırılmalıdır. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
İlave süre vermiyoruz Sayın Öztürk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Başkanım, şöyle söyleyeyim: Bugün, biliyorsunuz aynı zamanda Sanayi Komisyonu toplandı merkezî bütçe varken; orada ben bir yandan çalışıyordum, onun için buraya geldiğimde ilave ek süre verip vermediğinizden haberim yoktu.
BAŞKAN - İlave süre vermiyoruz Sayın Öztürk.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Müsaade ederseniz, konuşmamı selamlayarak tamamlayayım.
BAŞKAN - Selamlamak için açayım, burada olmadığınız için ama kimseye ilave ek süre vermiyorum, biliniz.
Buyurun.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Biraz önce bahsettiğim gibi merkezî bütçe varken aynı zamanda Sanayi Komisyonunda çok önemli bir görüşme olduğundan dolayı...
BAŞKAN - Onun için açtım zaten.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, AK PARTİ'si yirmi yıllık iktidarına rağmen bu bütçede de çırak çıkmıştır. Bu bütçe, itibarından tasarruf edemeyen sarayın bütçesidir. Bu bütçe, halkın bütçesi değil, rantın bütçesidir; betona gömülen bir ekonominin, karanlık bir geleceğin bütçesidir. Bu bütçe, bir faiz, borçluluk ve vergi adaletsizliği bütçesidir. Bu bütçe, bugüne kadar halkın sesine ve ihtiyaçlarına kulaklarını tıkayanların, vatandaşın sırtından geçinenlerin, kaşıkla verip kepçeyle alanların bütçesidir. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sözlerime son verirken, vekili olduğumuz milletimize seslenmek istiyorum: Bu, hazırladıkları son bütçe; biraz daha sabır, güneşli günlere az kaldı. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)